Kamera; Güven Hıdırlık Kulesi
Koca Çocuk...
Kamera; Güven
GARSON RACONU
----------------
Antalya’ya her
gidişimde uğradığım mekândayım. Gece henüz çökmüş. Güney tarafımda Hıdırlık
Kulesi, yaklaşık 1800 yaşında; döngünün gün ve gecesini binlerce kez izliyor.
Karaalioğlu Prakı ve Çitlembik ağacını biraz önce dolaştım.
Hıdırlık Kulesinin
hemen yakınında bir Hint filmi, belki bir şarkıya görüntüleme çekiliyor. Esmer
bir Hint kızı defalarca denen; çık hızlı bir ritme sahip müziğin eşliğinde,
erotik sayılacak dansını yapıyor. O dans ederken, meraklı insanlar, defalarca
aynı sahneyi izlediler.
Çekim, gün batarken
bitirildi. Hallerine bakılırsa herkes memnun! Onları seyretmeye dalmış,
önündeki yüksekliği denememiş olan küçük kız çocuğu bir metrelik yükseklikten
döşünce, bütün çekim ekibi ve dans eden Hint kızı da küçük kıza yardıma koştu.
İnsanlık, her daim değişime ve reflekslere ihtiyaç duyuyor.
Herkes kendi yoluna
çekilince Hıdırlık Kulesinin gizli geçidi andıran patikasından geçip, neredeyse
gizli, bilmeyenlerin göremeyeceği yere geldim. Bildik, tanıdık bir yere
gelmenin huzuru başkadır. Kaybolup gidilmez insan korkuları ve panikliyle…
İçeceğimi söyledim.
Mekân, neredeyse ağzına kadar dolu… Oldukça azalmış turistlerin yanında çoğu
ülkemiz insanı… Falezlerin üzerine; Kaleiçi ile Karaalioğlu Parkının Akdeniz’e
hafif bir çıkıntı yapan yerine kurulmuş çok önemli görüş açıları olan yere gece
çöktü; serinlikle birlikte.
Günün hareketleri;
ses ve görüntüleri süzülüyor, içeceğimin mideme süzülüşü gibi. İlginç bir olaya
tanıklık ettiğimi bilerek, bu düşünceleri dinlerken, aynı zamanda çok önemli
racon yapan genç garsonu da izlemeye başladım. Oturduğum sürece en az, beş altı
kez, masaları dolaştı. Kirlenmiş, dolmuş kül tablolarını, temizleriyle yer
değiştiriyor; güya…
Benim sıramda,
denize doğru üç masa var. Üç masada da sigara içilmiyor. Bizim racon sahibi
genç garson, her daim aynı şeyi yapıyor; güya temizlik… Temiz olan kül
tablosunu alıyor, yerine başka temiz koyuyor. Ön masadan aldığı temizi, bir
yana, bir yandan aldığını benim masama getiriyor. Görevini; yani raconunu çok
iyi yapıyor. Anladığım kadarıyla baş garsondan bir uyarı almış olabilir; “
görevini iyi yap, masalara sık sık git ve temizle ki bahşiş bol olsun.” Bizim
ki de bunu bu işi, bir ilke, bir racon belirlemiş olacak ki, temiz, kirli fark
etmez, kendi raconunu kesiyor.
Garsonun bu racon
kesimine tam not verdim. Böyle yerlerde çok sınırlı, kendi bütçeme göre ancak 2
TL bahşiş bırakacakken,5 TL verdim.
Benim kisi de başka bir racon olmalı…
2 yorum:
Söylemini, görselliğini; yaşamın en ince ayrıntılarıyla dokuyup, özündeki incelikleri, güzellikleri gün ışığına çıkarmak böyle bir şey sevgili yazarım, kutluyorum...
Teşekkür ederim sevgili dost
Yorum Gönder