Kamera; Güven Tekirdağ
Tekirdağ Özel Eğitim ve İş Uygulama Merkezi
Kamera; Güven -Tekirdağ
Onlara "engelli" diyoruz. Acaba, engelsiz diye
bilinen bizler tam olarak incelersek ortaya
hangi büyük engeller çıkar?
Kamera; Güven -Tekirdağ
Tekirdağ Özel Eğitim ve İş Uygulama Merkezi
Kamera; Güven - TEKİRDAĞ
Kamera; Güven Tekirdağ
Okulun içindeki duvarlarda kuşlar uçuşuyor;
tazeliği,gençliği,kır kokularını, saflığı taşıyorlar;
tıpkı, adına engelli dediğimiz çocukların bakışları
gibi...
BÜTÜN DÜNYA BUNA İNANSA
1980 yılların
şarkısıydı ağızdan ağza, kulaktan kulağa yayılan;
Şu dünyadaki en mutlu kişi
Mutluluk verendir
Şu dünyadaki sevilen kişi
Sevmeyi bilendir
Şenay’ın sevgiye
inanmış sesi, neredeyse tüm evrene yayılacak sıcaklıkta yayılırdı ortalığa.
Bizler çocuktuk o zaman; inanmışlık ile beslene ve şarkıcı kadının bütün
dünyaya anlatmak istediği şarkının sözlerine inanan çocuklardandır.
23 Nisan
kutlamalarının devamı olarak yapılan kutlamalar için Tekirdağ Özel Eğitim ve İş
Uygulama Merkezine gittik. Ben, gazetem Habertrak adına, arkadaşlarım İlyas Bey
ile Necati Bey ise Tekirdağ Avrasya Kültür Derneği adına oradaydılar.
Okul Müdürü Ayşe Hanım'ın sıcak karşılaması, Yeşim Hanım'ın idealizm sanatına inanmışlığının
anlatımlarıyla renklendi. Ama beni bu eğitim diyarına, uygulama merkezine davet
eden Sermed öğretmene şükranlarımı sunmanın mutluluğunu da yaşıyorum. Bülent
öğretmenin ve diğer eğitimcilerin yüzlerindeki mutluluk, insana yapılan
hizmetin kalıcı mutluluğuydu.
Tekirdağ Özel Eğitim
ve İş Uygulama Merkezi, yaptığı çalışmalarla belki de birçok zihinsel engelli,
yeni katılan otistik çocukların kaderini değiştirecek adımlardan en önemlisi…
140’ı geçen öğrenci sayısı, 41 öğretmeniyle zor olan şeyi; kolay olmayan bir
mücevheri; yani insanı, ortaya çıkarıyorlar.
Bu merkezde eğitim
ve iş uygulaması gören çocukların bir kısmı zihinsel engelli, bedensel engelli
ve otistik. Tıbben onlara ne ad verilirse verilsin onlar bir canlı. Bizler gibi
insanlar. Ve her sağlam insan, bir gün, bir an gelip bedensel veya zihinsel
engelli durumuna düşebilir. Kaderin büyük kamçısı, her insana, hatta her
canlıya erecek kadar uzundur…
Okul merkezi
kırların, doğanın taze kokularıyla neşelenmişti. Her şeyden önce, bu okulun
çalışanı da, öğrencileri de gülümsemenin kültürleşmiş halindeydiler. Zordu
yaptıkları iş ama Yeşim öğretmenin dediği gibi;
“ Esas olan zoru başarmak! Kolay olanı herkes yapar.”
Ne kadar çok insan
hakikatin merhameti, aklı, sanatıyla yüzleşirse bir toplumun mutluluğu da o
kadar artar. Engelli çocuklar bu ülkenin güzel çiçekleri; büyük ormanın bir
parçası, kokularıyla, sesleriyle, renkleriyle…
Birçok yerde gördüğüm
manzara içimi sızlatacak büyüklükteydi. Ne engelli çocukları ne de onların anne
ve babalarını tam olarak anlama çabası içindeyiz. Sokaklarımızın,
caddelerimizin onlara göre düzenlenmediği, trafikte rahat ve huzurlu
dolaşmaları oldukça zor. Bir zorluğu da şu şekilde yaşıyorlar; bindikleri
araçlarda, girdikleri dükkânlarda onlara ya acıyarak bakan gözleri, ya da
onların gelmesinden rahatsızlık duyulan yüzleri görüyorlar. Bu görüntülere
bende şahit oldum.
Güzel insanlar,
unutmayın ki, zihinsel, bedensel engelliler ve otistikler onların yüksek
tabiatlarındaki, büyük yaratıcının onlarda bir takım davranış eksikliğinin
sebebiyle farklılar. Belki de farklılıklarıdır bu dünyanın esas dengesine anlam
katacak! Onları anlamaya çalışıp, ellerimizi korkmadan, çekinmeden ve büyük
gururların titiz bedenlerinden sıyrılarak uzatmalıyız.
Her mutlu oluşumda
hep o şarkı gelir aklıma;
Şu dünyadaki en güçlü kişi
Güçlüğü yenendir
Şu dünyadaki en bilgin kişi
Kendini bilendir
Tekirdağ Özel Eğitim
ve İş Uygulama Merkezi öğrencileri bedensel, zihinsel engelli veya otistik-tirler
Verilen eğitimi alabildikleri oranda almanın yüzleriyle, hiçbir yapaylık
bulaşmamış sadelikle alıyorlar. Tıpkı bir çiçeğin, bir fidanın verilen suyu,
gübreyi en doğal bir şekilde aldığı gibi; aldıkça güzelleşiyorlar, en güzel
ödülü, gülümsemeyi veriyorlar.
Şehrimin böyle bir
uygulama ve eğitim merkezine, hatta merkezlerine sahip olması, insan erdemiyle
yüceltti beni. İlyas Bey de, Necati Bey de okula gelmenin iç huzuruyla, birkaç
kez teşekkür ettiler bana.
NE OLACAK, BİR ŞEY
OLMAZ demenin sakıncalarını fazlasıyla ödeyen bir halkız. Aklın, tıbbın,
psikolojinin, öğretimin, eğitimin önerilerini insan sevgisiyle bütünlemek yine
en büyük zenginliğimiz, kazanımlarımız olacaktır; tıpkı Tekirdağ Özel Eğitim ve
İş Uygulama Merkezi içindeki kazanımlar gibi.
Dostlarım, fırsatını
bulur bulmaz, demiyorum, derhal çevrenizdeki bu tür okullara gidin; gidin ve
insan yüzünüzle, insan vicdanınızla yüzleşin. Bizlerin duyarlılığı, boyunları,
yürekleri eğilmeden soylu gülümsemeler içinde, öğreticilere, sevgiyle kucak
açanlara muhtaç çocuklara, bir kurtuluş olacaktır.
Aslında bu kurtuluş,
bizim; dokunan elimizin, yüreğimizin, gören gözümüzün, kalbimizin de kurtuluşu
olacaktır; bilmenizi isterim!
Güven Serin