KEYD GÜCÜ
----------------
Modern Sanat Müzesi
Sergisinde, Taner Ceylan’ın bir çalışmasından etkilenen Nur Kıpçak, Kafkaokur
Dergisinde, İnceleme Köşesinde çok önemli bir konuya;1553 ve Kan Arasında
Harem’e dikkat çekiyor.
Ressamın; Taner
Ceylan’ın, Sanatçı ve Zaman Sergisinde sergilenen bir çalışması; tül örtülü bir
kadın ve onun başının üzerinde tuvale yansıyan kanı sembolize eden
kırmızılıklar…
Buradaki anlatım;
Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Hürrem Sultan ve onun “Keyd Gücü”nü kullanarak
Şehzade Mustafa’nın babası Kanuni tarafından öldürülme emrinin verilmesi…
Kısacası; 464 yıllık “keyd gücü” sorgulaması…
Burada anlatılmak
istenen “keyt gücü” kadının kurnazlığı, erkekleri kandırma gücü ve
entrikalarıdır. Nihai bir güç müdür? Sadece kadın tarafına ait olması adil
midir? Hiç sanmam…
Keyd Gücünün,
altında yatan nedenerin, tarihsel, psikolojik ve sosyolojik sebeplerinin, insan
doğasının öç alma veya baskı, esaret altında geliştirdiği bir savunma biçimi
midir?
Hürrem Sultan’ın II.
Selime seslenişi doğruysa; “ Ya devlet başa, ya kuzgun leşe!” Toplumsal
algının, alışkanlıkların, geleneklerin, göreneklerin yüce baskısının var oluş
hakkı; en vahşi cinayetleri bile hak görmesi kaçınılmazdır.
Güzel ve değerli
olan şudur ki; sanat ve sanatçı, bir tarihçe kadar hünerlidir geçmişin
sokaklarına girip, ölmemiş yaşamları tuvale, dizelere, hikâyeye taşımakta…
Şair Novalis 27
yaşında ölüme yenik düşmeden önce ölümü anlama gücü mü göstermiştir; kadının
“keyd gücü” gibi, şairlerin öncülüğünü; ölümden önce, ölümü duyurmak için
borazan ve çanları mı çılmıştır; bilinmez;
Hissediyorum ölümü
Gençleştirici akışını
Ve direniyorum fırtınalarının
Ortasında yaşama cesaretle.
Bir film sahnesi;
belki hiç çekilmeyecek bir filmin yaşlı yönetmeni; ölüm döşeğinde adamın ne
söyleyeceğini günlerce düşünür; bulamaz. En sonunda, ölüm döşeğinde ki adam
değil, ona eşlik eden kadını söyler;
“ Senin yüzünden çok zaman kaybettim Michael”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder