1 Aralık 2016 Perşembe

İMDAT!


Yüz kara adam için
Yüz kara tabut gerek bana
Yüz kara vaiz ve kara vaazlar
Yüz kara İncil'den
Onları cehenneme yollarken
Yüz kara tabut gerek bana








İMDAT!
--------------



Bir ses; sesleniş; sahne yönetmeni Ariane Mnouhkine; Antalya Büyükşehir Belediye Tiyatrosu salonunda asılı bir panoda;

İmdat! Diyor…
Tiyatro yetiş imdadıma!
Uyuyorum, uyandır beni
Karanlıkta kayboldum, yol göster bana, ya da bir ışık yak.
Tembelim, utandır beni.
Yorgunum, kaldır beni.
İlgisizim, vur bana…

 Diye devam ediyor; umarsamaz, donuk ve her türlü yaşam saldırısından etkilenmiş; büyük adaletsizlikleri, kayıpları, dünyanın uzay, ilim çalışmalarına karşın, savaş politikalarına, diploması sanatını, tiyatro, sinema sanatını özümsememiş olmanın yetersiz ve pes edişiyle; endişeli bir sıtmanın, öldürücü diyar hastalıkların pençesine düşen insanın seslenişi yapılıyor.

  Adaletin temsil eden kadının gözleri bağlı. Sol eli başının çok yukarısında; bir teraziyi tutuyor; onurla, inanmışlık ve adaletle… Sol bacağı, bir yılanın; kötülüğün üzerine basmış; sımsıkı…

  Sağ kolunda ise bir kılıç; her daim ataleti korumak, kollamak için hazır; kınından çıkalı çok olmuş…

 Niçin öyle değil; bugünün adaleti? Herkese; birgün herkese lazım olacağı için mi? O zaman mı; kayıpların zindan pişmanlıkları, kör kezzapları ve akrepleri sokacak o şanlı tenimize?

  Bir film sahnesi beliriyor; Quantin Tarantino’nin yönettiği filmin içinden fışkırıyor adalet eksikliği;

Yüz kara adam için
Yüz kara tabut gerek bana
Yüz kara vaiz gerek ve kara vaazlar
Yüz kara İncil’den
Onları cehenneme yollarken
Yüz kara tabut gerek bana

  Cumhuriyet gazetesine; gazetecilere yapılan baskı; adalet ve adaletsizlik arayışı; yatmıyor insanın insanlık gönlüne. Onurlandırmıyor dördüncü güç diyerek övündükleri, gölgesini sığındıkları basını…

  Her daim, sahensinden, sadece kendi sesi ve ruhundan seslenen Genco Erkal da katılıyor; zulmün, baskının törenine;


Sonra saygıyla toprağa oturdum
Dayadım sırtımı duvara
Bu anda ne düşmek dalgalara,
Bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben…

Bahtiyarım…

Güven Serin 

Hiç yorum yok: