16 Haziran 2015 Salı

TEKİRDAĞ MACAR DOSTLUK DERNEĞİ


Kamera; Güven Rakoczi Müzesi  Tekirdağ



TEKİRDAĞ MACAR DOSTLUK DERNEĞİ

 Tekirdağ ile Macaristan arasında daha iyi tanıma ve tanınma iki büyük kültür arasında şehrimize çok önemli katkılar sağlayacağıma inandığım Dostluk Derneği, hep aynı yüzlerin, seslerin, iyi niyetli bir gurup kişinin girişimiyle yol almaya çalışıyor.

  Hâlbuki Macarlar bu derneğin kuruluşundan çok öte Tekirdağ’da varlar… Belki de yüzyıllar öncesinin Altaylar Dağlarının sert rüzgarlı esintileriyle yan yana gelen iki komşu yaşamların hiç bitmeyen hikayesi Tekirdağ’da, Rakoczi Müzesi ve bu müzeye anlam katan II.Ferenc Rakoczi ile başlar…

 Rakoczi’nin Tekirdağ’da kaldığı yıllar Tekirdağ tam bir kültür cenneti. Rumlar, Yahudiler, Ermeniler ve Türkler iç içe… Ahşap kültürü, taşla bütünleşmiş… Şimdi geriye sadece aslının aynı olan Rakoczi Müzesi kaldı.

 Bu yıl 13. kutlaması gerçekleşen Macar günü Tekirdağ için ne ifade ediyor? Tekirdağ Dostluk Derneğinin temsilcileri bu zengin topraklarının yoksul şehrini nasıl tanıtıyor? Macarların anlattığı şeyler o kadar çok ki! Bir defa Türk Kültürüne uygun bir evin, taş ve ahşabın nasıl korunacağını; beton yığınaklarına çevirdiğimiz şehrin kirliliğini işaret ediyorlar…

 Her yıl Rokoczi Müzesinin etrafına toplanan siyah ile beyaz ayrımı kadar birbirinden ayrı duran iki topluluğa bakar dururum. Gülen, gülümseyen, kendi diyarından neşe, coşku, müzik, sanat, tarih, resim, yemek getiren Macarlar… Gülmeyen, gizli güçler tarafından sanki ciddiyetin, korunması gereken yüzünün Tanrıları gibi duran bizim taraf; Dostluk Derneği ve onların davet ettiği donuk yüzlü insanlar; çok ilginç manzaralara, soylu zıtlıklara konu olacak gösteri içine giriyorlar…

 Macarlar ısrarla şunu anlatmak istiyor. Tarihi önemsemek güzel şeydir. Aklın, mizahın, sanatın, mimarinin, mühendisliğin, folklorun olduğu tarihi… Size gelirken bunları getiriyoruz ey Tekirdağ’ın lacivert, siyah elbiseli asık yüzlü güzel insanları…

 Tekirdağ 51. Kiraz Festivali kutlanırken 13. Macar Günü de kutlandı. Macarlar, Gulaş yemeğinin tanıtımı için Macaristan’dan aşçılarıyla birlikte geldiler. Müzisyenleriyle, sanatçıları, tarihçileri, siyasetçileriyle…

 Şarabın da, yemeğin de, sanatın da, müziğin, dansın, mimarinin de önemini anlatıyorlar. Sadece gülümseyerek… Sadece nazik, istikrarlı, akıl dolu tercihler içinde bulunarak…

 51. Kiraz Festivalinde bizler neler anlattık, neler gösterdik acaba? Tozun,  toprağın içinde seyyar satıcıların, Perşembe pazarında kurulan tezgâhların, tarım fuarında olması gereken traktörlerin gösterisini yaptık.

 Merak ediyorum; Tekirdağ Macar Dostluk Derneği dünyanın güneş etrafında 13 kez dönüş zamanı içerisinde Tekirdağ’ı tanıtacak neler yaptılar? Macarlar Gulâş yemeğinden, müzisyenine, müzik anlayışına, şarap kültüründen, tarihini yalın ve güncel bir şekilde anlatıp kucaklaşırken, bizlerin ağar adamları neleri anlattılar…

 Onların yoktan var ettikleri Rakoçzi Müzesi, taş ve ahşabın güzelliğini anlatırken, hemen bu müzenin yanındaki evlerin beceriksiz duruşları, Tekirdağ tepelerinin beton ve özürlü mimari tarafından işgal edilişinin ezikliğini yaşıyorlar mı diye meraklar içindeyim…

 Bir de bu dernek, iki şehir arasında; iki ülke arasında kurulan köprüye kaç şehir insanını kattı? Bu katılım, zorakilik, gezme düşkünlüğünden çok kültürden kültüre bir akış, bir değişim bir güncellenme ve yenilenme aşkı mıdır?

 Macarların şehrimize getirdikleri esintiye; heykel, ahşap, resim, tarih ilimlerine, sanatlarına duydukları ilgiye minnet ile selam ediyorum.

  Tekirdağ Dostluk Derneğinin değerli kurucularına, bu kuruluşun ilerici düşünce içinde şehir insanına da bir soluk, bir akış, bir coşku katmış olanlarına, kendini o ciddiyet girdabından kurtarıp sağlıklı bir ruhun bedeniyle halkına adamış olanlara da teşekkür ediyorum.

 Güven Serin 




  

Hiç yorum yok: