Kamera; Güven Atlı Köşk-Sabancı Müzesi
HAİKU
Tam olarak Haiku; tüm
dünyada meşhur olan geleneksel Japon şiiridir. Dünyanın en kısa şiir türü
olarak da saymak mümkündür. Dünyayı etkileyen her akımın, etkilenenleri de
olacaktır. Ülkemizin şairlerinden Oktay Rıfat, Melih Cevdet Anday ve Orhan Veli
de Haiku akımından etkilenmişlerdir.
Fransız denemeci ve
eleştirmen Roland Bathhes Haiku şiiri için; “ Hoşa gitmenin apaçıklığı,
nedenini söyleyememem, büyülenme, hiçbir şey söyleyememe.” Ve “ Söylemenin ve
söylenmiş olanın bir tür anlık, geçici ve göz kamaştırıcı uyumudur; karanlıkta
ansızın çakılan kibritler.” Tanımlamalarını yapıyor.
Hakan Cem ise Haiku
için şu ifadeleri yazıyor; “ En az sözcükle, yüklü anlam ve etkiyi yakalama
çabası olan Haiku’nun en önemli yanı, okuma yenilemeleri yaptıkça algılanan ve
birdenbire hissedilen andır. Zihin gözünün açıldığı an. Haiku aynı zamanda, bir
tabloyu göz önüne getirme, canlandırmadır da. Ayrıntıların fotoğrafını çekme
sanatıdır. Haiku şakacıdır da! Günümüzde Haiku, tüm kültürlerde, anın
aydınlanmasının dayanılmaz hafifliğiyle heyecanla denenen bir şiir türüdür.
Kısacası haylaz bir çocuktur Haiku!”
Lous Borges’in
söylediği gibi; “ ânı durdurur, sabitler.” Haiku şairlerinin en büyüğü kabul
edilen Matsuo Başo, 1644/1694 yılları arasında yaşamıştır. Hakan Cem’in
çalışması sayesinde Haiku’nun insan ruhunun derinlikleriyle, doğal hayat
içerisindeki tabi duruşumuzun, gözlemlerimizin, hissedişlerimizin büyük önemi
olduğu ortadadır.
Gün olmuyor ki
hüzünlü, destansı, elem dolu olaylar eksik olsun! İnsanlığın aldığı yolda
ilerlemeler kaydedilirken, acının da, vahşetin de insanı zorlayan, hatta
utandıran biçimleri yine insan tarafından yaşama armağan ediliyor. Bu
armağanlar en güzel veya en kötü şekilde de olsa, insanın yolculuğunda büyük
bir itenek, güç oluyorlar.
Sanatçılar
doğallıktan, içsel sesleri dinlemekten hoşlanırlar. İçsel seslenişe kulak
vermiş, bu seslenişi ilgi duyduğu zanaat ve sanatıyla ortaya çıkartmış
sanatçıların en uyuşuk, en aldırmaz toplumlara bile yapacağı katkı çok
büyüktür.
Şigehisa Kuriyama,
Coşkun Yerli’nin çevirisi, Hakan Cem’in anlatımıyla;
“ Haiku dünyasında
görünüm, insanlar eşyalar ve olaylar, yalnızca doğanın gelip geçen akışındaki
ritimle algılanabilir, anlamlarına kavuşabilir.”
Çok hızla
tükettiğimiz doğayı biraz daha iyi anlamak için Haiku sanatını da biraz daha
yakından anlamak gerekecek. Biraz daha doğal, biraz daha sakin, biraz daha
hoşgörülü, şakacı ve haylaz; insan olmanın büyük erdemi, yine insanın mizahı,
sanatı, felsefeyi fark etmesi, onlara saygı duyup, anlamaya çalışmasıyla yüksek
mertebeye çıkıyor.
Cevat Çapan’ın
çevirisiyle Matsuo Başo, Tuniguçi Buson, Masaoka Şiki’den örnekler;
Uyan! Uyan! Benim gelen
Bana arkadaşlık edesin diye
Uyuyan kelebek
Kala kala
Kuruyan otlar kalmış
Askerin düşlerinden
Bir dağ köyü
Yığılan karların altında
Akan suyun sesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder