9 Kasım 2022 Çarşamba

MALİ MÜŞAVİRLER DOĞADA DA VARLAR!

 

                     


 

            MALİ MÜŞAVİRLER, DOĞADA DA VARLAR!

    Tekirdağ Mali Müşavirler ve Muhasebeciler Derneği, tam manasıyla atağa kalktı. Masa başı yaptıkları işin ardı arkası kesilmeyeceğini gören, yaptıkları işi, matematik, sosyoloji, ticari bilimlerle yoğuran Mali Müşavirler, bölgemizin en eski zamanlarda oluşan doğal alanları Istranca Ormanlarında da bir arada yürüdüler.

    Özellikle gençlerin başı çektiği Mali Müşavirlerin koşusu, bir yerde,1956 yılında öne çıkan, şiirde yenilenmenin peşinde koşan; Cemal Süreya, İlhan Berk, Edip Cansever, Turgut Uyar, Ece Ayhan, Ülkü Tamer gibi, Mali Müşavirler, yenilenmenin, yenilikçi olmanın da öncüsü olacaklarını anlatıyorlardı…

    Her ne yapacaklarsa en iyisini yapabileceklerinin kanıtı gibi bu sefer de Istranca-Yıldız Dağlarında, belki de dünyanın en eski dağlarının vadilerinin kenarlarında, doğa ile dopdolu bir gün geçirdiler.

  Yakın zamanda sahneledikleri tiyatro oyunu, tiyatro sanatına bakışımızı sorgulamamıza neden oldu. İstenirse ve bu isteğin içinde saklı bir yeteneğin olduğu keşfedilirse, sanat denen yüce büyünün, her meslekte gün yüzüne çıkıp, insanların, insancıkların kopuk hafızalarına katkı verecekleri gibi, şehirlere, mesleklere yepyeni ve saygın bir bakış açısı da getirebileceklerini, Yahya Kemal Kültür Merkezinde sahneledikleri oyunlarla ispatladılar…

   Tekirdağ Mali Müşavirleri, dışarıdan veya içeriden bakıldığında oldukça sıkıcı, yorucu ve bitip tükenmeyen mesleğin içinde görünüyorlar. Sıklıkla değişen teknoloji, veri, yorum, kanunlar, maddeler değişimler karşısında ezilip büzülmek yerine, dimdik ayakta, tiyatro, koro çalışmaları yanında şimdi de bölgemizin en güzel doğal güzellikleri içinde adeta kayboldular; yeniden doğdular…

   Yürüyen Ayaklar gezi grubu rehberliğinde yola çıkan üç araçta bulunan Mali Müşavirler ve misafirleri, doğanın kalbinde tam manasıyla sıkı bir yürüyüş gerçekleştirdiler. Yaklaşık 14 km süren bir yürüyüş; Kayın, Gürgen, Akçaağaç ormanları içinde, sayısız bitkilere dokunarak, ormanın şölensi ve dökülen yaprakları içinde kendi insanlık tarihlerine çok güzel, yaşayan, kıpır kıpır bir anı eklediler.

   Görünen o ki, gönüllü çıkılan, kuruntu, kuşku, koşullardan sıyrılan her yolculuk, başlı başına katkı verenlerin, emek harcayanların en güzel onarım anı, en değerli şifa kaynağına ulaşma zamanları gibi bir şeye dönüşüyor.

   Mitolojideki karakterlerin ölümsüzlük otunu araması hiçbir zaman sona ermedi. Bugünkü tıp da, insan ömrünü uzatmak için bin bir çeşit hüner gösteriyor. Sözün kısası, bir yudumluk yaşamlarımız, dönüşüm, yenilenme ve farkına varma sayesinde çok uzun yaşayanlara tur bindirecek kadar uzun bir sürece süzülüyor…

   Dönüşüm, yenilenme nedir? Derseniz, tiyatro sanatında öne çıkmış, Temaşa Kültür Merkezi felsefesi olarak öne çıkan açıklamayı örnek vererek anlatmak isterim;

 “ Neden Tiyatro? Neden Değişim? Neden Seyahat, Gezi? Neden Doğa? Unuttuğumuz değerleri tekrar hatırlatmak-hatırlamak, sahiplenmek, canlandırmak ve sahnelemek adına geleneksel ile geleceği buluşturmak.”

   Dikkat ederseniz, anlatacak bir şeyleri olmayanların yapacağı tek şey, durduğu yeri bataklığa dönüştürmektir. Ya gezginler, yeni şeylerin peşinde koşanlar?

   Çatalca Binkılıç yakınlarındaki Istranca Dağları gezisi sürerken sıklıkla Yürüyen Ayaklar öncüsü Uğur Bey bilgiler verdi. Belki de karşısında duran ışıltı saçan, neşeden, latifeden haberdar insanlarla doğada bir kez daha olmak ona da aynı enerjiyi yüklemiş olacak ki; “ Nasıl memnun kaldınız mı?” sözcükleri fazlasıyla samimiyet içeriyordu.   

   Bu gezide öne çıkan en önemli değerlerden birisi, en az doğanın kendisi kadar buraya katılan Mali Müşavirlerin seçkin ve doğaya özen gösteren, zarar vermeyen insanlardan oluşmasıydı. Doğanın eşsiz yerlerinde 5–6 saat yürüyen insanların doğa içindeki görüntüleri, güz eğlencesi için, doğanın kendisi için tam manasıyla bir uyum, bir gösteri ve kavuşum anıydı…

   Gezilen, görülen ve geçilen küçük dereciklerde bol bulunan kayalar tam manasıyla Dinozorlar Çağına kadar uzanan milyonlarca yıl öteye gidiyordu. Uğur Beye sorulan bir soru da buydu:-Uğur Bey gördüğümüz bu kayalar hangi zamanlara uzanıyor?-Bir coğrafya öğretmeninden öğrendiğim kadarıyla dünyanın en eski kayalarından, dağlarından birinin üzerinde yürüyoruz arkadaşlar, diye verilen cevabın anlamı, özellikle ileri toplumlar için çok büyük.

   Neden mi? Bulunulan yer,65 ile 250 milyon öteye uzanıyorsa, bunu turizme yansıtırlarsa gerisini siz düşünün…

    Etkenliğin, katılımın anlamları ne olursa olsun, içinde genç insanlar yoksa renkler solgun görünüyor. Bu gezinin genç doğa ve sanatseverlerinden iki isme; Ece ve Eda ERGENE kardeşlere ayrıca teşekkürü, onları yapıcı, onarıcı, huzur verici gezilere katan büyüklerine teşekkürü borç biliyorum…

    5 Kasım gününe çok özel ve unutulmaz anlamlar yüklememize katkı veren Tekirdağ Mali Müşavirler ve Muhasebeciler Birliği Başkanı ve Yönetimine şükranlarımızı sunuyoruz…

 Güven SERİN 

 

Hiç yorum yok: