Kamera; Güven Bozcaada
MUTLULUK ŞİİRİ
Bir masal geliyor
aklıma çok eski diyarlardan; köpeğin önüne ot konmuş, beygirin ise et; sap ile
saman çoktan karışmış; ilkeler, onurlandırmalar derken; kaybedenlerin türküsü
hep aynı…
Kadim zamanlarının
şairi Gaius Valerius Catullus bu işin hep aynı olduğunu zamanlar ötesinden İ.Ö.
I. Yüzyıldan seslenir. Onun çağında halktan birisi Furius yaşar. O da bizim
askeri ücretliler, emekliler gibi geçim savaşı içindedir.
Nasıl ki bizde asil
dediğimiz halk, vekil dediğimiz milletvekilleri, bakanlar üst tabakanın zırhlı
sığınaklarına aitse, o zamanlar da halkın içine yaşayan, halkın hakiki
temsilcisi olan Farius da öyle; bizim gibi yaşarmış.
Doc. Dr. Ahmet Taner
Kışlalı’nın bir sözü vardır; “ İnsan kendi çevresini sindirdiği oranda dünyada
ki bilgi birikiminin de farkında olmalıdır. Bununla yetinmeyip, kendi çağından
önceki bilgileri de kavramalıdır. Ancak böylece ‘zaman’ı aşar, ütün zamanları
kavramış gerçek bir ‘aydın’ olabilir. “
Tüm zamanları
anlamayı saygı ile şimdilik bir kenara bırakıp, ozanın işaret ettiği ve bu
zamana aitmişçesine aynı yaşam biçiminin öyküsünü yine ozanın ağzından,
kaleminden dökülen dizelerle anlatmak isterim;
Farius, kölen, para kesen yok senin,
Tahtakurusu, örümcek, ateş desen de öyle,
Babanla üvey anan var buna karşılık,
Dişleri taşı bile öğütür,
Güzelce geçiniyorsunuz bir arada
Baban, kuru değnek gibi karısı, bir de sen.
Şaşılacak bir şey yok bunda;
Turp gibisiniz, göz değmesin,
Bir güzel de sindiriyorsunuz yediğinizi,
Hiçbir şey korkutmaz seni,
Ne yangınlar, ne ağır yıkımlar,
Ne insana kıyan eylemler,
Ne de zehirlenme oyunları,
Ne de başka tehlikeli olaylar;
Bedeniniz, dersen, kupkuru, boynuzdan beter,
Her şeyiniz takır takır,
Güneş, soğuk, açlık bunun nedeni.
Rahat etmeyecek miydin?
Mutlu olmayacak mıydın birde?
Ter bilmezsin, tükürük bilmezsin,
Bir şeycikler çıkmaz senden,
Pis sümük olmaz burnunda
…………………………….
…………………………….
Küçümseyeyim deme, Furius, sakın
Değerini bil iyi yanlarının
Bırak artık yüz bin sesters ödünç
istemeyi
Mutluluğun sana yetip artarken.
Halkını kandıran halkını oyalayan
imparatorlar, krallar, yöneticiler hep oldu. 2100 yıl önce Furius vardı; şimdi
Mehmet, Ahmet, Hasanlar var. Büyük oyalama, büyük hile ve büyük küskünlükler,
uyuşukluklar hep var.
Ozanlar da tam bu yüzden var; sevginin,
sevgisizliğin, adaletin, adaletsizliğin, dengenin dengesizliğin olduğu yerde
onların terazisi çağının olaylarına ilgisiz kalmadıklarını gösterir.
Catullus’un şiirinde ki gibi, çağının sosyal yapısını, politikanın kendisi
değil, politikacılarının yalancılığı, unutkanlıkları, Farius gibi halktan
insanların durumunu anlamak adına; sanki bugün gördüklerimizden hiçbir farkı
yok-muşçasına gülümsetiyor okuyanı;hüzünlü,acılı,soslu bir gülümseme…
Güven Serin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder