Sayfalar

15 Temmuz 2019 Pazartesi

WİMBLEDON EFSANELERİ






Novak Djokoviç ve ROGER FEDERER





                                  WİMBLEDON EFSANELERİ



   2019 Sezonunun üçüncü Grand Slam mücadelesi olan Wimbledon Tenis Turnuvasının tek erkekler maçında iki efsane karşı karşıya geldi. Tüm zamanların en iyisi kabul edilen İsviçreli Roger Federer ile Sıpr Novak Djokoviç beş saatlik mücadelenin sonucunda Novak Djokoviç’in 3–2 galibiyetiyle sonlandı.


   Tüm dünyanın yakından takip ettiği ve izlediği bu tarihi karşılaşma beş saat sürdü. Beş saatlik izleme sürecinde neredeyse gözlerimi dahi kırpmadan her hareketi hafızama kazımak istedim.

   38 yaşına girmiş artık tenis oynayamaz, şampiyon olamaz denen Roger Federer,bir efsane olmaktan öte neredeyse maçı alabilecek bir mücadele içinde son ana kadar Novak Djokoviç’i zor durumda bıraktı.

   Dünya seyircisin yanında Wimbledon seyircisinin büyük kısmının da Roger Federer’i tutması, ayrı bir destan ve tercih… Federer’in sakin halleri, sporcu centilmenliği insanların gönlüne çoktan girmiş. Dile kolay; tenis kariyerinde 20 Grand Slam kazanmış.

  Kendine has vuruşları, her an sonuca gidecek hızlı hareketleriyle öne çıkan Federer, istediği zaman sonucu değiştirecek servisleriyle Djokoviç’i çok zorladı. Öyle anlar geldi ki, Sırp raketin pes edeceğini zannettik.

   Roger Federer 21.Grand Slam’ı ararken, Wimbleden tarihinde 9.şampiyonluğunu, kupasını hayal ederken Sırp Raket Djokoviç de hiç boş durmadı. Düştü, kalktı, geriye kalması onu çökertmedi.

  Sırp raket Djokoviç 5.Wibleden şampiyonluğunu yaşarken, Grand Slam mücadelelerine bir kupa daha ekleyerek, tarihe geçecek sporcular arasındaki yerini çoktan aldı. Aynı zamanda Djokoviç’in Avrupa seyircisinden yeterli ilgi görememesinin aralarının açık oluşunun bir parça yakınlaşma adına, bir adım daha ilerlemesi anlamını da taşıyor bu kupa.

  Dünya en büyük karşılaşmalarından birisini daha izlerken, bu konunun sosyolojik tarafı da beni çok yakından ilgilendiriyor. Spor karılaşmalarında spor felsefesi, estetik, başarı, mücadele anlayışı ve centilmenlik neredeyse tüm dünya insanlarını ortak bilinci ve tercihi!

  Tenis dünyasını takip etmeye başladığımdan beri sevmiş olduğum sporcuların başında gelir Roger Federer. Maçı izlerken de onun kazanmasını kim bilir kaç kez istedim. Kazanma durumuna da geldi. Maç, baştan sona başa baş bir mücadele içinde geçti. Her iki sporcunun aralarında altı yaşlık farka rağmen, bu farkı tecrübesiyle yok eden Federer, defalarca ayakta alkış aldı.

  Seyircinin ayağa kalkarak alkışlaması, her sporcunun, sanatçının yakalayacağı bir durum değil. Katiyen!

   15 Bin kişilik merkez kortu ayağa kaldırmak, aynı zamanda derin bir saygı ve kalıcı bir sevginin karşılığı değil midir?

    Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN sporcular üzerine söylediği bir söz vardır:” Sporcunun, zeki ve çevik oluşunun yanında iyi ahlaklısı!”

  Baktığımızda bütün bu görüntüler, özellikler Roger Federer’de var. Sırp raket Djokoviç’de yok mu? Zekiliği, çevikliği, istikrara, spora olan inancı olmasaydı buraya, bu efsaneler içine gelip bir efsane olmayı hak edemezdi.

  Öteden beri düşünmüşümdür; onda olan eksik şey ne? Görüntüsü mü? Başarı, görüntüyü eninde sonunda yok eder. Değil; sadece görüntüsü değil. Beden dili! Beden dili, sporun zekâsına, esnekliğine, iyi ahlakına inanmış insanları tam manasıyla ikna edemiyor.

  Yıllardır bu dünya içinde 16.Grand Slam şampiyonluğu olan büyük sporcunun inanılmaz mücadelesinin yanında beden dilinde bir şeyler eksik. O şey veya şeyler; seyirciyi kalben kazanamıyor.

  Bu tür insanlar çevremizde de var. Vardır da! İyidirler, hoşturlar ama sırıtışların da büyük kurnazlık çıkar ortaya. İşte o büyük kurnazlık, evrensel sevginin kabul edemeyeceği şeydir. Efsanede olsanız, bu kabul görmez…

  Federer’in efsane oluşunda, zekâsı, oynadığı oyun elbette en önde geliyor. İşte bu başarıları mayalayan en önemli şey; onun mahcubiyeti. Rakibini yenerken, vahşi bir canavara dönüşmemesi… Her daim, insan yüzü, kadim zamanların öykülerindeki merhameti, nezaketi, zarafeti anımsatması; onun başarısının ayrı bir öyküsüdür.

  Beş saatlik mücadele sonucunda kazanan Novak Djokoviç oldu. Kupasını ve o büyük parayı o aldı. Federer 3-2 kaybetti görünse de, inanın bana, tüm zamanların efsanesi olarak çok ama çok uzun zaman konuşulacak. Anlatılmaya, onun hikâyesini başka başka sanat dallarında görmeye hazır olalım…

 Güven Serin 

 




2 yorum:

  1. heey izliyom ben de eurosport da ne olursa. tenis evet tabii. nadal federer, kızlarda da şimdi değişik şeyler oluyoo. bisiklet, snooker, ne varsa izliyom oleeey :)

    YanıtlaSil

  2. Süpersin Deep:)) İnanıyorum ki epey keyif,heyecan da yaşıyorsun;yaşasın bir şey olan kızlara:))

    YanıtlaSil