31 Mayıs 2017 Çarşamba

GARSON RACONU


Kamera; Güven  Hıdırlık Kulesi

Koca Çocuk...


Kamera; Güven


GARSON RACONU
----------------

  Antalya’ya her gidişimde uğradığım mekândayım. Gece henüz çökmüş. Güney tarafımda Hıdırlık Kulesi, yaklaşık 1800 yaşında; döngünün gün ve gecesini binlerce kez izliyor. Karaalioğlu Prakı ve Çitlembik ağacını biraz önce dolaştım.

  Hıdırlık Kulesinin hemen yakınında bir Hint filmi, belki bir şarkıya görüntüleme çekiliyor. Esmer bir Hint kızı defalarca denen; çık hızlı bir ritme sahip müziğin eşliğinde, erotik sayılacak dansını yapıyor. O dans ederken, meraklı insanlar, defalarca aynı sahneyi izlediler.

 Çekim, gün batarken bitirildi. Hallerine bakılırsa herkes memnun! Onları seyretmeye dalmış, önündeki yüksekliği denememiş olan küçük kız çocuğu bir metrelik yükseklikten döşünce, bütün çekim ekibi ve dans eden Hint kızı da küçük kıza yardıma koştu. İnsanlık, her daim değişime ve reflekslere ihtiyaç duyuyor.

  Herkes kendi yoluna çekilince Hıdırlık Kulesinin gizli geçidi andıran patikasından geçip, neredeyse gizli, bilmeyenlerin göremeyeceği yere geldim. Bildik, tanıdık bir yere gelmenin huzuru başkadır. Kaybolup gidilmez insan korkuları ve panikliyle…

  İçeceğimi söyledim. Mekân, neredeyse ağzına kadar dolu… Oldukça azalmış turistlerin yanında çoğu ülkemiz insanı… Falezlerin üzerine; Kaleiçi ile Karaalioğlu Parkının Akdeniz’e hafif bir çıkıntı yapan yerine kurulmuş çok önemli görüş açıları olan yere gece çöktü; serinlikle birlikte.

  Günün hareketleri; ses ve görüntüleri süzülüyor, içeceğimin mideme süzülüşü gibi. İlginç bir olaya tanıklık ettiğimi bilerek, bu düşünceleri dinlerken, aynı zamanda çok önemli racon yapan genç garsonu da izlemeye başladım. Oturduğum sürece en az, beş altı kez, masaları dolaştı. Kirlenmiş, dolmuş kül tablolarını, temizleriyle yer değiştiriyor; güya…

  Benim sıramda, denize doğru üç masa var. Üç masada da sigara içilmiyor. Bizim racon sahibi genç garson, her daim aynı şeyi yapıyor; güya temizlik… Temiz olan kül tablosunu alıyor, yerine başka temiz koyuyor. Ön masadan aldığı temizi, bir yana, bir yandan aldığını benim masama getiriyor. Görevini; yani raconunu çok iyi yapıyor. Anladığım kadarıyla baş garsondan  bir uyarı almış olabilir; “ görevini iyi yap, masalara sık sık git ve temizle ki bahşiş bol olsun.” Bizim ki de bunu bu işi, bir ilke, bir racon belirlemiş olacak ki, temiz, kirli fark etmez, kendi raconunu kesiyor.

 Garsonun bu racon kesimine tam not verdim. Böyle yerlerde çok sınırlı, kendi bütçeme göre ancak 2 TL bahşiş bırakacakken,5 TL verdim.  Benim kisi de başka bir racon olmalı…

 Güven Serin 




2 yorum:

Olcay dedi ki...

Söylemini, görselliğini; yaşamın en ince ayrıntılarıyla dokuyup, özündeki incelikleri, güzellikleri gün ışığına çıkarmak böyle bir şey sevgili yazarım, kutluyorum...

GÜVEN SERİN dedi ki...

Teşekkür ederim sevgili dost