7 Mart 2025 Cuma

EDİP AKBAYRAM: BEN TOPLUMUN MELODİK SESİYİM

 

İNTERNET

CEMAL REŞİT REY SALONU

        EDİP AKBAYRAM: BEN TOPLUMUN MELODİK SESİYİM

 Sadece ezgisel yönleriyle değil ülkemizde iz bırakmış, halkın BÜYÜK SANATÇI olarak gönül tahtlarına oturmuş olduğu sanatçıları, hayat felsefeleriyle daha çocuk yaşlarda sevdiğimi ve bu istikrarlı sevgiyi tüm yaşamım boyunca koruduğumu biliyorum.

   Radyoların meşhur olduğu ve radyolarda çalınan sanatçıların şarkılarını istemek için mektupla istek göndermenin yapıldığı zamanlar; 1980’li yılların başları olmalıydı. İlk istediğim şarkı Edip Akbayram; “ Kibar Gelin “ şarkısıydı…

   Kibar Gelin şarkısının anısı hep taze kaldı. Belki de birkaç hafta önce mektupla istediğim şarkı günün hangi saati olduğunu hatırlamadığın, İpsala Paşaköy’de Terziler’in dükkânlarına adım atar atmaz çalınmaya başladığını ve aynı anda dükkân sahibi Hüseyin’in “ Senin ismin geçti. Bu şarkıyı sen istemişsin” diyerek, gözleriyle, sesiyle beni kutlaması devam ederken, rahmet ile andığım Metin Küçük, koşarcasına yanımıza gelmiş:

—Arkadaşım, senin ismini duyduk. Şarkı nasıl isteniyor? Diyerek bana sarıldığı zamanların damıtılmış hallerini hatırladım.

   Bu sevgi hep devam etti. Aynı zamanlar; Barış Manço, Edip Akbayram, Erkin Koray, Cem Karaca ve Ahmet Kaya, neredeyse hiçbirisi bizleri o doğal, tarafsız ve koşulsuz sevgide yarı yolda bırakmadılar.

   Sanatları, eksiksiz olarak “TOPLUM” içindi… Ölümünden kısa bir süre önce yapmış olduğu konuşma Edip Akbayram’ın sadece büyüklüğünü değil, sanatçı erdemini ve ERDEM denen şeyi öyle bir yukarılara taşıdı ki, artık kolayca başka sanatçıların o çıtayı aşamayacağı bir yere taşıdı.

  Konuşmasında; “ Sanatçıyım! Ama sanatçılığımın yanında ben toplumun MELODİK sesiyim! Sanatı toplum için yapıyorum. Sanat paylaşmaktır… Sanat doğruluktur… Sanat güzelliktir… Sanat umuttur… Ben yıllardır bunu yapmaya çalışıyorum. Bütün şarkılarımda yıllardır ezilen insanların yanında oldum. Şarkılarımı onlara söyledim.” Sözlerini, tüm yaşamı boyunca kanıtlayan bir sanatçının saf hali, tam manasıyla sadece ülkemize değil bütün insanlığa miras bir haldeydi. Konuşmasına şöyle devam ediyor:

 —EMEK EN YÜCE DEĞERDİR. EMEKÇİ ELİ ÖPÜLESİ İNSANDIR.

   Sanatçı yarım yüzyılı geçen sanatıyla tam da söylediklerini melodik sesi, şarkı sözleriyle sadece anlatmadı; HAYKIRDI DA…

   Konuşmasında sanatçının günlük olaylardan beslenmesi gerektiğini söylüyor.12.500 veya 14,000 TL maaş alan bir emeklinin yaşayan insan değil ÖLÜ BİR İNSAN olduğunu yüreğinle, ruhuyla söylüyor. Sırf söylemek için değil…

   Eski insanların icatları olan sözcükler tıpkı TÜRKÜLER gibidir; yazılmaz; yakılır. Hepsi çok büyük yaşamsal deneyimlerden sonra sosyal ve kültürel imbikten süzülmüştürler.

“Ar damarı çatlamış insanlardan korkulur” derlerdi. Bu damar çatladıysa, ne sanatçı olsa, ne siyasetçi, ne de iş insanı, ne akademisyen; sorun bu damarın çatlamayıp, çok sınırlı yaşam öyküsünü, böyle erdemli şarkılar ve öykülerle miras bırakmak…

   Cemal Reşit Rey Konser Salonu Edip Akbayram’ı yüreğiyle sevenlerle adeta taşmış haldeydi. Kızı Türkü Akbayram’ın sözleri söz sanatına, sanatçı evladı olmanın yüceliğine eşsiz bir değer kattı:

—Çoğunuzun Edin Abisi, ama benim babam! Canıma can katan, yoluma inanılmaz ışık tutan! Ne söylesem, onun bu coğrafyaya, bu ülkeye kattığı değerden daha anlamlı olmayacak. Ne söylesem çok eksik kalacak.

   İlkeleri, dimdik duruşu, sarsılmaz devrimci Atatürkçü kimliğiyle bu ülkeye bir Edip AKBAYRAM geldi. Babam, birimizin memleket hasretinde, birimizin umudunda, birimizin kavgasında hep yaşayacak…

  SENİ SAKLAYACAĞIM BABA! Önce kendim için, sonra herkes için seni sesimde yaşatacağım.

   Bir evlat olarak seninle ömrüm boyunca GURUR duydum. Duymaya devam edeceğim. HOŞÇAKAL BABACIĞIM…”

   Böyle büyük ve eşsiz zenginliğe ne denilebilinir ki? Kanıtı, bir ömrün nitelikli duruşu ve tekrarı olmayacak sesin melodik haykırışı…

 Güven SERİN 






Hiç yorum yok: