4 Nisan 2022 Pazartesi

İNÖNÜ NE YAPIYOR?

 

İnternet

                                              İNÖNÜ NE YAPIYOR?

 

  Zaman zaman düşününce bir cevap aramayı bir kenara bırakıp, şu soruyu sorma gereği duyuyorum. Hangi ülkede bizim gibi kendi öz yurdundan çıkarttığı kahramanlara bu kadar büyük hakaretler yapılır?

  Samimiyeti, bilgiyi, deneyimi ve vicdanı anlatan güzel bir söz vardır; “ Dinime küfreden Müslüman olsa bari!”

  Ne tarih bilimiyle, ne tarih öğrencisi, ne sosyoloji veya siyaset bilimi hakkında bilgi edinip, onu yoğurmadan konuşan, haykıran kin ve nefret yayan binlerce insanın yarattığı çelişkiler, barışçıl enerjilerimizi aşağı çekenler göz önünde bulundurulunca, bilgisi olmayanların boş fikirleri; ancak, cehalet ve nefretle besleniyor gibi…

  Yıl 1953’ü gösterirken bizden birisi Paris’e gitmiştir. Kim diyecek olursanız; Ahmet Hamdi Tanpınar’dır.1930 ve 1940’lı yıllarda ülkemizde, Güzel Sanatlar Akademisi’nde görev yapan Fransız ressam Leopold Levy’ye rastlar. Fransız ressam Levy’in ilk sözü;

  “ İnönü ne yapıyor?” olur. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın verdiği cevap;

“ Çalışıyor. Kendi kurduğu demokrasinin, muhalefet sıfatıyla denetimini yapıyor. Bilirsiniz yorulmaz adamdır İnönü.” Bu laf üzerine Fransız ressam, başından geçen bir olayı arkadaşı Ahmet Hamdi’ye anlatır.

  Türkiye’de görev yaptığı yıllarda kendi ülkesine Marsilya’ya deniz yoluyla gelmiştir. Arabalı vapurdan aracını limana indirdiğinde, orada bulunan Fransız işçilerden birisi ressam Levy’e sorar;

  “ Arabanızın plakasını çıkartamadım. Hangi ülkeye ait?” Ressam; “ İstanbul’dan geliyorum” dediğinde, güçlü kuvvetli ve bir ayağı sakat işçi;

“ Demek Türkiye’den geliyorsun. İşte bir memleket ki, başında işten anlayan bir devlet adamı var. Milletini bu harbin cehennemine sokmadı.”

   Marsilyalı işçi, o günün lideri İnönü’den ve İkinci Dünya Savaşından söz etmektedir. Güçlü ülkelerin bilgi sahibi işçisinin yapmış olduğu kritik; insan olma, doğru, sağlam, aydınlık bir fikir yürütme konusunda ne büyük zenginliktir…

  Fransız işçi Türkiye ve İnönü hakkında fikrini söyledikten sonra görüşlerine devam etti;

“ Herhalde Türkler onu çok severler?”

   Fransız ressam Levy, şu sözleriyle içi ezilerek devam eder;

“ Sağduyusunu o kadar inandığım milletiniz nasıl oldu da İnönü’yü feda etti?

  O k adar çok konuşuruz ve övünürüz ki; “ Bizler, kadim geçmişe sahip, sağduyusu güçlü bir milletiz diye…” Güçlü milletler, kahramanlarını böyle mi yüceltirler? Kendi antik şehirlerinin en önemlilerini dahi batılı arkeologlara muhtaç bir halde teslim eden, tarihi ile olumlu ve olumsuz bir şekilde yüzleşmeyip; kupkuru fikirlerin bataklık kokulu sancılarıyla her yüzyılı feda etmekten geri kalmayan; Kurtuluş Savaşı gibi, yeniden doğuşun, Anadolu’dan neredeyse tam anlamıyla kovulmak, yok edilmekten Mustafa Kemal ile birlikte bu ülkenin kurucu, kurtarıcı insanları arasında olan İNÖNÜ…  Fransız ressamın diliyle; “ Nasıl feda edildi?”

  Ahmet Hamdi’nin bizzat tanıdığı, bildiği; bilgi, deneyim, hür düşüncelerle yoğurduğu İnönü hakkındaki düşüncelerini şöyle özetler;

“ İnönü, kindardır, gizli hesaplıydı, kafasında yedi tilki dolaşırdı da kuyrukları birbirine değmezdi. Gerçekten bunların hepsi yalan ve iftiradır. Ne yaparsınız ki politika, kaybedeni ayakta tutan tek şey, parçalayamadığın ahlakına hücumdur…

  Hakikatte İnönü kindar değildi.150’likler onun devrinde affedildiler, Türkiye’ye girip söz sahibi oldular.”

  Mustafa Kemal Atatürk Büyük Zafer’den bir gün önce çadırında Çalı Kuşu romanını okumaktadır. Generallerinden birisi de okumak istediğini söyleyince Gazi’nin verdiği cevap;

   “ Benden sonra İsmet okuyacak, sonra siz de okursunuz.” Böyleydi İnönü’nün yeri; savaşta da, barışta da, demokrasiye geçmede, ülkeyi yönetmede de; bir kuruşun hesabını veren, kötülükten çekinen özüyle sözüyle vatansever bir kişilik…

  Romancı Huxley’in bir sözü var; “ Kötüden yalnız kötü doğar.” İnönü’den hiçbir zaman kötülük doğmamıştır. O,iyinin, barışın yanındaydı; İkinci Dünya Savaşında Avrupa cayır cayır yanarken, ülkesini barışa, yaşama taşıyan tarihi bir lider…

 Güven SERİN 

 

 

  


Hiç yorum yok: