29 Kasım 2016 Salı

PİRAYE ve NAZIM






PİRAYE ve NAZIM
-------------------

  Küçük; belki minicik bir kadındır Piraye. Nazım ile sevgisi, edebi dünyaya sunduğu buket; bir orman kadar büyük; geniş ve derindir…

  Bazı safdiller sanatçının rahattan, huzurdan, insanı insan yapan duygulardan arınmanın besleyeceğini sanırlar. Hâlbuki insanın yolculuğunda yaşamın eksiksiz olan bütünlüğüdür fayda, huzur, devamlılık sağlayan şey…

  Sanatçı ne kadar çok toplumdan, toplumu biçimlendiren eksiklerden, aksamalardan kaçarsa, o kadar sanatından uzaklaşır. Nazım’da kendi sevdalarından kaçmayarak, yüzleşmeyi tercih eden; bu tercihlerin zorlukları, yürek acıları onu dağlarken, o şiir dünyasına usta bir mimar gibi dize taşıyarak, yangınını; yangınları sündürüp, kendi kulübesini inşa etti.

 Piraye Nazım’ın döşeğinden, yanından eksik oldu olmasına; yüreğinden ise hiç eksik olmadı… Piraye’ye yazdığı ilk dönem şiirlerinden birisi, bunun en etkili kanıtı, anlatımıdır;

Abe şair,
Bizim de bir sözümüz var
“aşka dair.”
O meretten bizde çakarız biraz…
(…)
Deli çığlıklar atıp avaz avaz
Burnumun dibinde geçti de yaz,
Ben, bir demet mor menekşe olsun
Getiremedim
Sana!
Ne halt ettik,
Dostların karnı açtı
Kıydık menekşe parasına!


Güven Serin 

Hiç yorum yok: