RAHATI KAÇAN AĞAÇ
( Tekirdağ Aydınlar Kulübü Üyeleri )
Sanatçılar, kendi içinden çıktıkları toplumların onuru olmaktan öte, öncüdürler. Mustafa Kemal Atatürk’ün Tevfik Fikret sevgisi ve onun Sis isimli şiirine duymuş olduğu derin hissiyat, şiire yansıyan toplumsal çürümeyi dile getirmekten ve anlamaktan öte, aynı zamanda hazır olan yetenekli insanlar veya dahiler için de başlangıç ve devrimlerin zamanıdır.
Melih Cevdet Anday için de Rahatı Kaçan Ağaç şiiri ve şiir kitabı, 1946 yıları gördükleri, tespitleri ve hissiyatını dile getirmek, sadece bir şiir yazmak değil, ait olduğu toplumu daha duyarlı olmaya davettir…
“Tanıdığım bir ağaç var
Etlik bağlarına yakın
Saadetin adını bile duymamış
Tanrının işine bakın
Geceyi gündüzü biliyor
Dört mevsimi, rüzgârı, karı
Ay ışığına bayılıyor
Ama kötülemiyor karanlığı.
Ona bir kitap vereceğim
Rahatını kaçırmak için
Bir öğrenegörsün aşkı
Ağacı o vakit seyredin.”
Melih Cevdet Anday, hislerini, gördüklerini yoğuruyor ve edebiyatımıza tüm çıplaklığı ile servis ediyor. Bilginin, bu değerli eşsiz şeyin sadece ağacın değil, insanın da rahatını kaçıracağını, kaçırması gerektiğini haykırıyor.
Sait Faik, Rahatı Kaçan Ağaç şiirinden dört beş yıl sonra Şimdi Sevişme Vakti şiiri ve şiir kitabını yayınlıyor. Aşağı yukarı aynı felsefe; toplumun, içinde yaşadığımız bu eşsiz memleketin durağan hallerine neşe, görgü ve ilahi zenginlik katmanın yanında, bilimsel bir mutluluk taşımak.
“ Yırtık mintanından adaleleri gözüken
Dilenci
Sana önce
Şiirlerin tadını
Aşkların tadını
Kitaplardan tattırmalıyım.
Resimlerden, duyurmalıyım
Resimlerden…
Bir kere duyursam hele
Güzelliğin, tadını
Sonra oturup hüngür hüngür
Ağlasam.”
Günü gün etmekten öte evirilmiş sanatçıların tamamı, bulundukları zamanın baskıları, eksikleri, yanlışları, adaletsizlikleri karşısında diğer zamanlara, belki de zamansızlığa her daim not düşüp, altına imza atmayı her şeyden daha çok isteyerek yapmışlar ve yapacaklardır da…
Şimdi, kendi ülkemin güzel, değerli ve viran bırakılmak için her şey yapılmış şehrimin aydınlarına soruyorum; “Aydınlar Kulübü “ içinde, her şeyi eleştiren ama bu şehrin bir tek ağacı, mekânı ve insanı için el vermeyen, emek harcamayan o kendini “Aydınlar Kulübü” üyesi sanan insanlara ve İNSAN-LARA sesleniyorum;
“ Sizler, hiçbir zaman haykırmayacak, bir ağaç, bir çocuk için ileriye atılmayacak mısınız?” Olmayacak mı sizin tüm evrene yayılan, yayılacak olan o değerli enerjinizden geriye bir miras; kalmayacak mı? Anlamsız mı geliyor size bu tür hissiyatın derinlerine eğilmek ve oralarda bir şeyler bulmak?
Örnek vermek istersek, şehrimizin gözde kulübü; Tekirdağ Yelken Spor Kulübü, vereceğim örneklerin başında geliyor. İstikrarı için alkışlasam da, sadece parası olanlara açık kapı bırakmaları düşündürücüdür…
Aydoğdu, Zafer, Çınarlı, Karadeniz mahalleleri haneleri içlerinde spora, başarıya kim bilir ne kadar aç ve acıkmış çocuk vardır!
Onların rahatlarını kaçırtıp, en azında
böyle istikrarlı ve gözde kulüplerimizin her yıl 5–10 çocuğumuz için bu çağrı
ve sahiplenme yapamaz mıydılar? Tarifsiz başarı ve heyecanları, şehir kimliğine
apayrı bir sanatçı dokunuş gibi sporcu koşusu başlatmaz mıydılar?
Güven SERİN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder