Ektiğin tohumlara,yeşerttiğin filizlere;saygı ve sevgilerimle...
İKİ YARIM BİR BÜTÜN
Süleyman Paşa
İlköğretim Okulu Rehber öğretmen Göksel Beyin eğitimci konuşmacı olarak
katıldığı etkinlik oldukça önemliydi. Doğrusu, bildiğimizi sandığımız konularda
ne kadar çok eksiğimiz; eksiğim olduğunu da gördüm.
Ailelerin Çocuğun
Başarısında ki Rolü, Sağlıklı İletişim ve Aile Sağlığı, isimli etkinliğe
katılım da oldukça iyiydi. En azından insanların sürekli öne sürdüğü soylu
mazeretler, çocuklarımız için pek etkili olmamıştı.
Hemen hemen her
şeyimizi adadığımız, onlar için çalışıyoruz, onlar için varız, dediğimiz
evlatlarımız için hızla değişen dünya teknolojisi karşısında ne yapabiliriz, ne
yapamayız öğretileri karşısında tüm solon nefeslerini tutmuştu.
Özellikle üç camın
üzerine duruldu; Televizyon, Cep Telefonu ve Bilgisayar. Neredeyse girmediği ev
yok… Bunları icat eden ülkeler, sonradan satın alan ülkelerden daha bilinçli
kullanıyorlar. Çünkü okuryazarlık oranı neredeyse yüzde yüze yaklaşmış. Eğitici
çalışmalar kültürleşmiş; her iktidar değişiminde yerle bir olmuyor…
Okulun rehber
öğretmeni Göksel Bey konusuna iyi hazırlanmış. Özellikle video gösterimiyle
anlattığı öğretiler önce güldürüp sonra da kara kara düşündürecek öneme
sahipti. Sosyal Medyanın iyi kullanılmazsa nasıl da kurtlar sofrasına
dönüşeceğini çizgi filmle hazırlanan gösterimle; sesli, görüntülü görmemiz;
iliklerimize kadar işleyen gevşek, sıradan, zararsız sandığımız internetin,
telefonların nasıl da kâbusa dönüşeceği; canların, cananların, yavrumuz, her
şeyimiz dediğimiz canlıların zarar göreceğini anladık.
Artık, tüm
etkinlikler, teknolojinin yüksek nimetlerini eğitime, öğretime çevirme amaçlı
daha sık kullanılmalı. Göksel Bey teknolojiyi kullanmada iyi olsa da,
konuşmasına daha az zaman ayırıp, video, animasyon gösterilerine daha fazla yer
verseydi; akılda kalan çocuk aile rolü, çok daha can alıcı algıya dönüşürdü.
Bu etkinlikte neler
yoktu ki? Sadece okulun, öğretmenlerin ilgisinin parçanın bir tanesi olduğunun
altı çok net olarak çizildi. İşin içinde değer parça yoksa yani ebeveyn; o
zaman bir bütün etmiyor…
İki parçanın, hem
okul-öğretmen, hem de ebeveyn, bir bütünü oluşturması; aile sağlığı açısından
önemliyse; bir o kadar toplum sağlığı yönünden de çok önemlidir. Hükumetlerin
uzun vadeli politikaları çok daha acil ve kararlı bir şekilde gözden
geçirilmeli. Hastanelerdeki masraflar, hapishanelere girenler; nasıl
azaltılmalıdır diye ciddi bir araştırma yapılsa; ortaya çıkacak çözüm yolu;
sağlıklı, huzurlu çocuklar yetiştirmek olacaktır…
Çocukların doğar
doğmaz, bilinçli hele gelmiş, her türlü yardımı alacak aileler tarafından,
öğretmenler tarafından yetiştirildiğini bir düşünün! Daha az hasta olacakları
için, sağlık harcamaları ciddi bir rahatlama yaşayacaktır. Yetişkin hale
gelince daha az kazaya, belaya karışacakları için daha az sayıda hapishane
kurulacak, çok daha az masraf olacaktır…
Büyük, uygar
devletleri politikaları da, yurttaşlarına bakışı da büyük, uzun vadeli ve derin
olur. Aldıkları kararlarda, bilimsel çalışmalar, vicdani ve sanatsal değerler
de çok yakınlarında, onlara yol gösterici tarafta olurlar.
Göksel Beyin önemli
saptamalarından birisi de; “ Bizler oyun çocuğundan okul çocuğu yaratmaya
çalışıyoruz!” Bu sözün, bu haykırışın altını oldukça kalın çizmeliyiz.
Okullardaki teneffüsler, uygar ülkelerin çocuklarına sundukları gün ışığı, oyun
zamanı aralığının neredeyse yarısı. Ülkemizde çocuklara sunular teneffüsler
neredeyse 25 dakikaya düştü. Finlandiya’da bu zaman aralığı 75 dakika…
Rehber öğretmenin
dikkat çektiği diğer önemli konu; “ Çocuk okulda başka, evde başka oluyor.
Lütfen sıkça ve onu rahatsız etmeden ilgilenin. Okula daha sıklıkla gelin”
Sosyolojik Baskı,
yani bugünün modası olan “Mahalle Baskısı” insanoğlunun her daim etkisi altına
girip girmeme için de çaba göstereceği, ince bir çizgi ile ayrılan, insanın zekâ,
akıl ve görgüleriyle yakından ilgili olan bir şeydir. Yetişmiş insan bu
baskıların gücüyle mücadele edebilir. Ama çocuklarımız; yaşamın daha başında,
tazeliğin, masumluğun kıyısında gezinen o heyecan dolu canlılar; onlar;
etrafında bulunan guruplardan etkilenmeleri, kabul görme telaşı, korkusu içinde
ciddi bir baskı görmeleri, gizli bir karaktere bürünmeleri her an olabilir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder