HAVERNAK SARAYI
-----------------------------------
Şimdi, yerinde
yeller esen, efsanelerde, masallarda anılan bir saraydı. Öyle böyle değil; bir
günde üç renk değiştirir, ayna değilse bile ayna gibi yansımalar yapan, göz
alcı muhteşem bir eserdi.
Mimari ise Ceza-yı
Sinimmar’dır. Rum diyarından getirtilmiş, Numan Şahın isteği üzerine, eşi
benzeri olmayan bir saray inşa etmiştir. Büyük ödül, mükâfat verileceği söz
verildiği halde, bir benzerini başkasına yapmasın diye Numan Şah tarafından
terasta kahve içme bahanesiyle uçuruma itilen yüce, marifetli Mimar Sinimmar…
Söylenti bu ya;
gözüne hırs bürümüş şahın uçuruma ittiği, ödül yerine ölüm cezası verdiği mimar
Sinimmar, uçuruma düşerken son sözleri şunlar olmuş; “ Diğer taş şahım, diğer
taş”
Bunca marifeti,
bilgiyi yok ederken, sarayının da yok olacağından habersiz di Numan Şah;
söylentiye göre; mimar öyle bir taş koymuş ki; her yıl değiştirilmesi
gerekiyor; değiştirilmediği takdirde saray çökecektir…
Bilginin, görgünün
yüce önemi bir yana; ödülü hak edenlere ödül, cezayı hak edenlere ceza vermek;
adaletin mülkün temeli yasasını ne güzel anlatıyor; Adalet Mülkün Temelidir…
İşte bu yüzden;
kadim insanların haksızlık karşısında bir söylemi vardı; Ceza-yı Sinimmar;
yani; Vah ki vah!” anlamını taşır…
6 yorum:
aaa ne kadar ilginç bir şey taş değişmez ise sarayın çökmesi.. Ne kadar muhteşem bir fikir ama aynı zamanda gücü elinde tutma isteği....
Acımasız zamana,yani gurura teslim olmuş hükümdarlara,teslim olmama;sanatçının ilimsel mühendisliğiyle daha son sözün söylenmediğini anlatması adına,çok değerli hikayeler ve belki de yaşam kırıntıları...Böyle bir saray var elbet;ama bu öykü,son taş,ne kadar gerçek veya ne kadar başka şeylere işaret ediyor;bilemiyorum...Bildiğim şey,hikaye ve masallarda,kaybedenlerin de kazandığı...Dinleyici kaybedenin yanında olmanın vicdani refleksini çoktan beri geliştirmiştir;belki de ilahi bir denge böyle teselli buluyor...
nerdeymişti bu saray. inceliycem. çok ilgilendim. bayılırım böyle şeysilere :)
Biraz güneye;güneydoğuya doğru ilerlemeli;ta ki derimiz siyahlaşana kadar eşelenmeli topraklarında,taşlarında,masallarında;hatta Babil'in Asma Bahçelerinde...
Dediğiniz gibi biraz eşelesek bu toprakları ne hikayeler var bilmediğimiz.Ceza-yı Sinimmar ilk defa duydum.Emeğinize sağlık...
Teşekkürler Cam Güzeli;Gökyüzü gibi bir dünya;biraz merak,çaba ve emek,ne çok pencere,zaman çarkı açılıyor önümüzde;daha ne büyük,görkemli hikaye ve medeniyetler var öğreneceğimiz;kim bilir...
Yorum Gönder