YAZILIKAYA’DA KRAL MİDAS’IN
RÜZGÂRI ESİYORDU
( Dur
Yolcu! Eğ Başını, Eğ Başını! )
Eskişehir’in rüzgârı, usul usul yontuyordu büyük kayaları. İnsanın kendi öykülerini anlatacağı biçim ve biçemlere bir hediye, kadim zamanlardan bir minnet, düşünce yolluyordu Kral Midas’ın geriye bıraktıkları izlerin, yontuların, anıtların, kaya mezarları ve antik yolların diyarları…
Frigya Vadisi-diyarı için Ürgüp’ün rakibi, ikinci Ürgüp diyenler kendilerince haksız değiller…
Eskişehir’den Antalya yoluna, güneye yol almaya başladığınızda anlamaya başlıyorsunuz farklı dünyalara geldiğinizi. Dağların arasından sıyrılan bir yol, yolcu olmuş, yola koyulmuş bütün uygarlıkların eli, ayağı, umudu olmuş. Tıpkı binlerce yıl öncesi Trakya’dan yola çıkan Frigler gibi…
Seyitgazi Frigya yolu üzerinde bir başka gün ışığı sevinci içinde ilk duracağınız yerlerden birisi… Esnaf lokantası orada, bildik can; Anadolu insanı ve tepeye tüm mimarisi, işçiliği, aydınlık felsefesiyle kurulmuş Seyit Battal Gazi Külliyesi de…
Neresini anlatmalı bu külliyenin?2700 yıllık Frigya kültürünü anlamaya giderken, kendi kültürümüzün bize;
“Dur yolcu, eğ başını, gir içeri, anlamaya çalış çilehaneleri ve cehaletini” değişini duymayıp, görmeyin körlemesine gidişlerin utancını mı sorgulamalı?
Gitmediysek bize ve insanlığa ait topraklara; öykü, mimari, felsefelerin olduğu yerlere, anlamadıysak antik yolların kavuşum-kesişim yerlerindeki medeni dumanların tütün soluklarını, birkaç metre taş oyuklarında yaşamların sevgi, yazı, anıt ve eserlerle yoğruluşlarını, bir türlü izah edemeyiz; Avrupa’yı, Asya’yı, Afrika’yı, Amerika ve Avustralya’yı…
Kültür dediğimiz şeydir kördüğümleri açan… Karanlık yolları aydınlatıp, en kanlı antik şehirlerin bile masum yanlarını işleyip güne çağırıp kutsayan; kültürün minicik tanelerinden meydana gelen büyük yaşam sevincidir kültür…
Bu diyarlarda yaşamış, dolaşmış Yunus Emre’nin yüzlerce yıl seslenişi, zamanın pasına, küfüne boyun eğmemiş ama insanlığın, insanın önünde fazlasıyla eğilmiş o yüce şair, filozof bir şeyler söylemiş;
“ Bu dünyaya kanmayalım
Fanidir aldanmayalım
Bir iken ayrılmayalım
Gel dosta gidelim gönül”
Öyle gidilmeli en yakınımızdaki mahalleye, köye, kasabaya ve şehre. Öyle gidilmeli, en uzağımızdaki antik yerlere, Anadolu il ve ilçelerine, köylerine…
Denemeli hiç olmazsa koca ömürlerin bir keresinde. Koşulsuz bir şekilde üçayağa oturtulmalı gezinin demi: Tarihe, Kültürlere, Sosyalliğe… Görün bakalım o zaman, iç sıkıntısı, laf ola beri gelen bunalımlar nedir? Ne değildir?
2 yorum:
Frig Vadisinin Eskişehir sınırlarında ki yerlerini ziyarete giderken Seyit Battal Gazi Türbesine uğrama imkanım olmuştu ve çok beğenmiştim. Frig Vadisi ise tamamına yakınını gezme imkanı bulduğum ve keşfetmekten en keyif aldığım yerlerin başında gelmişti. Sadece büyük çoğunluğunda ki ilgisizlik ve bakımsızlık içimi burkmuştu..
Her şeye rağmen keşfedilmeyi bekleyen bir dünya; katkılarınız için teşekkürler; selamlarımla..
Yorum Gönder