Kamera; Güven Şile
NEZAKET, TOLERANS, DÜRÜSTLÜK
Birçok bilgenin
üzerinde durduğu sıfatlardır; nezaket, tolerans, dürüstlük. Bu sıfatların
sahibi olmak, onları zaman içindeki yaşam yolculuğunda özümsemekle olur.
Yapaylığın, yapmacıklığın yeri bu kavramların özünde yoktur.
Öğrencilik hayatı
yaşam yolcuğunda en önemli deneylerin de yaşandığı yerlerdendir. Okul ve yurt
yaşamım içinde yüzlerce genç insan ile yan yana oldum. Dim dik duranlardan
tutun da, eğri-büğrü, yalan, yanlış ve hasta ruhlu insanlara kadar birçoğunu
yakından tanıma, onlarla yaşama şansına sahip oldum.
Yemek sırası en
sabırsız olunan yerlerdendi. Biraz büyükseniz, beden gücünüzü, akıl gücünden
önde tutuyorsanız, öncelik benimdir, deyip onlarca bekleyen insanın önüne
geçersiniz. Öyle yapan bir grup genç adam vardı. Yaşları bizden biraz daha
büyük; nezaketten uzak, aklı kas gücü ile değiştirmiş bir grup ahmak… Sürekli
şiddetin, tepkilerin, hoyratlıkların içinde kendilerine ayrıcalık yaratmaya
çalışırlardı.
Onların tam aksi çok daha nazik, yurt kurallarına, diğer
insanların haklarına saygı duyan bir gruba ise imrenerek bakardım. Onlar, kas
güçlerine saygı duydukları gibi, akıl gücüne de, insanların hak ve hudutlarına
da saygı duyarlardı. Kendi ayrıcalıklarını nezaket ile dürüstlük ile
yaratmışlardı; hem de özel bir çaba harcamadan, yüksek sesleri naralara
dönüştürmeden…
Yaşadıkça elde
edilecek bu üç meziyet; nezaket, tolerans ve dürüstlük, yine yaşamı içinde
insan davranışlarıyla çok yakında olmuş bir insanın, bilgenin yorumuyla
açıklamak isterim;
“ Dürüstlük deyince, küçük ve basit hiçbir şeye tenezzül
etmeyen ruhun o muhteşem kemalini kastediyorum. Tolerans deyince de yapılmış
olan her şeyin kolayca kabul ve tasvip edilmesini anlama kabiliyetini, acı
hiçbir his beslemeden ve anlayışlı bir şekilde münakaşa etme arzusuna işaret
ediyorum.
Nezaket deyince de,
insanın kendisini, başkalarının yerine koyabilmesi kabiliyetini anlıyorum. Bu,
nadir ve güzel bir meziyettir.
Hayatın insanlara
komik gelen taraflarını anlamak kabiliyetinizi ve sevdiğiniz şeylerin
güçlüklerini, onları daha az sevmeden, yenmek arzusunu kaybetmemiş seniz veya
bundan daha fazla sevdiğiniz insanların gözlerinde kendinizi oldukça gülünç
görmeye tahammül edebiliyorsanız, onların sizin hayatınızla ilgili olarak
teklif ettikleri tavsiye ve yenilikleri kabul edebiliyorsanız, işte bütün
bunlara vereceğiniz olumlu cevapların nispetinde kendinizi ölçebilir ve denemiş
olursunuz.”
Bu üç meziyet;
nezaket, tolerans, dürüstlük; bir çocuğun en sevdiği oyunlardan zevk alınacağı
gibi üç gerçektir. Bir çocuk gibi, sonsuz zamanlara gülümsersiniz;
dizlerinizdeki yaralara, yere düştüğünüzde size gülümseyenleri gülümseme ile
karşılık verirsiniz; kin, hile girdabına kapılma korkusu yaşamadan…
Güven Serin
4 yorum:
Günaydın Güven.
Kaldı mı ki nezaket ? Benim gördüğüm kalmamış.
Günaydın Hamiyet. Sanırım azaldıkça daha nadide hale geldi.
Nezaket,hoş görü,dürüstlük insanı insan yapan güzelliklerdir..bu güzellikleri çevremize de yansıtmak çokmu zor???
Günaydın Bilge. Zor değil elbet;zor olan kabalık,zorbalık,hilebazlık...
Yorum Gönder