Kamera; Metin Kumbağ-Tekirdağ
Marmara Denizi adalara uzanan gizli bir
yoldan getirir beni. Dolaşırım kırlarda bir
keçi gibi. Sessizliğin erdemi kucaklar
bozkır çocuğu belli...
Rüzgar sert ve sınamak ister yüreği
olan insanın yürek elini. Ve uzanır
kışın soğuk zamanında bile
sevmişliğin, boyun eğmişliğin bedeni...
SİGARAYI BIRAKTIM
Tiryakilere göre benim sigara içmem “içmek” sayılmazdı. Günde 2–3 sigara içiyordum. Adam gibi içeceksen hiç, diyenler bile vardı. Adam gibi içmek nasıl oluyor? Elbette bir paketin hakkını vererek… İyi ve disiplinli tiryakilerin tümü yedek sigara paketi bulundurur. Yanlarında yedek kitap, felsefe, düşünce, vitamin, coşku, hoşgörü olmasa da ziyanı yok canım! Yedek sigaraları vardır daima; büyük kurtarıcının korkunç hayal kırıklığı adına…
Hiç sigara içmeyenlere göre ise içtiğim 2–3 adet sagara bile fazlaydı. Neden fazlaydı? Çünkü bugün üç olan, yarın 13 olacak elbet düşüncelerini temel alıyorlardı. Üstelik bir tek sigaranın da yararı var diye hiçbir sağlık dergisinde okumadım. İçinde birkaç bin zararlı madde olan ve vazgeçilmez sanılan değerli dostumu bir kenara; nazikçe bir kenara bıraktım. Üstelik sigara paketini daha yeni almıştım. Göz alıcı kırmızı paketin üzerinde bir de çakmak öylesine üzgün duruyorlar.
Sigara sevdamdan geriye kalan bir paket ile bir tek çakmak bütün mahzunlukları ile beni kandıracaklarını sanıyorlarsa aldanıyorlar. Her ne kadar centilmen, hoşgörülü, ılımlı bir insan felsefesi taşıyorsam da iradenin, bilimsel verilerin ve beden sesinin uyarılarını yok sayamam. Saymadım…
Sigarayı bıraktım, dediğimde sigara için arkadaşların pek de sevinç çığlığı atmadığını gördüm. Öyle ya, onlar içerken, muhteşem keyiflerin dumanlarını gök kubbeye savururken ben yalnızlığa, hiçliğe mi karışacağım? İlk sözleri; “kilo alırsın!” ne kadar düşünceli arkadaşlar; sigarayı kilo ile şişmanlık ile özdeş hale getirmişler. Sigarayı bırakırsam fidan gibi bedenim şişmanlayacak ve pek yakışıklı olan görünüşüm yakışıksız olacak; ne büyük düşünce ve arkadaşlık gösterisi…
Daha birçok arkadaşımın haberi olmadı; sigara sevdamdan vazgeçişimin. En çok limanda kendim ile baş başa kaldığım, kendim ile neşeli-huzurlu dakikalar geçirirken sigaramı yandan çarklı vapur gibi işlettiğim zamanları ararım diye düşünüyorum. Sigara ile liman dinlencem neredeyse özdeş hale gelmişti. İyi bir ikili gibi görünüyorlardı. Hâlbuki dinlence zamanında, kendimiz ile baş başa kaldığımız durumlarda sigaradan başka ne büyük dostluklar var da haberimiz bile yok.
Diyelim ki yılın on iki ayı indiğim liman çay bahçesine yine indim. İğde ağacı ile şeftali ağacının yanına oturdum. Küçük kayıklara şöyle bir selam verdim. Sonra limanın girişine, oradan denizin gerisine; Çanakkale boğazına uzandım. Akıntısı ve rüzgârı bol olan boğazı geçip efsanelerin, tanrı ve tanrıçaların dans ettiği, masallar anlattığı binlerce koyu, adası olan Ege’ye geldim. Oradan sevdaların büyük denizine; Akdeniz’e ve Cebelitarık boğazına kadar ulaştım. İspanya arenasında besili bir boğanın büyük diyet adına kahraman matadoru yerlerde sürüklediğini görünce üzülmeden Atlas Okyanusuna çıktım…
Şimdi sorarım size; böyle uzun ve güzel bir gezi bir tek sigara içmeden yapılabilinir mi? Sizin değerli düşünceniz adına ben cevap veriyorum; “ELBET YAPILABİLİNİR” Sigaranın yerine bir tek şiir koysanız; nice paketleri yerle bir eder. Nikotinin insan ciğerlerini kavrayıp, güzelim oksijeni kapı dışarı etmesi; insanın kendi insanlığına yaptığı en büyük ayıp değil midir? Bu ayıbı kim örtecek? Elbette en güzel zamanlarımızda; orta yaş dediğimiz, kiminin yaşlılığa yaklaştığı dönemlerde ilk uyarıyı ciğerlerimiz, kalbimiz ve bacaklarımız yapacak.
