internet
internet
MERİÇ’İN ILGIN
AĞAÇLARI
Ne çok çocuk,
Ilgınlar, kumlar ve oyunlar…
Ötede bir nehir,
Balkanlardan süzülüyor Ege’ye.
Bir kara tren, sesi;
Hiç görmediğim rayların üzerinde akıp gidiyor.
Balkanlardan akan rüzgâr, su, hikâyeler…
Odyssey, Çaka Bey, Büyük İskender, Süleyman Paşa
Ve Traklar…
Davullar, kadın sesleri eşliğinde;
Zamansızlığı, ağırlıksızlığı yoğuruyor.
Tüm zamanları anlatan fısıltılar,
Ainos antik kenti viran.
Fatih Camii, Ayasofya Kilisesi iç içe.
Yaşlı dut ağacı,
Benim hikâyem, kolibam,
Sığırcık kuşlarım, bal dutlarım.
Klarnet, akordeon, keman, ud,
Eleni Karaindrou, şarkılar besteler yapıyor,
Theo Angelopoulos, filmler, üçlemeler.
Bir çayır, ağlıyor.
Gün, sonsuza adanmış.
Yolcular, Kitera’ya gidiyor.
Manzaralar puslu, leyleğin gecikmiş adımı.
Odyssey, Truva’yı yakıp yıkan at hilesine,
Bulaşmış zekâsı ve lanetiyle boğuşuyor.
Bir nehir, ismi Meriç…
Bir çocuk, çoktan adanmış, masal
Ve hikâyelere…
Yazgı, yer değiştirme, dönüşüm,
Evrimin büyük eseri…
Ötesinde Meriç’in; Theo ile Eleni,Kazancakis.
Zorba, kollarını kaldırmış, çakırkeyif,
Sırttaki, neşeli ve başkaldırıcı.
Keşişler, sırra kadem basmış,
Geniş, derin yatağından, akıyor nehir,
Ege'nin soğuk, serin sularına.
Güven Serin
8 yorum:
tam senlik şiir evet bu :) azra erhat, halikarnas tarzı senin dünyan daaa :)
Çok güzel olmuş kaleminize sağlık 😊
dizeler için teşekkürler şair
Teşekkürler Deep,zorluyor tarzın esintisi,taşıyor ötelere bizleri:))Daha da teşekkürler:))
Merhaba Derya;çok teşekkürler
Selamlar Sibel;teşekkür ederim,kırk yılda bir oluyor işte:))
süper! :)
ben de beklerim sayfama :))
Teşekkürler Mert;elbet uğrarım:)) Selamlar..
Yorum Gönder