KARAKÖY
TOP SAKALLI YANDAN
ÇARKLI
Vapurlar, kıyısı
denize çıkan şehirlerin anılarında önemli yer kaplar. Yandan Çarklı vapurlar
İstanbul’un geçmişinde, kültürel ve sosyal tarihi açısından çok önemlidir.
Siyah dumanları, su buharı makinesi sayesinde, yandan dönen çarklarından alınan
hareketle yol alan vapurlardı.
Adına Şirket-i
Hayriye denen şirketin işlettiği vapurlardan 42’si yandan çarklı idi. Şimdi o
vapurlar kalmadı. Yerinde yeller esiyor.
Burada sözünü
edeceğim “Yandan Çarklı” insan olan
cinsten! Vapurun yandan çarklı olanı oluyor da insanın niçin olmasın?
Cevizlibağ Metrobüs
hattında inip, tramvaya geçtim. Kabataş’a kadar yol alan uzunca bir yolculuk
başladı. Hemen yanı başıma top sakallı bir adam geldi. Yaşı 40-45 civarı
olmalı. Bir giyinmiş ki; “ Altı kaval,
üstü Şişhane!” Misali…
Giyimini
becerememiş olsa da, top sakalıyla kendini ekselans sanmasına engel değildi.
Etrafı süzmeyi bir hafiye kurnazlığında becerdiği gibi, Bekçi Murtaza’nın
sorumluluğunu üslenmiş misali gözleriyle kuş uçurtmuyor.
Bir ara, arka
koltukta yüksek sesle bir şeyler dinleyen gence öyle bir bakış fırlattı ki,
yandan çarlı vapurun dönüş esnasında suyu dalgalandırma-sına benzer bir bakış.
Genç, bakışa arkası dönük olsa bile, gölgesini mi gördü; bilinmez, müziğin sesini
hemen kıstı.
Bir bakışın bile
işe yaradığını bilmesi, etrafı daha da hafiyece süzmesine neden oldu. Takmış
olduğu yakın gözlüğünün üzerinden, top sakalının onu çok yücelttiğine inanan
güç dolu bir bakış…
Durakları birer
birer geçiyoruz. Hafiye bakışlı yandan çarklı, elindeki telefona bir bakıyorsa,
etrafa on bakıyor. Güya, onu kimse görmüyor; öylesine bir süzme bakış. Bende
onu süzeyim dedim; hemen farkına vardı. O da beni süzdü. Hatta beden diliyle; “ Hayırdır; bir şey mi var?” Der
gibiydi. Hemen bakışımı kaçırdım; ne olur ne olmaz; başıma dert almak iyi
olmaz.
Yusufpaşa
istasyonunda inenler ve binenler oldu. Yakınıma doğru gelenlerden bir kadına
yer verdim. Yeri almak istemese de ısrarım sonucu oturdu. Amacım hafiye kılıklı
yandan çarklı top sakallı adamı tam karşıdan izlemek. Ama tıpkı onun gibi.
Hatta ondan daha iyi izlediğimi söylersem şaşırmayın. Yazı hayatımın içinde
öğrendiğim şeylerden birisi; iyi dinlemek ve izlemek. Ama (baş kanun); kişiyi
taciz etme!
Top sakallı yandan
çarklı, yer verdiğim kadın yanına oturunca daha da onurlandı. Göğsünü daha da dikleştirdi.
Top sakalı vardı ya! Kadın diğer insanların yaptığını yaptı; hemen telefonunu
açtı. Akıllı olan cinsten iyi bir telefon!
Yandan çarklı etrafı izleme görevinde olduğu için, tıpkı arkaya, yüksek
sesle telefonu dinleye gence baktığı gibi, yanında ki kadının telefonuna
inceden inceye baktı.
Yandan çarklı bakışı sezmiş olsaydı yanı başında oturan kadın, tahmin ediyorum çarkına
zarar verici davranışta bulunabilirdi. İstanbul kadınıydı; sözünü sakınmayan
cinsten. Yandan çarklı top sakallının duruşunda ise, İstanbullu, kentli bir insan duruşundan çok, kasaba kültürüne
tutunmaya çalışan bir köy insanı duruşu vardı.
Karaköy
istasyonunda inmeye hazırlanırken yandan çarlı top sakallıyı son bir kez daha
gözledim. Telefona bir bakıp, etrafı on gözlüyordu. Her an bir rütbe almanın
mutluluğu, yandan çarklı vapurun suları yara yara gidişi gibi, ses çıkarmasa
da, kültürel hayatın saygınlığını, çakma görüntülerle aramanın ne beyhude iş
olduğunu bilmeden, göremeden kendi hafiyelik rütbesini çoktan almış, yerine
getirmenin memnuniyeti içindeydi.
Yandan çarklı top
sakallı adam, bizlerin en masum olanıdır. Neredeyse toplumumuzun tamamı,
sloganlarla konuşuyoruz. Hal hatır sormaları çoktan eskidi, koktu, kokuştu. Ama
yinede aynı vaziyetin garanti tarafındayız. Bir model seçiyoruz kendimize;
birkaç sözcük, o kadar…
Deniz manzaralı
kütüphaneyi kullanan insan sayısı komik derecede! Aldığı kitapları, kendi iradesiyle
alıp bilinciyle okuyan insan sayımız kaç kişi; bilmiyorum. Bildiğim bir şey var;
büyük arabaları, büyük evleri, büyük övünmeleri seviyoruz.
Bütün bunların
yanında yandan; Top sakallı yandan çarklı kendi rütbesini kendi tahin etmiş;
Çok mu? Bırakalım o da kendince yaşamın tadını çıkartsın. Birilerinin
davranışlarını yakalayıp, uyarsın, gözle, bakışla, sesle görevini yapsın.
Güven Serin
2 yorum:
bu top sakallı zararsızmış. insan artık herkesten korkuyor yaa. bizim toplum çok kaba ve ürkütücüü.
Kesinlikle ilginç bir toplum;korkulu olan veya görüne,çocuk kadar masum bir tip de çıkabiliyor.Tam tersine,çok uygar görünüp de sosyopat özelliği gizlemiş olanlar da her yerde cirit atıyor;mesafe hak getire:))
Yorum Gönder