İşyerine uğrayıp selam veren tanıdık sima, hal-hatırdan sonra bilinen konuşma devamını getirdi. Sanki en büyük yasaymış gibi, elli yaşına geçen her insan, onlardan önce yaşayan diğer insanlar gibi köhne olmak zorundaymışçasına sağlık sorunundan söz etti;
“bacaklar, bu bacaklar yürümüyor artık. Yokuş aşağı iyi de, yokuş yukarı zorluyor beni.” Bu sözü söyleyen insan yaşamın en güzel zamanlarında bulunmasına, görünüşte iyi bir bedene sahip olmasına rağmen iç bedeni iyi bakmamanın, sağlığın, beden sesinin uyarılarına kapalı olduğu için; inlemeyi değerli bir kültür haline getirmiş.
Aslında sigarayı bırakmak veya bırakmamak değildir mesele; iyi ve kaliteli bir yaşamın içinde olmak istiyor muyuz, yoksa istemiyor muyuz? Sonsuza kadar kimse yaşayamaz. Genetik mirası çok sağlam olmayan insanlar da en iyi şartlarda bile ömürlerini çok fazla uzatamazlar. Ama çok önemli bir şeye sahip olurlar; son ana kadar kaliteli, huzurlu bir yaşamın içinde; gitmek istedikleri yerlere kendi ayakları, iradeleri ile giderler. Dokunmak istedikleri nesnelere, canlılara kendi elleri, gözleri, dudakları ile dokunurlar…
Sigarayı bıraktım; sonsuza kadar yaşamak adına değil; bana biçilen ömrün son kırıntısını köhne bir beden taşıyarak değil, temiz, bakımlı ve çevremizdeki diğer insanlara acıma hissini vermeyen taze, saygın bir bedenin sahibi olarak bıraktım sigarayı…
Güven Serin
7 yorum:
İBRETİ ALEM İÇİN YAZDIKLARINI BÜYÜK BİR BEĞENİ VE MEMNUNİYET DUYGULARI İÇİNDE OKUDUM SEVGİLİ GÜVEN.. SENİ KUTLARIM.. 30 YIL SİGARA İÇEN VE SONUNDA "KOAH" HASTASI OLARAK CİĞERLERİNİN NE İŞE YARADIĞINI ACI BİR ŞEKİLDE ÖĞRENEN BEN, 12 YIL ÖNCE SİGARAYI BIRAKTIM.. KENDİMİ DÜNYANIN EN MUTSUZ İNSANI OLARAK KABUL ETTİĞİM BİR YIL SONLARINDA, SİGARA İÇMEDEN DE MUTLU OLUNABİLECEĞİNİ, ZEVK ALINABİLECEĞİNİ, BİR GAYE EDİNİLEBİLECEĞİNİ ÖĞRENDİM..
BİR DOKTOR "NE ZAMAN KUDURMUŞ GİBİ CANIN SİGARA İÇMEK İSTESE, -yarın içeceğim- DE! DEMİŞTİ..
SENİ, SAĞLIĞININ KIYMETİNİ BİLEN BİR İNSAN OLDUĞUN İÇİN (HEM DE MECBURİYETLER KUYRUĞA GİRMEDEN) TEBRİK EDİYORUM..
Sevgili öğretmenim büyük destek içeren mesajınızı okudum. Ne kadar iyi bir karar verdiğimi İbreti Alem için anlamlı bir destek ile sunmuşsunuz; TEŞEKKÜRÜ BORÇ BİLİRİM.
Hastalığınız için geçmiş olsun dileğimi gecikmişliğin hüzünlü duyguları ile ifade etmek istiyorum.
Doktor, çok güzel bir nasihat vermiş; "yarın içmek" hep, yarınlara ertelemek böyle korkunç bir dostu hiçbir zaman görmemek hiçbir kayıp değil; asla değil... İnsan herşeyle dans edebilir, kol kola gezebilir ama sigaranın soylu yararı hiçbir zaman hiç kimse tarafından söylenemez...
Sağlıklı ve kaliteli bir yaşam umutlarımız, direncimiz asla kaybolmaması dileğimi yaşam heyecanı ile yolluyorum.
Şairin dediği gibi; "yaşamak güzel şey be kardeşim" güzel şey yaşamak...
Günaydın Sezer.
Vallahi duygulandım :))
Teşekkürler Sezer; Teşekkürler
siqara cok iyi cok kotu bi dostumuz. . siqarasiz hayatt basarilar
Günaydın Demir. Teşekkürler
Ben de bıraktım Güven bey ... çok sevindim inanın ki :D
Yorum Gönder