Kamera; Güven Kaleiçi-Antalya
YAŞAM DEĞİŞİMLERE GEBEDİR
Yaşamın olduğu her
yerde değişim de vardır. Siz, istediğiniz kadar direnin; değişimin içten içe
yanan korunun ısısını, zamanı geldiğince aleve dönüşecek ateşini
engelleyemezsiniz.
Değişimlerin
uygarlığı hak edişleri, ödenen bedellere, insana yapılan yatırımlara uygun bir
süreç izler. Örnek aldığımız Avrupa Ülkeleri, dünyaya yön veren İngiltere,Almanya,
Rusya, ABD, Fransa, İspanya değişimin kanlı bedenlerini ödeyerek, insan
aklının; deneyimlere, geçmişe ve bilime saygı duyup sarılmasıyla yükseldiler.
70–80 yıl öncesinin
Almanya'sı yerle bir edildi. Tükenmiş, bitmiş bir Almanya şimdi söz sahibi olan
10 ülkeden birisi. Acaba bunun gizemi nedir? Üretmeye, çalışmaya ve bilime
saygıdır derim.
Uygarlığın değişim
süreçleri, bir başka uygarlıkları yok ederek, sömürerek ve onların üzerlerine
çökerek ilerler. Bazı değişimler de, geçmişin en karanlık, en çirkin ve en
kanlı görüntüleriyle yüzleşerek daha iyiye geçiş yapar; geçmişini utanmanın,
sorgulamanın, insan vicdanının örekesinden geçirip, ipek bir ipe dönüştürür
gibi, imbikten geçen şarap gibi yepyeni uygarlığın selamını verir.
Fransız düşünür
Montaigne şöyle sesleniyor; “ Her insanda insanlığın bütün halleri vardır.”
Filozofların felsefeye, sorgulamaya ve esas gerçeğe varışları; yine değişimin o
muhteşem yolculuğunda; insanın kendi dünyasını tanıyıp, kendi dehlizlerinde
hiçbir korku yaşamadan dolaşmasıyla ortaya çıkıyor.
Goethe’nin bir
kitabında şair ile filozof arasında bir diyalog vardır. Filozof Goethe’ye
soruyor; “ Daime değişecek sonunda ne bulacaksın?” Goethe cevap veriyor; “
Hayatı bulacağım.”
İşte bu yüzden, hayat
değişimlere mecburdur. Evrende duran hiçbir şey yoktur. Kocaman dağlar,
muhteşem denizler, okyanuslar sürekli değişir. Her yüzyılda bir bütün dünyanın
suları yer değiştirir. Kimi dağlar yükselirken, kimileri çöker. Kimi adalar
batarken, kimileri yeninde doğar. Değişim, mevsimler gibidir; baharı, yazı ve
kışı vardır. Sevişmeleri, doğumları, yaşamları ve ölümleri vardır…
Henry Burgson ise
değişimi şöyle sıralıyor;
“ Var olmak değişmektir, değişmek olgunlaşmaktır. Olgunluk
ise kişinin kendisini sürekli yeniden yaratabilmesidir. “
Siz istediğiniz kadar
değişime karşı çıkın. Evrenin yasalarını bilmeyişimizin korkunç cehaleti, kendi
içinizdeki hücrelerin bile değiştiğine, hızla büzülüp, öldüğüne kulak
vermeyişin girdabına kapılıp korku tünelleri içinde yol alın!
Değişim kaçınılmaz
bir sonsuzdur; bizden öncede vardı, bizden sonra da olacak… Evren bu yüzden
genişler, yıldızlar bu yüzden söner ve doğar. Kötülük bu yüzden acıları eker,
kin ve nefreti destekler; iyiliği mağarasından uyandırmak, ışığa çıkarmak için…
2 yorum:
dogum gununuzu kutlarim
Teşekkür ederim;kalan bir kaç kırlangıç ömre;minnet ile...
Yorum Gönder