2 Aralık 2022 Cuma

KAŞIKÇI'NIN DÖRT MUCİDİ

 

CEMİL YILDIZ

HALİL DİNLER ÖĞRETMEN

                              KAŞIKÇI’NIN DÖRT MUCİDİ

 

  1800’lü yılların başında büyük Balkan göçüyle Osmanlı’nın eriyen topraklarından dalga dalga gelen, Rumeli türküleri kadar; sıcak, samimi dört ailenin dört çocuğundan söz edeceğim. Halil Dinler hariç, üçünü tanıma fırsatını-şansını yakalamış bir insanın övüncü içinde anlatacağım; dört insanı, dört öyküyü, dört yeteneği siz değerli okuyuculara.

   Halil Dinler’i Ferhadanlı doğumlu Mehmet Çevik öğretmen sayesinde tanıdım. Mehmet Öğretmen ilkokul öğretmeni olan Halil Dinler’i öyle bir anlattı, dillendirdi ki, tanımadan sevip, saydığım öğretmenler, insanlar arasına girdi.

  Kaşıkçı doğumlu dört çocuğun dört öyküsü ve ortak yönleri nedir diye sorgulamak isterim…

  Öğrencilerinin kahramanı, bir yerde yeniden var olmalarının kurtarıcısı olan Halil Dinler 30 yıl 8 ay öğretmenlik yaptı. Kepirtepe Köy Enstitüsü mezunlarından. Kepirtepe binalarının bazılarının yapımında çalışanlarından; işçi ve usta olarak…

   Tekirdağ Endüstri Meslek ve Teknik Lisesi mezunu olan diğer iki çocuk: Cemil Yıldız ve Adil Yıldız da iki usta, iki aydın Kaşıkçı kökenli insanlarımız-dandır.

  O zamanın Endüstri veya Sanat okullarının nasıl bir öğreti içinde olduklarını anlamak için NİTELİK ve SAMİMİYET sözcüğüne dikkat çekmek isterim…

  Cemil Yıldız, okul ve askerlik yaşamından sonra, içinde olan üretme, var etme isteğini daha büyük şehre; İstanbul’a taşımak istedi. En yakınında bulunan aynı okul aynı sülale ve köy insanı ve arkadaşı Adil Yıldız’a beraber iş kurma teklifi etse de, Adil Yıldız, kısa süreliğine öğretmenlik yaptıktan sonra Almanya’nın yolunu tuttu.

  Cemil Yıldız, en çok istediği şeyi, İstanbul’da küçük bir atölyeyi kurmaktı. Düşü gerçek oldu. Sadece genlerden, Rumeli, Anadolu, Orta Asya’dan değil, öğretmenlerinden, Kaşıkçı kültüründen aldıkları disiplin, erdem, deneyim ve bilgiyle ününe ün, şanına şan kattı.

  Yüzlerce insana iş sağlayan Cemil Yıldız, bir yüzyıla yaklaşan, yarım yüzyılı geçen iş insanı tecrübesiyle Tekirdağ ve Kaşıkçı’nın; BİZLERİN markasıdır. Yüksek, üretken, çalışkan, özverili, erdemli bir değeridir…

   1969 yılında Cemil Yıldız tarafından Topkapı’da küçük bir atölye olarak kurulan Yıldız Kalıp A.Ş. şimdi 500 insanla birlikte çalışıyor.2015 yılı ISO Türkiye’nin ikinci 500 kuruluşu arasındadır: Kaşıkçı doğumlu Cemil Yıldız’ın 53 yıl önce kurduğu küçücük atölye…

  Adil Yıldız Almanya iş yaşamına, fabrika işçiliğine, ustalığına sessizce süzülür, suskunluğunu insan, ahbap, akraba hasretiyle yoğururken, bir başka Kaşıkçı insanı Ahmet İsu’yu hepsinden daha yakından tanıdım.

   Ahmet İsu bir dönem Almanya’da kalsa bile Kaşıkçı Tekirdağ hasreti yüzünden oradaki bütün olanakları nazikçe reddedenlerden birisidir.

  Tıpkı Cemil Yıldız’ın ilk zamanları gibi o da kendine, önünde asması, gölgesi, yeşili olan köy kahvesini açarak esnaflığa girdi. Bildik manada hiçbir zaman esnaf olmadı; olmak istemedi. Tıpkı, Almanya’nın bol parfümlü, ışıklı, albeni sunan yaşamının reddettiği gibi esnaflığın da ticari kurallarını yok saydı.

  Onun kıraathanesine girip de çayını, kahvesini içmeyen yoktur. İçip de para veren ise çok azdır. Sözünü ettiğim kişiler, yani parası kabul edilmeyenler misafir sayılanlardır. Kırk kez gitseniz de onun misafirisiniz…

   Av ve avcılık açılınca gülümserdi; tıpkı Erkin Koray’ın gülümsemesi, yüksek müzik kültürü ve düşüncelerinin yaşadığı yere sığmaması gibi bir parça hüzün, acı vardı Ahmet İsu’nun gülümsemesinde…

   Halil Dinler, yaşamı boyunca öğretmenliğe adanmış Köy Enstitüsü felsefesiyle binlerce öğrencinin, yüzlerce öğretmenin öğretmeni oldu. Adil Yıldız, derviş sessizliği içinde, dünyevi değerleri, ederleri çoktan keşfedip de sükûtu, öteki boyutları arayan Yunus felsefesiyle uğurlandı.

  Cemil Yıldız ise, bildik bütün kuralları yerle bir ederek, Kaşıkçı-Rumeli, Anadolu insanının yüksek becerilerini, kâhin olmadan, paşa çocuğu unvanı taşımadan fabrikatör olmanın yeteneğini, hünerini sadece ülkemize değil tüm dünyaya kanıtladı…

   Dört mucit, dört çocuk ve dört Kaşıkçı insanı! Aralarındaki ortaklık sadece Kaşıkçı Tekirdağ doğumlu olmalarından gelmiyor. Yıkmak yerine var etmek, yaygara yerine yüksek disiplin, dogmacılık değil bilim, nefret yerine sevgi onların en hakiki Kaşıkçı ortak değerleridir…

   Kimilerin ruhlarına, hayatın içinde halen yaşam sevinci saçanlara-ekenlere ise minnettarlığımı, onların destansı isimlerine saygı duyduğumu, bir, yüz, bin kez daha duyurmak etmek isterim…

Güven SERİN 

 

 

 

 

 

 




Hiç yorum yok: