28 Şubat 2019 Perşembe

KADIN ERKEK ÇAKIŞMASI




KADIN ERKEK ÇAKIŞMASI
------------------------------------------

   Seyahatlerin en güzel tarafı, toplu taşıma; iller, kasabalar arasında yolculuklarda demlenir. Bir kış günü, sobanın sıcaklığı, duyulan çayın kokusu nasılsa; öyledir; bir parça doğa, yabanıllık kokar.

  Yaklaşık 330 km süren Kars Hopa minibüs yolculuğum da böyle başladı, gelişti ve kendince mayalandı. Altı numaralı koltuk benimdi. Oturmaya geldiğimde yan tarafta bir genç kadın oturuyordu. Belli ki yanlışlıkla verilmiş. Bilirsiniz, bizim insanımız mümkün mertebe kadın ile erkeği ayırmakla yükümlüdür.

 Sırf bu ayırma işi yüzünden; Rus kadınlarına, Ukrayna’ya, Uzak Doğuya ayrı bir düşkünlük, çarpık ilişkiler gelişse de, birçok yerde böyledir; yani; mış gibi, ağır ağabeylik, adamlık gösterileri.

 Tabi ki bu durumu genç kadın yadırgamadı, benim yadırgadığım kadar. Kendi kendime önce ben önlem alayım; bu değerli yabanıllık içinde başıma bir iş gelip, sonradan kaldırılmak yerine…

 Nitekim bu durumu şoför ile muavine söyledim. Sanırım sıkça olduğu için bu tür olaylar, onlar kendi dilince ve en güzel anlatımlardan birisini ifade ettiler; “ Kadın erkek çakışması olmuş.”

  Orada bu işe böyle bakıyorlar. Bakış açısı tam da oluşan olayın algısını, garipliğini anlatıyor. Oysa başarılar ayrıştırarak değil, birleşmeler sonucu doğuyor. 

Bunca insanımız koşa koşa gitti Avrupa dünyasına. Orada bu kadın erkek çakışmaları oldukça bol! Tıpkı, icatların, ilim ve teknolojilerin bol olduğu gibi; kapılar açık olsa; bütün kısıtlı, koşullu hallerimizle koşa koşa gideceğimiz bir dünya…

Güven Serin 



8 yorum:

SevKoz dedi ki...

Ilginç olan bu sadece şehirlerarası otobüste var aynı süreyi kapsayan şehir ici metro yolculuğu deniz otobüsü ve uçakta bu komik uygulama yok otobüse binen erkek yolcuya alenen potansiyel tacizci gözüyle bakılması bana asiti komik geliyor

Makbule Abalı dedi ki...

İlkokullarda bile çocuklar " çakışmamaya" dikkat edilerek sıralara oturtuluyorlar. Ergenlik çağında bazen sınıflar hatta okullar ayrılıyor.
Ve sonuçta karşı cinsi "öcü" gibi gören kuşaklar yetişiyor.

deeptone dedi ki...

ha haaaa güzel tanımlamaaa :)

GÜVEN SERİN dedi ki...



SEVKOZ,teşekkürler. Bu potansiyel algının taraftarı olarak genç kadına sorduğumda onun için hiçbir sakınca olmadığını hem ruhu,hem beden diliyle ifade etti:)) Belki de oturmaya devam etseydik kim bilir neler anlatacaktık öteden beriye,beriden ötelere...Almanya'da yaşayan bir Müslüman Türk Kadını Türkiye de bir televizyon programında ki din görevlisini arayıp soruyor; " Hocam,biz organizasyon işi yapıyoruz,son yaptığımız yerde öğrendik ki orada içki de verilecek;bizim aldığımız para haram mı? Korkunç bir algı zafiyet! İçki içenin bütün buluşlarını kullanacak,içki dünyasında vatandaş olarak yaşayacaksın ama lokal bir halde hak arayacak,helali ulaşacaksın! Zor bir şey insanın insanı olmak;büyük aldatmaca da aldana aldana sallana sallana geçen nice büyük hayatlar...

GÜVEN SERİN dedi ki...



MAKBULE HANIM; teşekkür ediyorum. Baka baka kararıyor karartıyoruz yaşamları. En doğal birliktelikler,birlik olunacak anlar,diğer eşiklere geçiş biletleri daha baştan yok ediliyor;oysa yaratıcılık,kadının veya erkeğin büyüsünü oluşturan formülü de çözmekle başlıyor.

GÜVEN SERİN dedi ki...


DEEP,ben de çok beğendim:)) Tam karşılığı aslında. Bugüne kadar ilk kez duydum;belki de en hakiki Türkçe ifade;Teşekkürler...

Zeugma dedi ki...

"Bayan Yanı" diye mizah dergisi yapmmaları boşuna değil demek ki. İşte hep bu çakışmalar yüzünden otobüs/ minibüs firmaları zarar ediyor. Ben öğrenciyken Ankara'ya kadar oh miss yan koltuk boş kaç kez yolculuk ettim:))) Bayan yanı diye koltuk verilmeyen erkek yolcu eğer şanslıysa bazen ona da mecburen yanı boş koltuk vermek zorunda kalabiliyorlar. Gariplikler silsilesi vesselam:)

GÜVEN SERİN dedi ki...


Tam bir gariplik komedisi;bayanı;yani kadını,kızı küçük düşürmekten başka hiçbir şey değil;acı bir ayrılık;sanki o insan kendini koruyamaz,problemi çözemezmiş gibi...Koltuk davasına bu kadar sahip çıkan insan ve insancıklar,kendi bayanlarının yanına dönünce kim bilir hangi içgüdüsel tepinmeler içinde karşısında ki insanın kadın olduğunu unutup bolca savurganlık yapıyorlar...Balık baştan kokar diye bir şey var;geriye ittiğiniz,yok saydığınız her şey;kayıp,yokluk...Anlaşılan Ankara seyahatleri pek rahat geçmiş:)) Kim bilir kaç erkek o boş koltuğa göz dikmiştir.Bu bir doğa yasası;bir araya gelme ve sesini soluğunu felsefeni ifade etme biçimi...Çok şey var bu alanda;neredeyse uçsuz bucaksız konular;en büyük medeniyetlerin merkezinde ol da,halen kadını çakışma biçimleriyle oyala...Teşekkürler Zeugma...