Novak Djokoviç ve ROGER FEDERER
WİMBLEDON
EFSANELERİ
2019 Sezonunun
üçüncü Grand Slam mücadelesi olan Wimbledon Tenis Turnuvasının tek erkekler
maçında iki efsane karşı karşıya geldi. Tüm zamanların en iyisi kabul edilen
İsviçreli Roger Federer ile Sıpr Novak Djokoviç beş saatlik mücadelenin
sonucunda Novak Djokoviç’in 3–2 galibiyetiyle sonlandı.
Tüm dünyanın
yakından takip ettiği ve izlediği bu tarihi karşılaşma beş saat sürdü. Beş
saatlik izleme sürecinde neredeyse gözlerimi dahi kırpmadan her hareketi
hafızama kazımak istedim.
38 yaşına girmiş
artık tenis oynayamaz, şampiyon olamaz denen Roger Federer,bir efsane olmaktan
öte neredeyse maçı alabilecek bir mücadele içinde son ana kadar Novak
Djokoviç’i zor durumda bıraktı.
Dünya seyircisin
yanında Wimbledon seyircisinin büyük kısmının da Roger Federer’i tutması, ayrı
bir destan ve tercih… Federer’in sakin halleri, sporcu centilmenliği insanların
gönlüne çoktan girmiş. Dile kolay; tenis kariyerinde 20 Grand Slam kazanmış.
Kendine has vuruşları,
her an sonuca gidecek hızlı hareketleriyle öne çıkan Federer, istediği zaman
sonucu değiştirecek servisleriyle Djokoviç’i çok zorladı. Öyle anlar geldi ki,
Sırp raketin pes edeceğini zannettik.
Roger Federer
21.Grand Slam’ı ararken, Wimbleden tarihinde 9.şampiyonluğunu, kupasını hayal
ederken Sırp Raket Djokoviç de hiç boş durmadı. Düştü, kalktı, geriye kalması
onu çökertmedi.
Sırp raket Djokoviç
5.Wibleden şampiyonluğunu yaşarken, Grand Slam mücadelelerine bir kupa daha
ekleyerek, tarihe geçecek sporcular arasındaki yerini çoktan aldı. Aynı zamanda
Djokoviç’in Avrupa seyircisinden yeterli ilgi görememesinin aralarının açık
oluşunun bir parça yakınlaşma adına, bir adım daha ilerlemesi anlamını da
taşıyor bu kupa.
Dünya en büyük
karşılaşmalarından birisini daha izlerken, bu konunun sosyolojik tarafı da beni
çok yakından ilgilendiriyor. Spor karılaşmalarında spor felsefesi, estetik,
başarı, mücadele anlayışı ve centilmenlik neredeyse tüm dünya insanlarını ortak
bilinci ve tercihi!
Tenis dünyasını
takip etmeye başladığımdan beri sevmiş olduğum sporcuların başında gelir Roger
Federer. Maçı izlerken de onun kazanmasını kim bilir kaç kez istedim. Kazanma
durumuna da geldi. Maç, baştan sona başa baş bir mücadele içinde geçti. Her iki
sporcunun aralarında altı yaşlık farka rağmen, bu farkı tecrübesiyle yok eden
Federer, defalarca ayakta alkış aldı.
Seyircinin ayağa
kalkarak alkışlaması, her sporcunun, sanatçının yakalayacağı bir durum değil.
Katiyen!
15 Bin kişilik
merkez kortu ayağa kaldırmak, aynı zamanda derin bir saygı ve kalıcı bir
sevginin karşılığı değil midir?
Mustafa Kemal
ATATÜRK’ÜN sporcular üzerine söylediği bir söz vardır:” Sporcunun, zeki ve
çevik oluşunun yanında iyi ahlaklısı!”
Baktığımızda bütün
bu görüntüler, özellikler Roger Federer’de var. Sırp raket Djokoviç’de yok mu?
Zekiliği, çevikliği, istikrara, spora olan inancı olmasaydı buraya, bu
efsaneler içine gelip bir efsane olmayı hak edemezdi.
Öteden beri
düşünmüşümdür; onda olan eksik şey ne? Görüntüsü mü? Başarı, görüntüyü eninde
sonunda yok eder. Değil; sadece görüntüsü değil. Beden dili! Beden dili, sporun
zekâsına, esnekliğine, iyi ahlakına inanmış insanları tam manasıyla ikna
edemiyor.
Yıllardır bu dünya
içinde 16.Grand Slam şampiyonluğu olan büyük sporcunun inanılmaz mücadelesinin
yanında beden dilinde bir şeyler eksik. O şey veya şeyler; seyirciyi kalben
kazanamıyor.
Bu tür insanlar
çevremizde de var. Vardır da! İyidirler, hoşturlar ama sırıtışların da büyük
kurnazlık çıkar ortaya. İşte o büyük kurnazlık, evrensel sevginin kabul
edemeyeceği şeydir. Efsanede olsanız, bu kabul görmez…
Federer’in efsane
oluşunda, zekâsı, oynadığı oyun elbette en önde geliyor. İşte bu başarıları
mayalayan en önemli şey; onun mahcubiyeti. Rakibini yenerken, vahşi bir canavara
dönüşmemesi… Her daim, insan yüzü, kadim zamanların öykülerindeki merhameti,
nezaketi, zarafeti anımsatması; onun başarısının ayrı bir öyküsüdür.
Beş saatlik mücadele
sonucunda kazanan Novak Djokoviç oldu. Kupasını ve o büyük parayı o aldı. Federer
3-2 kaybetti görünse de, inanın bana, tüm zamanların efsanesi olarak çok ama çok
uzun zaman konuşulacak. Anlatılmaya, onun hikâyesini başka başka sanat
dallarında görmeye hazır olalım…
Güven Serin
2 yorum:
heey izliyom ben de eurosport da ne olursa. tenis evet tabii. nadal federer, kızlarda da şimdi değişik şeyler oluyoo. bisiklet, snooker, ne varsa izliyom oleeey :)
Süpersin Deep:)) İnanıyorum ki epey keyif,heyecan da yaşıyorsun;yaşasın bir şey olan kızlara:))
Yorum Gönder