BABAMIN
ZEMBİLİ
Tekirdağ’ın en üretken yazar ve şairlerinden birisi Zeynel İren’dir. Gözlerindeki ışık, sonsuza yazgılı bir kalemin, henüz yeni doğmuş bir yıldızın nükleer enerjisi gibidir…
Kitabı henüz çıkmış, taptaze bahar, dağ, orman, köy, kasaba kokarken imzalayarak bana verdiği eseri; Babamın Zembili, yani Umuda Yolculuk felsefesini taşımakta ve de anlatmaktadır.
Tadı-tuzu ve çeşnileri yerinde bir eser. Artık mazinin buğday, ekmek kokan su değirmenleri, yazarın doğa ile insan arasındaki kurmuş olduğu vazgeçilmez sevgiden ve yaşanmışlıklardan kaynaklanıyor.
Her eserinde bu dengeyi görüp, hissedip zihnimde hep diri ve yaşar haldeki doğa ve insan serüveni de kendi heyecanını, esintisini ve seslerini ortaya çıkartıyor.
Kitap bittiğinde Pehlivan Mustafa ve saflık yasası gibi vurulup, gönül deryası içinde peşinden koştuğu sevdiği Nigar’ı, Murat’ı tanımanın edebi bahtiyarlığı içinde, yaşamın öykülerle ne kadar anlamlı ve değerli olduğunu göreceğinizi ifade etmeliyim.
Mustafa Pehlivan bir kahraman… Her toplumun özleyeceği, bekleyeceği veya yetiştirmek istediği, sağlam ahlakı, bedensel gücü ve en önemlisi adil iradesiyle, kendi yaşadığı bölgede destansı bir isim…
Kitabın gerçekliği, yaşamın içinde, yaşanmış öyküleri örgü haline getirmesi bir yana, serüven duygularını, bir tarih kitabı sayfaları içinde bulup okuyacağımız antik bir öyküyü, Ganoslar denen gizemli dünyanın, içinde doğallık olan her canlıya nasıl kucak açtığını da yazarın düş ve insani gücü, bir yol gösterici gibi okuyucunun önüne seriyor.
Kitaba başlarken hissedeceğiniz duygular,”Buna benzer kitaplar okumuştum” düşüncesi, sayfalar ilerledikçe yazarın yaşama, insanlara ve doğaya bakış açısıyla, kendi renklerini yarattığı gibi, kendine özgü Zeynel İREN demi de bu kitaba en az, Ganosların adaçayları, ıhlamur kokuları gibi iyice etrafa yayılıyor…
Her sayfa, kendi şaşırtması içinde, kendi duygularını bir yükseltip bir alçaltıyor. Doğanın yer şekilleri gibi; ovalar, bayırlar, yaylalar, vadiler, mağaralar, zirve ve başarılar, hüzünler hepsi bir arada…
Yazar, insan ilişkilerine dikkat çekerken,
her eserinde olduğu gibi “ Aile” kavramını öne çıkartıp, belki de en pahalı, en
lüks haline gelen mutluluğun formülünü de yaratıcılığı, seçtiği karakterlerle
tarihsel bir hatırlatma içine giriyor.
Zeynel İren’i okudukça, her eserinde farklı olayların gelişimini, öyküsel tadı, gerçeklerle buluştukça çok daha iyi anladığımı düşünüyorum.
Ticari, siyasi kaygılardan çok uzak bir yazma biçimi. Sanatçıyı besleyecek olan erdem ve aşk, dayanılmaz bir yaratıcılık etkisi yaratıyor.
Bu eserde; Babamın Zembili kitabında: Doğa ve doğada bulunan vahşi hayvanlarla bir araya gelen Mustafa Pehlivan karakteri, belki de doğanın vazgeçilmez parçası olduğumuzu, doğadan ve doğallıktan ne kadar çok uzaklaşırsak, betonun, çelişkilerin ve kargaşanın içinde o kadar çile ve acılar çekeceğimiz kuşkularını, yazı sanatıyla dile getiriyor.
Bu öykü, sadece Mustafa Pehlivan ile Nigar’ın değil, hepimizin yitik öykülerinin de kayıp parçalarından birisidir…
Yazara ve onu yazma aşkıyla gönülden destekleyen ailesine, ( Eşi ve evlatlarına ) teşekkürü borç biliyorum…
Güven SERİN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder