5 Şubat 2015 Perşembe

SAİT DEYİNCE AKLIMA...


Fotoğraf; internetten

SAİT DEYİNCE AKLIMA…

  Sahi Sait deyince sizin aklınıza ne geliyor? Benim, ilk önce Burgazada geliyor. Kayasının üzerine oturup hülyalara daldığı, gözlemleri sayesinde bir tabiat aşığı geliyor.

  Arkadaşı Bedri Rahmi Eyüpoğlu içinse bunlardan öte çok daha başka şeyler geliyor akla;

“  Sait deyince aklıma gelenleri gelişigüzel sıralamak istiyorum. Aklıma çakıl taşları geliyor. Yer yer çok diri renklerle donanmış, kimisi serin, kimisi ılık, kimisi ayağı kavuracak kadar kızgın çakıl taşları!

  Sonra Amerikan filmlerinde gördüğümüz yüzü çilli, kınalı, perçemleri perişan, üstü başı toz toprak, yama içinde on iki on üç yaşlarında Allah’ın belası bir çocuk. Dediği dedik, kestiği kestik.”

  Ülkü Tamer’in aklına Sait deyince gelenler daha da ilginç;

“  Başka bir ülkede yaşamış olsaydı, adına kim bilir ne etkinlikler düzenlenirdi. Sık sık konferanslar, paneller, oturumlar, radyo-Tv programları, sergiler, gösteriler bir birini izlerdi.

  Sait Faik’ten söz ediyorum. Doğum haftasında Mozart’ın yaş gününü coşkuyla kutlayan bizler, kendi sanatçımızı neredeyse unutuluşun sessiz sayfalarına gömmüştük.

  Öyle ya, o bizden biri… Yabancı değil.”


 Mehmet Fuat ise Sait deyince aklına gelenleri, düşüncenin hürriyeti içinde, gördüğü, anladığı Sait’i anlatıyor:

 “ Bir savdaydı onun toplumsalcılığı. Belki eksik, belki yanlış, belki yetersiz, ama her türlü kuşkunun ötesinde, katışıksız, içten bir toplumsalcılık!”

  Acaba şehir Tekirdağ’ımızın bu şekilde kaç sanatçısı vardır? Yazın, şiir, resim, heykel, müzik dünyasına adanmışlık içinde, yerin yedi kat altındaymış gibi bilinmezlik, görünmezlik kültürlerine çevirdiğimiz; şehir sanatçılarımızı ne kadar hatırlıyor ve onurlandırıyoruz?

  Söz konusu Sait, şiir, şair, hikaye, yazar; düş ile gerçeğin arasındaki ince çizgiyse; Sait Faik; bir günün Sait’ini anlatsın bize;

  “ Bir çavdar ekmeği kırk kuruşluk kaşar peyniri aldım. Vapurun bomboş bir kenar kanepesine, birinci mevkiden sızan ışıkların iki pencere arası loş bir yerini seçerek oturdum. Akşam yemeğini yedim.

  Ölesiye yalnız, ölesiye mesudum. İçim kalabalık çekiyor. İnsanlar çekiyor. Çocuklar istiyorum: haşarı, sarışın, esmer, edepsiz… Seyahatler çekiyor içim.”

  Dostlar, bazen hülyaların peşinde koşmak, yaşamın diğer tarafına dokunmak iyi gelir; idealizmin ağır yükünü, bir parça kenara koyar, dost bildiğiniz, şairin, yazarın, sanatçının edebi salıncağı ile sallanmanın, yer çekimine dokunmanın çekiciliğini yaşarsınız.

 Güven Serin 





6 yorum:

Mavi dedi ki...

Sevgili Güven
Sait faik' deyince aklıma ''o ve ben'' şiiri geliyor..

Saygı ve sevgiyle, şiirini yad edelim..

O VE BEN

Sana koşuyorum bir vapurun içinden
Ölmemek, delirmemek için.
Yaşamak; bütün adetlerden uzak
Yaşamak.
Hayır değil, değil sıcak
Dudaklarının hatırası
Değil saçlarının kokusu
Hiçbiri değil.
Dünyada büyük fırtınanın koptuğu böyle günlerde
Ben onsuz edemem.
Eli elimin içinde olmalı.
Gözlerine bakmalıyım
Sesini işitmeliyim
Beraber yemek yemeliyiz
Ara sıra gülmeliyiz.
Yapamam, onsuz edemem
Bana su, bana ekmek, bana zehir
Bana tad, bana uyku
Gibi gelen çirkin kızım
Sensiz edemem.

Sait Faik Abasıyanık

İnsana ve sanata verdiğin değer ve anlam için teşekkür ediyorum.

Olcay Kasımoğlu

GÜVEN SERİN dedi ki...

Teşekkür ederim sevgili Olcay, bu şiir Sait'in en güzel şiirlerinden birisi. Sait,kendi yerini edebi seçkinlikle,çocuksu gülüşüyle çoktan belirledi.

Bu kadar büyük şamata,muazzam kirli kargaşa arasından sıyrılacak olanlar yine sanatın, gerçeği ile düşleri arasında iyi bir denge kurmuş olanlar olacaktır;sanatın kalkanları daima esnek,hoşgörü ve sevgi üretir ve dayanıklıdır. Suçlayıcı, yok edici değil, onarıcı, koruyucudur...

bilge dedi ki...

Sanata ve sanatcıya verilen değer çokkkk önemli bir ülkenin gelişmişliğinin ölçüsüdür diyorum...

GÜVEN SERİN dedi ki...


Çok haklısın Bilge Hanım. Sanatçı toplumunun sıkışmışlığından da, refah ve huzurundan da beslenir. Kırılma,sızma,çatlama anlarında yaşama öncülük eder...

Hamiyet Akan dedi ki...

Benim de aklıma Burgazada gelir ve ne zaman gitsem bir ziyaret ederim.
http://hamiyetakan.blogspot.com.tr/2014/11/sait-faikle-burgazada.html

GÜVEN SERİN dedi ki...


Teşekkür ederim Hamiyet. Burgazada oldukça güzel bir yer.