Kamera;Güven Selçuk
HAYATIN ŞAŞMAZ GERÇEKLERİ
Hayatın şaşmaz
gerçekleri vardır; siz ne yaparsanız yapın, insanın algıladığı yaşam hangi
hüznü ve sevinci yaşıyorsa yaşasın, hayatın vazgeçilmezliği içinde şaşmaz
gerçekleri, kendi döngüsünü sürekli tekrarlar. Bu tekrar, o canlıya verilen
ömrün son nefesine kadar, bilinen şaşmazlık içinde sürüp gider.
Şubat ayının ılıman-lığı içinde baharı koklayan hayvanlar, kendi büyük kıpırtılarına
başladılar bile. Kuşların eşlerini ikna için kur yapışları, yuvalarını gözden
geçirmelerinin zamanı başlıyor. Kedi ve köpeklerin şaşmaz mücadelesi başladı
bile. Dişisinin peşinden koşan erkek köpek ve kediler, bir sürü rakibi alt
etmek ve dişisinin sunacağı o tatlı rüyayı hak etmek zorunda. Bütün bu
koşuşturma hayvanlar için, nesillerinin devamı anlamına geliyor; yani üreme;
milyon yıllık büyük tekrar…
Hayvanların büyük
uyumu, tekrarlanan şaşmaz gösterilerle devam ederken, insanların da şaşmaz
tekrarları vardır. Kolordu Caddesinde neredeyse her gün tekrarlanan tavla oyunu
ve seyircilerin taraftar heyecanı kıskandıracak kadar cazibe oluşturuyor.
Tavla oyuncularının zar sesleri, pulların tavlaya çarpışı, az ötede dinlenen,
çoğunlukta uyuyan beyaz büyük köpeği hiçbir şekilde rahatsız etmiyor. Caddenin
hemen kıyısı, her iki yakası onun yeri sayılır; oradaki balıkçalar da, gelen
geçen de beyaz köpeğe çoktan alışmış. Beyaz büyük köpek, neredeyse bulduğu her
fırsatta en sevdiği işi yapıyor; uyuyor yani; büyük bir şaşmazlık içinde
uykuyu, doğan her günün ilerleyen saatlerinde tekrarlıyor.
Bir tekrarı da ben
yapıyorum. Her akşam Testereciler fırınına uğrayıp taze, hatta sıcak ekmeklerini alıyorum. Özellikle ekmeklerden birisinin soğuk olmasına dikkat
ediyorum. Sıcak ekmeğin mideyi yorduğunu, iyi gelmediğini biliyorum. Ama vazgeçemediğim
şaşmazlık içinde tekrarladığım şey, sıcak ekmeğin azcık, ucundan kırıp,
kıtırdata kıtırdata yiyerek evin yolunda ilerlemek; bu da benim şaşmazlığı,
elimin kolumun dolu oluşunun, döngünün üremesine yaptığım büyük hizmet olmalı.
İnsanların alış veriş
merakı, sigaraya düşkünlüğü, tanıdık birini yakaladı mı, bir anda anlatabildiği
kadar derdi anlatıp, sonra da ayrılırken ; “kendine iyi bak” demesi, hep
hayatın şaşmaz gerçeklerinden bazılarıdır.
Alışveriş merakı
dedim de, şaşmaz merakımız olan, özellikle kadınlarımızın bıkıp usanmadan
evlerinin içini eşyalarla doldurmaları, vazgeçilmez gerçeklerden birisidir.
Yakın zaman önce açılan, adına “Bedavacı” unvanını koyan iş yeri, sabahları
kuyruğa girmiş insanlarla doluyor. Ne alırsan 3,5 TL olduğu için, insanlar
gözleri karamış olarak gelip, evinde olmayan veya varsa bile ikinciyi, üçüncü
eşyayı alıp gidiyorlar. Bir çamaşır sepeti veya Pazar arabası kadınların
aldıktan sonra en çok tebessüm ettikleri, bir savaş kahramanı gibi oradan
ayrıldıkları gerçeklerden birisidir.
Esas olan, bıkıp
usanmadan tekrarlanan başka gerçekler de var; evlerimizin dış boyası eksik,
çatı akıyor veya deprem tehlikesi olan bir bölgede yaşıyor oluşumuz vız gelir
bizlere; bir ucuzluk varsa, evlerimiz ağzına kadar eşya ile dolu bile olsa,
yedekte bulunsun düşüncesiyle inanılmaz tekrarları yaparız; tıpkı, yemeden,
içmeden, sağlıktan, eğitimden, eğlenceden kesip de yapmaya çalıştığımız küçük
birikimlerin, kıyamadığımız çocuğumuz veya torunumuz tarafından muhteşem bir
kıyma hareketiyle yok edildiği gibi; bunlar hep, ama hep tekrarlanan hayat
gerçeklerimizdir; biz kokar bu gerçekler.
Bir başka
gerçeklerimiz de televizyon ve gazete dünyamızdan geliyor. Kaza, terör,
cinayet, şiddet olayları hep başköşededir ama sanat, müzik, eğitim, sağlık,
felsefe, spor haberleri, özellikle futbolun dışındaki spor haberlerini ara ki
bulasın! Belli ki, tekrarlanan vazgeçilmez gerçeklerimizden birisi de, artık
gına geldiğimiz kan, korku, kavga, ölüm haberlerini hep ön sıraya koyacaksın;
koyacaksın ki insanlar sürekli kendi hallerini şükürler etsinler.
En ilgimi çeken ve
bir türlü tam çözemediğim muhteşem gerçeklerimizden birisi de, insanların
acıma, merhamet ve adalet duygularının sislerin içinde kaybolup, şekil
değiştirmeye başladığına tanıklık yapmamdır. Tanık olduğumuz bütün insanlık
dışı haberlere etkisiz tepkileri yaptıktan sonra, şükürler olsun bu günümüze
deyip vaziyeti kurtarma gösterimiz bence en büyük, en inanılmaz ve en zavallı
olanındır.
Belki de ben
yanılıyorumdur, hayat, kurnazların, hilebazların, korkuyu iyi ayarlayıp
kayıpları en aza indirenlerin en kazançlı duruma geçecekleri yerdir. Duygulu,
nazik, zarif, bilgili ve korkusuz insanların ise, kaybetmeye mahkum oldukları
büyük gösterinin yapıldığı biricik yerde, hassaslığın, felsefenin muhteşem
derinliğinin büyük acılarını yaşıyordur; kim bilir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder