ESKİYE BİR TEKME,
YENİYİ BAŞKÖŞEYE!
Hoş geldin yeni yıl; hoş geldin 2019…Gelmeni, seni bahane
ederek ne çok şeyler tüketeceğiz; yiyecek, içeceğiz; üstelik tıka basa…
Bir dakika içinde
eski olacak 2018,bir dakika içinde yeni olacak 2019;daha yeni olur olmaz
eskimeye başlayacak. Çünkü bu algının sahipleri, efendileri; yani canlılar,
büyük insanlık da durmadan eskiyor, değişiyor, yenileniyor, kabına sığmaz hale
geliyor.
Alkışlarla,
ışıklarla, muazzam eğlence, yeme içmelerle hoş geldin yeni yıl. Bir taraftan
uygarlığın teknolojik nimetlerinden uzakta olanlar ise hiçbir zahmete
girmeyecekler eski ile yeninin değişimi sırasında. Mideleri, oburluktan dolayı
hiç ağrımayacak yeninin ilk sabahında.
Bir sürü ümit ve
temenni yapılacak, kendi beklentilerimizden öte diğer insanlara, tanıdık olanlara;
başarılar ve bolca sağlıklar dilenecek; hep olduğu gibi. Ama Önce bol zenginlik,
yani para beklentileri dile getirilecek. Biraz kurnazca, yanı başına hemen
sağlığı da ekleyeceğiz…
Hâlbuki doğanın
kanununu olan her şeyin bir arada olması, büyük sancılara gebedir. Bunu bir
türlü öğrenemedik. Sınırsız isteklerin, sınırını her daim doğa belirler. Evrim
belirler. Ağır ağır sahnede, değişmemizi, debelenmem izi veya kahramanlık
türküleri söylememizi izler.
Daha fazla sağlığın
nasıl olacağını bilim çoktan kanıtladı. Her şeyin kararında olması gerektiğini
köyde ki çoban bile bilir. Ama bir sürü ayrıntı vardır insanın daha fazla
zenginlik istemesinin. Yeni yılın gelişini de bir fırsat bilir; eskinin öfkesini,
birikmiş kin ve gururlarını yeni ile birlikte çıkartmak; yani büyük bir güce
sahip olmaktır bütün niyetimiz.
Yeni yılın bütün bu istekleri,
dilekleri, temennileri duyduğu yoktur. Onun süreci usul usul izler. Gün batımı aynı saatte, kendi değişimi, dönüşümlü için; ya uzar, ya da kısalır. Gün doğumu
da öyle; dünyamızın güneşin etrafında ki dönüşüne, eğrilerine göre; milyarlarca
yıldır hep aynı tekrarların peşinde yol alır; uydusu ay ile birlikte.
Yaşamlarımız
neredeyse işkenceye dönüştü. Her daim sürpriz beklentilerin tek amacı vardır;
çevremize, toplumumuza daha güçlü görünmek! En büyük araç, en büyük ev, iş yeri ve unvan bizim olsun! Bunun deryasal mutluluğunun ölçüsü yoktur…
Oysa kim bilir kaç
milyon kez tekrarlandı bu istekler. Bazıları da isteklerinin karşılığını ya mirasla,
ya şanslarının yardımıyla buldular. Ya sonları? Uslanmaz bir bezginliğin,
acımasız bir tüketimin sarhoşluğu içinde eriyip gitmediler mi?
En kabadayı
aristokratlar bile gücün, gösterinin yeterli olmadığını anladıklarında
yüzlerini topluma, toplumlara dönerler. İyiliğe sarılmak isterler. Yetmezlik
içinde boğuşanların kalplerini, dualarını, alkışlarını kazanıp, kendi
gidecekleri cennetlere bir bilet de buradan almak adına…
Şimdi, usulca veya
oldukça sağlam bir tekme vuralım eski yıla; 2018’e. Hoş geldin diyelim; Yeni
yıla;2019’a;Hoş geldin… Bakın! Bize gülümsüyor mu ne? Belki de o büyük çuvalın
içinden büyük paralar dağıtacak! Avuçlarınızı, hatta kucaklarımızı daha büyük açın;
daha büyük istekle yalvarın; belki de size doğru savuracak o büyük mirasın
muhteşem zenginliklerini.
İlim insanlarına,
filozof ve psikologların bir bölümü çoktan keşfetmiş zenginliğin en yeni
olanını. Hatta hiç eskimeyeni! Kendi varlığımızın ne büyük bir zenginlik olduğunu,
kendi kendimize yetme ve yetinme mucizesini anladığımız an; eski ile yenin
kavgasının da biteceğini; ardı ardına sıralanan anılar, hatıralar, görgü ve
deneyimler birikimi olmaktan başka bir şey olmadıklarını göreceğizdir.
Yen yıldan, bol sağlık,
bol mutluluk ve en önemlisi bol paralar istedik. Bütün bunları nasıl
taşıyacağımızı hiçbir zaman anlama yoluna gitmeden… Bunca araştırma yapılıyor,
hiç durmadan. Batı dünyası, uzayı, yerin altını, denizlerin dibini ne kadar
merak ediyorsa, insanın psikolojisini, sosyolojisini ve toplum bilimini de o
kadar merak ediyor.
Görünen nokta; en
mutlu olan insan; her aşamada şu şekilde ortaya çıkıyormuş. İster unvanı, ister
büyük paraları olsun veya olmasın; insan ilişkileri ve kendi varlıklarını özümsemiş,
yaşamdan ne bekleyip neleri reddedeceğini öğrenmiş insanlar; onlara ait bir
yudum yaşamın en küçük parçacığının dahi kıymetini bilerek yaşadıkları çoktan
kanıtlandı.
Şimdi şampanyayı
iyice sallayalım. Patlatırken bile havada uçacak mantarının ve çıkartacağı sesin,
bizim egomuz, şişkinliğimiz ve her an patlamaya hazır olduğumuzu unutmuş ve hiç
fark etmemiş olarak; nazikçe veya en kaba bir şekilde; eski yıla; 2018’e bir
tekme savuralım.
Yeni yıla; 2019’a hoş
geldiniz efendim demenin en kıvrak ve dişil bir sesle, boynumuzu da eğerek,
bizi beğenip dualarımızı da gördüğünü bilerek yeni yıla geğirerek girelim.
Çünkü midemiz de egolarımız da, isteklerimiz de hep şişkin…
Altyapılarımız ise
şehirlerimizin altyapıları gibi; tam bitti derken her yerden patlama, çatlama
ve kazılarla delik deşik olacağını unutmadan; hoş geldiniz yeni yıl, hoş
geldiniz efendim…
Güven Serin