Kamera; Güven İstanbul
STRATEJİ ve KADIN
Strateji askeri
anlamı olan harp kazanma sanatını anlatır. Burada bu makalede ise bilim ile
kadının gerçek hikâyesini bulacaksınız.
Fizik ile Biyoloji
birçok alanda iç içe geçmiş durumda. CBT 1422/ Haziran 2014 sayısında Reyhan
Oksay’ın yaptığı çalışma şunu gösteriyor; Fizikçilerin canlılar dünyasına el
atmasını, biyologlar pek hoş karşılamıyor.
Her iki bilim dalı da
insanlığa, insanın yaşadığı dünya ve dünyalara hizmet etmek bilinciyle doğmuş
olduğu için ortak noktalarda buluşmaya başladılar. Bilim, sınır tanımaz
mücadelesine, merak ve araştırmalarına devam ederken çok önemli kazanımlar da
ortaya çıkarıyor.
Konu, canlılar
dünyası. Düzen ile düzensizlik arasında bıçak sırtında bir yaşam… Bu keşif, zor
koşullarla baş etmenin ideal yolunu da aydınlatıyor.
Nasıl olacak peki?
Birazdan!
Bu makaleye hayat
veren diğer konuğum kritik noktalarda, kendine sinyal şelaleleri gönderen,
kendi buluşuyla bilimin; fizik ile biyolojinin ortak buluşlarının öncülüğünü
sezgi, aklıyla ortaya çıkartan kadın.
Oldum olası ince
çizgiler arasındaki yaşam ilgimi çekmiştir. Kırılgan olmayan, esneyen, hoşgörü
ve nezaketi yanında hisseden, koruma kalkanlarını zorbalık, kas gücü, şantaj
ile çözmek yerine tabiatın ince çizgilerine başvuran yöntemler…
Bu makaleye konu
olan, yön veren kadın karakterleri Anadolu’da, Trakya’da oldukça fazla olmasına
rağmen, bu canlılar reklâmı, öne çıkmayı sevmediği için pek görüp anlamayız
onları. Onları yüceltmeye kalksak belki de daha da üzeriz. Çünkü onların
üstlendiği görevleri denetleyen şey; gönüllü oluşlarıdır. Anne, eş, iş kadını,
öğrenci, öğretmen; yaşamın her alanında verdikleri mücadele, üstün
yeteneklerini ortaya çıkartır.
Bazen günlerce aç
kalsalar da aç olduklarını bilemezsiniz. Yaptıkları evlilik en zor şartlarda
yol alsa bile, o kritik noktayı, yaşamın içinden, sanatçı ruhlarından
damlayacak sinyal şelalelerini beklerler. Dayanıklıdırlar, zordurlar…
Zorlukları, onlara dayatılan bütün kabalıklar karşısında bile zarif duruştan
vazgeçmemektir.
Böyle bir kadın,
ancak şairlerin, yazarların gözünde daha bir anlam kazanır. Günlük hayatın
büyük kargaşası bu mucizeleri görmeden geçip gitmemize neden olur. Günlük
hayatın kadınları süslü, olay yaratan, kolayı seçen ve büyük oyunun pençesinde
dişiliği tüccarlaştırma telaşı içinde, asıl kraliçeleri, prensesleri,
tanrıçaları, anaları, güzel onurlu insanları görmemizi, anlamamızı engeller.
Yaşamın akışı içinde,
iki çocukla baş başa kalan, nice kadının temsilcisi gibi dimdik yürüyen
kadınımız; o kritik noktada, ne çocuklarını mağdur eder, ne işini ne de
akrabalarını… Kardeşlik sevgisi azalmadığı gibi, analık şefkati de yok olmak
yerine daha da çok yönlü büyük görkemli bir mühendislik projeye dönüşür. Çünkü
kritik nokta; yaşamın içinde bütün zorluklara karşı yepyeni stratejiler
geliştirmektir.
Fizikçiler de harıl
harıl çalışır. Amaçları düzen ile düzensizlik arasındaki bıçak sırtı yaşamların
stratejilerini anlamaktır. İlk önce insan nöronlarını incelerler. Yani
beynimizin içindeki o küçük dehaları. Nöronlar bir tarafta uyarıya cevap
vermeye hazır ve istikrarlı bir konumda iken, diğer tarafta kontrolsüz bir
şekilde nöbetlere yol açacak şiddete, yaylım ateşine başlayabilirler. Sinir
bilimcilerine göre bu iki yaylım ateşi arasında kurulan denge, beyin
çalışmalarını anlatıyor.
“Kritik noktada her
şey delirmiş gibi. Dolayısıyla canlı daha duyarlı davranışlar sergiler.”
Bir başka çalışma ise
çekirge kuşlarını incelemek amaçlı damların üzerine bir sürü kamera
yerleştirildi. Kuşların sürü içinde geliştirdikleri davranışları, sürülerin
bütün olarak sergiledikleri davranışlar; uçuş sırasında sürü içinde muazzam
uyumların görüntülenmesine, ispatlanmasına da olanak sağladı. Kritik konumda
bulunmaları bunda çok önemli rol oynadığı anlaşıldı.
“Bu durumun nöronlar
üzerinde ki incelemeyle karşılaştırıldığında ise milyarlarca nöronun da aynı
hareket içinde olduğu görülüyor. Hep birlikte hareket eden nöronlar,
öğrenmemizi, anıları depolamamızı, çevremizdeki dünyayı algılamamıza yardımcı
oluyor.”
Makaleye konu olan
kadın da zor koşullarda aşırı uçlardaki kritik noktaları iyi kavrayarak, bu
toplumda kadının omuzlarına binen zalim, zorba, kurnaz yükleri bir bir yok
ediyor. Ne annelik yaşamı, ne iş yaşamı aksıyor; erkeğinden ayrılma kararını en
kritik noktada verdiği zaman.
Bu ülkenin büyük
kültürleri içselleştirmiş güzel insanları şunu bilmeliler ki; kadınların
hürriyeti, sosyal bilinçleri, ekonomi içindeki üretimleri olmadan hiçbir
kalkınma olmaz; bir taraf karanlık, hep karanlık kalır…
O yüzden, usta filozof
hep haykırır, “ Bu ülkede tek halk hareketi GEZİDİR! “ Geziyi incelediğimizde
büyük çoğunluğunun kadın olduğunu göreceksiniz. İşte bu büyük aydınlığı, en
kritik noktada büyük bir uyum içinde ortaya çıkan muazzam gücü görenler,
sanatçılar, filozoflar, fizikçiler, biyologlar dır. Görmek için incelik,
duyarlılık, muhteşem analizleri gereklidir; yani, zahmet, hareket, bilim,
zanaat gerekir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder