IŞINER GÜNGÖR TEKİRDAĞ’DA
İyi yetişmiş, kendine emek harcamayı ciddi bir iş kabul edip, çevresini, toplumunu, milletini, vatanını önemseyen gençlerle sohbet etmeyeli çok oldu.
Genç deyince hep duymak istediğimiz, görmek için can attığımız heyecanı, görgüyü, mücadeleyi Işıner Güngör ile 16 Kasım Cumartesi günü yapmış olduğumuz iki saatlik sohbette gördüm.
Işıner Güngör, şehirden şehre, ülkeden ülkeye, farklı kültürlere koşmanın yanında, kendi ülkesinde, kalbi bağ kurduğu Tekirdağ, İstanbul, Edirne gibi şehirler için zihinsel üretimini, düşüncelerini de kimi yazıya, kimi sunumlarda katılmış olduğu mekânlarda paylaşıyor.
Baba tarafı Şarköy Mürefte, anne tarafı Edirne İpsala ve kendisinin de ifade ettiği gibi kişiliğinin gelişip olgunlaştığı yer ise İSTANBUL…
Işıner Güngör ile yapmış olduğumuz sohbet; Ama Fakat Lakin-Siz olmanın yanında egoları tımar edilmiş bir insanın yanında ilk kez karşılaşıp da samimi duygularla güne, güncel olanı, bizi biz yapan değerleri, yetmeyen zamana karşı, heyecan ve umut içinde kendi adıma çok değerli bir anı ve aydınlanma anı yaşadım…
Bu buluşma Işıner’in gayreti, ailesinden almış olduğu akraba kültürü ve samimiyeti içinde gerçekleşti. Onun sohbetinden onur duyarken, bir akrabaya duymuş olduğum özlemi bir yana, bir Türk gencinin kendisiyle yapmış olduğu savaşı kazanması; gitmiş olduğu, görmüş olduğu diğer kültürlerle kendi kültürünü yoğurmuş bir insanın dik ve erdemli duruşu karşısında gelecek adına daha da umutlandım…
Umutlarımızı kıran, heyecanlarımızı kirleten o kadar çok olay, haber duyuyoruz ki, sanıyoruz ki toplumun tamamı çürüdü. Öyle değil; Işıner Güngör gibi kim bilir kaç milyon gencimiz var…
Işıner ile başka neler konuştuk? Onun penceresinden bakınca, gezen gören ve kendini güncelleyen bir gencin yanında epey onurlandım.
Işıner Güngör’ün bir sürü sorumluluğu var. Ama en önemlilerinden birisi, Avrupa Birliği Komisyonu tarafından kurulan Uluslararası Diplomatlar Birliği’nin Türkiye Denetim Kurulu Başkanlığını da yapıyor.
Sohbetlerin tatları ve tuzları; birikim, deneyim ve yenilenmeler ile her daim doyumsuzdur. Böyle sohbetler öğretici olmanın yanında, Işıner’in annesi Hatice teyze ile yapmış olduğumuz telefon sohbeti, Hanife teyzenin oğlu Cengiz ile yapmış olduğumuz telefon sohbetini de ekleyince; kültürel, sosyal buluşmanın o manevi tarafı da sessizce yeryüzüne geri dönmüş oluyor…
Işıner Güngör’ün sanata bakış açısı; huzuru arayan her insanın aradığı bir özellik; “ Sanatın en önemli fonksiyonu, insanın maneviyatını, estetik hislerle güzelleştirmeyi amaç edinmesidir” Aynı zamanda Işıner, ülkemizdeki Güzel Sanatlar Fakültesi ve Sanat Kursları ile yeni sanatçıların yetişeceğinden çok ümitli…
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti konusunda da Işıner’in görüşlerini anlamlı buldum. “KKTC,self-determinasyon (kendi kaderini tahin etme) ilkesine dayanarak bağımsızlığını tüm dünyaya duyurmuştur.Barış ve çözümden yana tavır takınılacağı Rum tarafına ve garantör devletlere duyurulmuştur.
Çetin mücadeleler sonucunda bağımsızlık
ilan edilmiş, ilk kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, özgürlük mücadelesi lideri
Dr.Fazıl Küçük ve Kıbrıs Türk Federe Devleti Başbakanı Osman Örnek’in sevinçle
kalabalığı selamladığı konuşmanın fotoğrafları zihinlere kazınmıştır.
Bir başka sıfatı, Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği Uluslararası İlişkiler Komisyonu Başkanı Işıner Güngör, İstanbul Trakyalılar Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından düzenlenen buluşmaya katılmanın heyecanını ve onurunu yaşıyor. Işıner Güngör bu heyecanı şöyle dile getiriyor;
“ Trakyalı vatandaşlarımızın Balkan ülkeleriyle ilgili bilgi birikimleri ve tecrübeleri çok kıymetli! Yerel dillerden tutun da var olan akrabalık ilişkilerine kadar bölgeye yakın dereceden ilintilidirler. Oralardaki mevzuat ve yaşam koşulları gibi birçok konuya da hâkimler. Eğer bu bahsi geçen tecrübeler, Türk Ticaret hayatıyla paylaşılabilinirse ülkemizin Balkanlarla olan ticaretine olumlu katkılar sağlayabiliriz.”
Biraz emek, hareket ve manevi kudret, insan denen canlıyı kısır çekişmelerden, kuruntulardan çok öteye taşıyor. Işıner Güngör’e,
Bana ayırdığı zaman, yapmış olduğu ziyaret,
akrabalık bağlarına derin, samimi bir hissiyat içinde el uzattığı için
TEŞEKKÜRÜ borç biliyorum…
Güven SERİN