Kamera; Güven Kadıköy Sahne
LEMAN SAM, ÂŞIK OLUR GİBİ ŞARKI SÖYLER
Sanatçının kendi
ifadesiyle; “ Âşık olur gibi şarkı söylerim, şarkı söyler gibi âşık olurum.”
Sanatın içinde bir yaşam; yaşamın içinde ise koca bir sanat…
Kadıköy Sahne’de
Leman Sam şarkılarıyla bir halk şöleni yaptı. Halkın içinde olmayı, yakın
teması, karşılıklı konuşmayı seven bir sanatçı. Doğrusu, özgün yaşam içinde
olan, yaşamın içinde bir damla yaşamın farkına varan her insanın yapmak
istediği bir şey; seyirci, dinleyici için de, sanatçı içinde oldukça doğru,
güzel bir sanat olayı…
Gecenin ilerleyen
saatleri 22.30’u gösterirken sahne alan sanatçı uzun saçları, beyaz elbisesi,
tam da ruhunun yaşama akan beden duruşunu anlatıyordu. Tıpkı şarkılarında,
yarım yüzyılı geçen yaşamında haksızlıklara karşı aldığı tavırlar, oluşturduğu
beden dili ve eylemlerde yaptığı gibi; özgün, dik, kararlı ve inanmış…
“ Bir gece kalkarım,
evin karşısındaki kavak ağacını seyrederim sabaha kadar… Kavak ağacına
ulaşıyorum ağaç oluyorum… Çünkü hep ağaç gibi yaşadım.” Doğaya, doğanın bir
parçası ağaca duyulan büyük aşk; sanatçı duyarlılığı üst seviyeye ulaşmış.
Kadıköy Sahne’de de
böyle bir sanatçı vardı; doğanın ta kendisi olan sanatçı, oldukça doğal
yanınızdaki arkadaşınız gibi; hem sohbet etti, hem şarkı söyledi. Gecenin
ilerleyen saatlerinde başlayan konser mekânı Kadıköy Sahne’ye ilk kez geldim.
Bodrum katı bir yer olmasına rağmen, sanat ve sanatçıyla; sanatseverlerle nasıl
bir şölen yerine dönüştüğüne tanıklık ettim.
Ölümüne siyaset
yapanların, varını yoğunu eğitime, ezber yaşamın kalıplarına, dünyevi
standartların alış-verişine adayanların zaman zaman soluklanacağı, sanat ve
sanatçıyla iç içe olacağı mekânların çoğalmasına hepimiz bir parça katkı
yapabiliriz diye düşünüyorum. Harcanan her türlü çaba; bize, toplumumuza kat
kat geri dönecek. Toplumun kısır döngüsü, gülmezliği, donukluğu; yetmezlik
içinde çırpınışını ancak sanatsal gösterilerle algılayabilir, dengeleye
biliriz. Çünkü sanat güzel olana, uzlaşmaya, o evrensel dengeye yürüyüş
başlatır…
Bir başka doğa hayranı
Cevat Şakir Kabaağaçlı şöyle seslenir;
“ Burası engin
göklerin memleketidir. İçten gelen bir türküyü kapıp koyuverin, uzaklaştıkça
türkü gökte masmavi olur. Işık burada yalnız karanlığı aydınlatmakla kalmaz,
aydınlattığı maddeyi değiştirir ve görülen bir şair rüyasına çevirir.”
Kadıköy Sahne ve
Leman Sam; âşık olur gibi şarkı söyleyen kadın da, geceyi bir şairin rüyasına
çevirdi. Rüyalardan korkmamanın, düşleri, ütopyaları zorlamanın, içselleştirip
ölümcül düşünceyi, renkleri, yaşama katmanın formülünü loş ışıklar ve sesini
dinleyicisinden esirgemeyen sanatçının uzun saçlı beyaz elbiseli bedeninde
bulduk.
“ Benim sesim aslında
doğanın sesi… Bir kavak ya da söğüt gibi yumuşak, köknar gibi militanca şarkı
söylerim.” Diyor Leman Sam. Başka şeyler de diyor elbet;
Orhan Veli’nin türküsünü söylüyor;
Mektup alır, efkârlanırım;
Rakı içen, efkârlanırım;
Yola çıkar, efkârlanırım.
Ne olacak bunun sonu bilmem.
Kazım’ın türküsünü söylerler,
Üsküdar’da;
Efkârlanırım.
Güven Serin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder