Kamera; Güven Alaçatı
SEVİNİN SEVİNİN SEVİNİN!
Leo Tolstoy en yakınındakilere bu şekilde seslenirmiş; “
Sevinin, sevinin, sevinin! Günün sevincini sonuna kadar yaşayın! Eğer, o gün
sevinemediyseniz, hatayı kendinizde arayın!” diyor; filozof yazar.
Demesi kolay, bir de
uygula; diyenleri de duyuyorum. Senin tuzun kuru, diyenler de var. Hilebazlığın
300 çeşidi varmış. Mazeretin kaç çeşidi bilemiyorum… Soylu mazeretlerimiz; her
daim bizi kurtardığını sandığımız; hâlbuki bizi kurutan şeyler…
Akdeniz, Ege,
Marmara’da tekne gezintileri yaparken en çok etkilendiğim şey; kayalık
tepelerde, taşların içinden, uçurumun boşluğuna uzanan çam ağaçlarının üstün
yaşama gayretidir. Yaşanmaz sanılan yerde ne büyük yaşam; gerçek, yeşil bir
dünya kurmuşlardır. İnsanın mazeretlerini yerle bir edecek kadar güzel ve
görkem…
Viran kale duvarları
üzerinde de buna benzer örnekleri; özellikle incir ağaçlarının büyük
gösterisini izleyerek yapabilirsiniz. Bir avuç toprağa tutunmanın, yaşam
dehlizlerine uzanan köklerin toprak, su ile buluşmak için ne muazzam bir
yolculuk yaptığını ilim insanı titizliğiyle görmek mümkündür.
Sevinin, sevinin,
sevinin! Sevinmek için her şey var bu diyarda. Üzülmek için yeterince zamanımız
oldu. Yüzyıllardır üzülüyoruz. Ağıt yakıyoruz. Destan yazıyoruz… Şimdi, bizden
öncekilerin adları bile okunmazken, bizim sonumuz da belliyken; dünyanın hiçbir
şeyi; korkusu, sevinci, malı, mülkü, gururu, gaddarlığı, hilebaz lığı bitmeyecekken; onu bitirme görevi “bize verilmiş” gibi yapmanın, durumdan görev
çıkarmanın anlamı var mıdır?
Sevinelim; sevin
duyalım! Mizahı unutmadan! Nasrettin Hocayı, Yunus'u, Pir Sultan’ı, Aziz
Nesin’i hatırlayarak…
Sevinilecek o kadar
çok şey var ki! Yüze Suyu Takip Sistemine göre Tekirdağ kıyılarında halen
yüzülecek plajlar var. İyi, orta derecede… Henüz bütün balıkları bitmemiş
görünüyor… Gidene, yok olana ağıt yakmak yerine; ilimin öncülüğünde doğa ile
barışın çok kolay olacağını, denizleri çevreleyen illerin, kasabaların bilinçli
insanlarıyla birkaç yıl içinde alınacak önlemlerle balıkların, maviliğin
yeniden daha çok çeşitleneceği gün gibi ortada; sevinin!
Hava Kalite İndeksine
göre Tekirdağ’ın insan sağlığı açısından şu anki durumu; ORTA! Yani fena değil.
Bizleri solunum açısından konforsuz bırakmayacak kadar… Sevinelim buna.
Sevinirken daha iyi yaşam, hava kalitelerinin olabileceğini, olması için
insanların, insancıkların daha duyarlı olması gerektiğini bilerek; sevinin,
sevinin…
Bir başka
sevinilecek şey; Tekirdağ İletişim Merkezi Alo 153 hattını kullanıma açmış;
sitelerinde halka duyuruyorlar. Sizde duymuş olarak, kendi duyurularınızı daha
çok sevinmek, daha çok mutlu olmak ve daha çok şehirli olma adına yapın;
sevinin, sevinin…
Eskişehir Şehir
Tiyatroları 2 TL ile 10 TL arası sanatsal faaliyetlerini yıllardır yapıyor.
Eskişehir’de sahnelenen oyun sayısı sadece bir yıl içinde yüzlerce…
Eskişehir’in sanat, altyapı, kültürel, ulaşım, otel, turizm bakışı batı
ölçülerini zorlayan düzeyde… Eskişehir’in iyi bir ölçü, öncü kabul edileceğini
düşünerek; üzüm üzüme bakarak kararacağını bilerek; sevinin, sevinin…
Kayseri’nin
muhafazakâr bir kent olmasına rağmen; daha 1950’lerde başlayarak altyapı, yol,
park, ulaşım, trafik sorunlarını batı ölçüsünde, batılı mühendisliğin,
mimarinin yardımıyla çözmüş olduğunu bilerek; aynı şeyi şehrimiz için istemin
bir sürü insanca yanı olduğunu bilerek; sevinin, sevinin; SEVİNÇ duyun
dostlarım…
Çeşme, Alaçatı,
Bozcaada, Antalya Kaleiçi, Şirince, Beyoğlu taş ve ahşabın kıymetini gördü;
getirisinin soylu tadını hissettiler. Bu sayede mimari, mühendislik gökdelen olmaktan
kurtuldu. Buruk bedenlerin ruhları bize teşekkür ediyor; Sevinin, Sevinin,
Sevinin…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder