Kamera; Güven Tekirdağ Tenis Kortları
SERENA WİLLİAMS ve RAFAEL NADAL ŞAMPİYON
Sezonun son Grand
Slam’ı Amerika Açıkta bayanlar tenis mücadelesi, dünyanın 1 numarası Serena
Williams ile dünyanın 2 numarası Victoria Azerenka arasında yapıldı. Büyük
çekişme saatlerce sürdü.
Serena Williams
Victoria Azerenka’yı 2–1 yenerek Amerika Açıkta 5. zaferine ulaştı. Kariyerinin
17. Grand Slam şampiyonluğuna ulaşan Williams 3,6 milyon dolarlık para ödülünün
de sahibi oldu.
Gecenin ilerleyen
saatlerine rağmen yorgun düşen gözlerimin ara sıra kapanması bile bu
karşılaşmayı izlememe engel olamadı. Sahada iki savaşçı vardı. Seyircinin her
an büyük alkışlarla desteklediği büyük spor arenasının iki savaşçısı.
Serena Willams maç
boyunca öyle bir yoğunlaşma yaşadı ki yüzündeki o büyük ciddiyet, zaman zaman
öfkeye dönüştü. Azerenka ise her zamanki bebek yüzlü duruşunu öfke, kızgınlık
ve ciddiyetle bile gölgeleyemedi.
Şüphesiz seyirci
mücadele görmeye gelmişti. Sahalara gelen en centilmen seyirci bile yüksek
insan bedeninden damlayan terleri, muhteşem vuruşları, voleleri, smaçları, forehandleri,
backhandleri görmeye geliyor.
Binlerce ses, el
birbirinin coşkusuna, oyuncuya yapılan övgülü teşekküre dönüşüyor. Roma’nın,
Bizans’ın büyük, ölümcül gösterileri gibi seyirci büyük ve daha büyük
gösteriler için geliyor.
Sevindirici taraf,
spor arenasında ölümcül gösteriler, vahşi hayvanların olmayışıdır. Gençliği
kurtaracak en güzel yatırımlardan birisi de spordur. Spor dallarından en
güzellerinden, centilmenlerinden olan tenis, Spor Bakanlığı, Milli Eğitim
Bakanlığı, Belediyeler, Sivil Toplum Örgütleri tarafından ne kadar çok
sahiplenilirse çocuklarımız o kadar daha çabuk kurtarılacaktır.
Seyircinin büyük
coşkusu Serena Williams’ı eski çağ savaşçılarına dönüştürmüş olsa da, oyun
içinde tek bir gülümseme hareketi yapmayıp, inanılmaz sert ve öfkeli görünse de
insan denen canlının o büyük maskesi oyun bitip kazanınca ortaya çıkıyor. Bu da
insana özgü inanılmaz bir görüntü; o sert kadın, o büyük öfke, büyük savaşçı;
küçük bir kıza dönmüştü. Rakibine bir abla şefkatiyle sarılıp onu da tebrik
etti.
İnsan, büyük
rekabetin büyük oyuncusu; seyirci de alkışın en büyüğünü yapıyorsa, zirveye
çıkmışlığın da büyüme hırsı, bedenimizi sarmışsa yapacak bir tek şey kalıyor
geriye; savaşmak…
Benim savaşım,
amatörce büyük kaybetmelere dönük; yere, tabana daha yakın; büyük alkışlara çok
daha uzak oldu ve böyle ilerleyecek. Sözüm odur ki, spor insana, insan bedenine
ve ruhuna büyük destektir.
Spora sadece kazanmak
üzerine yapmadığımız sürece bize verecek o yüksek sağlam desteği ruhumuzun
derinlerine bile inecektir diye düşünüyorum.
Şimdi Amerika Açıkta
Dünyanın 1 numarası Williams ile 2 numarası Azerenka’yı alkışlama zamanı;
muhteşem diniz…
Bu muhteşem finalden
bir gün sonra Amerika Açıkta dünya tenisinin 1 numarası Novak Djokovic ile
dünya 2 numarası Rafael Nadal karşılaştılar. İkisi de yenilmezlik üzerine
şartlanmış, bunun için ter dökmüş ve bu büyük gösterinin rüyasını görmüşlerdi.
Başarı ve zirveye
çıkma alkışları, insan denen canlının en büyük iteneğidir. İki tenisçide
kortlarda onlarca başarıya raket sallamış, hüzün ve mutluluk çığlıkları
attılar.
Sezonun son Grand
Slamı Rafael Nadal’ın Novak Djokovic’i 3-1 yenmesiyle, büyük alkışların, büyük
sevinçlerin ve kazanmaya dair Rafael Nadal’ın gözyaşlarıyla noktalandı.
İnsan denen canlı,
büyük zorluklara, büyük duruşlara bedenini siper etse de, en sonunda
duygularına teslim oluyor. Rafael Nadal’da o büyük sevinci Rakibi Novak
Djokovic’in elini sıkarken yaptı; gözyaşlarıyla bir bebeğin annesinin omzuna
yaslanması gibi rakibinin omzuna yaslandı.
Bu yüzden insanın
mücadelesi rakiplere ihtiyaç duyar. İyi bir rakibin yoksa iyi bir savaşın,
mücadelen ve alkışın da olmaz…
Tıpkı, iyi bir
komşun, arkadaşın, dostun olmadığı zaman; yalnızlığın pençesine düşmüş yavru
bir ceylan gibi, korkmuşluğun en ağırını, o büyük kalp çırpıntılarıyla
şenlendirir-sin…
Güven Serin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder