FİZİĞİN “NE EKERSEN ONU BİÇERSİN” KURALI
Sanatın eşsiz gücü karşısında her zaman büyülendiğimi, ruhumun oradan oraya savrulduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum. James Mc Teigue’nin yönettiği Ve for Vendetta filminde geçen bir fizik kuralını ilk önce not aldım. Sonra da anlamaya çalıştım. Tam olarak anladım mı anlayamadım mı bilemiyorum. Bildiğim bir şey var ki, sanat daima evrenin bilinmezliği için kapıları aralamak isteyecektir. Fizik bilimi gibi…
Evet,”Her hareket eşit yönde ters kuvvet yaratır.” İfadesi, fiziğin en temel ve evrensel prensiplerinden birini ifade ediyormuş. Ve bu bir kanundur. Bu prensip, daha bilimsel ve yaygın olarak bilinen adıyla Newton’un Üçüncü Hareket Yasası’dır. Sir Isaac Newton tarafından 17.yüzyılda formüle edilen bu yasa, evrendeki kuvvetlerin doğasını anlamamızda bir köşe taşı kabul ediliyor.
Anlamaya çalıştığım kadarıyla: Evrende hiçbir kuvvet tek başına var olamaz. Kuvvetler daima çiftler halinde, karşılıklı bir etkileşim ortaya çıkar. Ne zaman bir cisim başka bir cisme kuvvet uygulasa, ikinci cisim de, birinci cisim de anında, eşit büyüklükte ve zıt yönde bir kuvvet uygular. Bu iki kuvvete “etki” ve “tepki” kuvvet çifti denir.
Bu durumu günlük hayattan bir örnekle somutlaştırmaya çalışalım: Bir duvara elimizi bastırdığınızı düşünün. Sizin elinizin duvara uyguladığı kuvvet “etki” kuvvetidir. Elinizi ne kadar kuvvetli iterseniz, duvar da elinizi o kadar kuvvetli geri iter. Eğer duvarın uyguladığı bu tepki kuvveti olmasaydı, eliniz hiçbir dirençle karşılaşmadan duvarın içinden geçip giderdi. Elinizin acıması, bu tepki kuvvetinin en bariz kanıtıdır.
Bu yasanın en önemli ve bazen kafa karıştıran tarafı ise, etki ve tepki kuvvetlerinin farklı cisimler üzerine etki etmesidir. Bu yüzden bu kuvvetler birbirini dengelemez veya yok etmezler. Örneğin, bir topa vurduğumuzda ayağımız topa bir kuvvet uygular ve topun ileri doğru fırlamasına neden olur. Aynı anda top da ayağımıza eşit büyüklükte ve zıt yönde bir kuvvet uygular. Bu kuvveti ayağımızda hissederiz. Topun kütlesi ayağımıza göre çok daha küçük olduğu için, ayağımızın uyguladığı kuvvetin etkisi topta daha belirgin olur.
Yeryüzünde yürümemiz bile bu kanun sayesinde mümkündür. Yürürken ayaklarımızla geri geriye iteriz (etki) ve bu gazların da roketi ileriye doğru itmesiyle (tepki) gerçekleşir.
Sonuç olarak, “Her hareket eşit yönde ters kuvvet yaratır.” İfadesi, basit bir gözlemden öte, evrenin işleyişini düzenleyen temel bir fizik kanunudur. Bu konun, en küçük atom altı parçacıkların etkileşiminden gezegenlerin ve galaksilerin hareketine kadar her ölçekte geçerlidir. Ve doğadaki mükemmel simetrinin ve dengenin bir yansımasıdır.
Dostlar, benim fazlasıyla kafam karıştı. Sıradan yaşamın özgürlüğü ve can sıkıcılığı ne kadar kolay değil mi? Ne atomlardan, ne simetrilerden, ne de fizik kanunlarından söz ederek vaktimizi yok ediyoruz! Vaktin çok değerli olduğunu da hesapladığımızı sanmıyorum ya! Çünkü bir filme giden, bir kitap okuyan, bir film izleyen birçok insandan şu sözü duyunca hep ruhum buz gibi olmuştur; “ Ne güzel vakit öldürdük!”
İyisi mi bu fizik kanunlarından kurtulup daha fazla vakit öldürmeyelim. Nasıl olsa biz bilsek, bilmesek de, anlasak da anlamasak da, fiziğin, matematiğin kanunları evrenin sınırsız özgürlüğü ve büyümesi için her daim var olacaklardır. Belki de hayatın denge yasası, hiçbir kuvvetin yalnız olmadığını anlatırken, sürekli sorunlarla uğraşan bizler için yüce bir tesellidir…
Güven SERİN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder