DEDABOZİ-GÜRCÜ ANNESİ
EVİN DİREĞİDİR
----------------------------------------------------------
Geçiyor Gürcü
kadınlar her gün Sarp sınır kapısından batıya doğru. Hepsinin tek derdi; günlük
nafakalarının ve daha iyi bir yaşamın peşindeler.
Dağları, ormanları,
tarihe ve doğaya olan tutkuları yaşadıkları yerde yaşıyor. Büyük görkemli
okaliptüs ağaçları oraya özgü olmasa da, bataklığı kurutmak amaçlı ekilmişler
ve başarılı da olunmuş.
Sözünü ettiğim yer ve
yerler; Batum ve çevresi… Bizim her daim, kumar ve kadın ismiyle hatırladığımız
Batum; Rus yapılarının sağlam ve gösterişli mimarisinin yanında, Gürcü
mühendisliğinin de sıra dışı arayışını yansıtıyor, anlatıyor.
Hiçbir şehrimizde görmediğim
kadar insan ve doğa merkezli Batum; Kafkas Çamının da yaşadığı yer. Çam ağacının,
kavağın, gürgenin; Bizim ülkemizde Karadeniz Bölgesinde bulanan tüm ağaçlar
insana yakışır bir şekilde korunup kollanmışlar.
Bir kadın sesi duyuldu;
vadinin derin serinliğinde; yukarıdan akan şelalenin berrak gürültüsüne karışarak…
Yanımda ki rehbere sordum; Ne diyor bu güzel kadın? Dedabozi; yani, Anne, evin
direğidir diyor…
Anne! Annelerimiz; ne
çok fedakârlıklar beklendi, istendi ve istenmeye devam ediyor onlardan… Yıllar
önce İngiliz ilim insanlarının bir araştırması; evinde yaşayan, evine hizmet
eden bir annenin maaşını hesaplamıştı.
Bulaşık yıkamanda,
çocuk büyütmeye, yemek yapmadan, temizliğe, ütüye kadar… Ortaya çıkan maaş; en
yüksek devlet memurundan daha büyüktü…
Gürcü kadınları;
Gürcü anneleri; evlerinin direkleri olmaya devam ediyor. Batum’dan Hopa’ya
sınır kapısından gümrüksüz alışveriş mekânına gelirken kesti genç bir kadın
önümü. Türk müsün? Dedi; heyecan ve acele içinde. Türküm, deyince neredeyse
ellerime sarılır bir yalvarışla; annem, Hopa’ya geçiyor; siz, kendinize sigara almayacaksanız;
kendi hakkınız olan üç karton sigarayı karşıya geçirir misiniz?
Üç karton sigara;
otuz paket eder. Paketinde bir Lari kazansa; otuz, belki kırk lari kazanacak.
Kafam çelişkili ama suç saymadığım kendi hakkımmış gibi karşıya geçirdiğim üç
karton sigarayı benden almaya gelen Gürcü annenin teşekkür edişi; duaya,
minnete dönüşmüş vaziyette…
Ve bir ses; dünkü
vadide çınlayan kadını görkemi gibi; DEDABOZİ diyor; Gürcü kadını, evin
direğidir…
Ya Türk, Kürt,
Çingene kadını? Kadınlarımız; sadece ellerini değil, ayaklarını öpeceğimiz
güzel, onurlu canlılar…
6 yorum:
Gürcü kadınları zor koşullarda, ekonomik güçlükler içinde var olmaya çalışan kadınlar. Birçoğu eşini, çocuklarını Gürcistan'da bırakarak Türkiye'ye gelip çocuk ya da hasta bakıyorlar. Amaçları biraz para kazanıp tekrar ülkelerine dönüş yapmak... Zor ve cefalı hayatlar.
hımm görmedim duymadım. demek ekmek parası için bize geliyolar.
Yaradılış ve evrimsel ilerlemelerinde var anaların;kadınların;bazı milletlerde daha da öne çıkan bir övünç,saygınlık destanı...Teşekkürler Makbule Öğretmenim...
Evet Deep;ekmek parası,daha iyi bir yaşam hayali ve hareket etmenin güzel hatırına;durmanın paslanma,çürüme anlamına geldiğini çok iyi biliyorlar...
Zor hayatlar. O kadar küçük paralara çalışıyorlar ki eğitimli insanlar. Şanslı olanlar çocuk bakıyorlar. Bizim karşı komşumuz yaşlı teyzenin de bakıcısı Gürcü.
Onları yakından görünce;saygım daha da arttı;onurlu iş;vesselam...
Yorum Gönder