MİLLET, EDEBİYATI
OLAN TOPLULUKTUR
--------------------------------------------------------------
Balzac yüzyıllar
ötesinden seslenir; millet olmanın aynı zamanda edebiyatının da olduğunu.
Geçmişte ki destanları, halk türkülerini, manilerini, şiirlerini, atışmalarını
düşününce, o insan duruluklarını, komşuluk ve arkadaşlık ilişkilerinde ki
doğallığı da daha iyi anlıyorum.
Ya ülkemizde ki
durum? Şehrimizde ki vaziyet? Denize bakan kütüphanesini dolduramayan, şehir
tiyatrolarına kavuşmamış, büyük konferans mekânlarını istememiş, opera ve bale
salonlarını kendine lüks sayan bir halk olarak yaşıyoruz; güya…
Neredeyse zamanımın;
365 günün 350 gününü Tekirdağ’da geçiriyorum. Coğrafyada ki konumu, geçmişten
taşıdığı hikâyeleri, dağları, ovaları ve insan sakinliğini övünerek savunurken,
hızla, çok hızla edebiyattan uzaklaşmasını da üzüntüyle izliyorum.
Bilinen anlamıyla
edebiyatın kaynağının dil olduğunu düşünürsek, zengin bir edebiyatın da zengin
bir dille olabileceğine ulaşırız. Dilimiz zengin mi? Oturup bir hesap yapalım!
Günde kaç kelimeyle konuşuyoruz? Halimize yanarız! Kırk, elli kelimeyi geçmeyen
konuşmalar; konuşma olmaktan çıkıp, ya argoya, ya dedikoduya dönüşüyor.
Sonuç? Kısır
yaşamlar, sıktın yüzler ve çare üretmeyen kaçışlar… İşte bir türkü; bir romanın
anlatacağı zenginliği, birkaç mısrada anlatıveriyor;
Kışlanın ardında redif sesi var
Bakın çantasında acep nesi var
Bir çift kundura bir de fesi var.
Eli yemendir, gülü çemendir
Giden gelmiyor, acep nedendir?
Yüzlerimiz gülmüyor,
mizah yaratamıyoruz. Her daim eskilerden konu açılınca, eskileri yüceltirken,
bugüne, yenilik olarak bir özgünlük, samimiyet katamıyorsak; kendimize; acep
nedendir? Diye sormuyorsak; bu sorunu kim çözecek?
4 yorum:
Teknolojiyi interneti televizyonu sanırım biz ülke olarak çok yanlış anladık...
Fazlasıyla SevKoz;vur dersin,öldür anlaşılır;yazık...
bol bol istanbula gidin siz deeee :)
Teşekkürler deeptone
Yorum Gönder