8 Temmuz 2019 Pazartesi

ÖLÜMSÜZ SEVGİLİYE







ÖLÜMSÜZ SEVGİLİYE

  Dehaların kaderidir yalnızlığın sert rüzgârları. Çekilmez olurlar, üretmedikleri zamanlar. Beethoven de böyle dehalardan sadece birisidir. Bunca eserin insan kulaklarını altüst edişinin, klasik müziğin tahtına kurulmanın bedelidir, yalnızlığın çılgın hali ve çıldırışı…

  Bir sevgili; ah dokundu, ah dokunacak derken, yeryüzünden çok kendi içinde var edip yaşattığı; hem çok yakınında, hem çok uzağında bir kadını sever.

  Ölümün ardından bıraktığı bütün mal varlığı ismi yazılmayan;Ölümsüz Sevgiliye adanmış,bırakılmıştır. Bir günahın karşılığı, bir utancın ve aşkın dokunulmazlığı içinde yaşayan bir sevgili…

  Neşeye Övgüyü de böyle sıkıntılı zamanlarda, içinin görkemli acılarının kapılarını yumrukladığı anlarda yazmış olmalı. Yaratıcılığın susamış olduğu şeydir; büyük kaos, utanmazlığı terbiye edecek sanatsal tınılar; bütün davullar, borazanlar bu anda vurmaya başlar; borular öter; kemanlar, çellolar bir tümen askerin ayak sesleri gibi disiplinli bir haykırış içinde akıverir yer çekiminin hüküm sürdüğü dünyanın bütün ırmaklarının aktığı gibi; her yöne…

  Beethoven; büyük dahi! Büyük eserlerin yaratıcısı! Yarı tanrı olmanın o büyük korkunç yalnızlığının kralı. Öyle an olmuştur ki en yakınında evlat edindiği çocuk bile; “ Yüzünü bir daha asla görmek istemiyorum.” Der.

  Görünüşte kardeşinin çocuğudur; özde, kendi öz çocuğu, bu seslenişle uzaklaşır ondan. Büyük sanatsal baskısına katlanamaz çocuk ve sıradan insanların haykırışını; nefretini kusar…

  Onun için onun seçtiği yol, yalnızlığın yoludur. Ruh eşini arayıp da bulamamanın hiç sıkıntılarını dağıtmak için “neşeye övgü” bestesini, Schiller’in şiirini, besteleyerek armağan etti; iç sıkıntısından hiçbir zaman kurtulamayacak insanlığa;


“Kardeş olun ey insanlar
Bunu ister tanrımız
Bu dünyada her şey geçer
En son, sona dost kalır”


Güven Serin  

4 yorum:

ŞAİRANE dedi ki...

Yazınızın üzerine, dahi olmak ister miydim diye sordum kendi kendime ve verdiğim cevap HAYIR oldu. Çünkü her insan yalnızlığı kaldıramaz. Dört duvar arasına, sayfalara, tuvallere, bestelere sığdıramaz yalnızlığını. O yüzden Beethoven olmak zor bir iş. Ama her dahi de yalnız kalıyor ya da kalacak değil sonuçta. Belki de bu Beethoven'ın kendi iç dünyasında, kendi kendiyle olan bir kavgasıydı. Müzik için aşkı, aşkı için müziği seçmek, bilemiyorum ama dedim ya Beethoven olmak zor iş... Teşekkürler paylaşımınız için..

GÜVEN SERİN dedi ki...



Merhaba Şairane,söylediğin şey;Zor şey;Beethoven olmak...Katılıyorum;"Dahi olmak ister miydim?" Asla...Sıradanlığın,basitliğin işçi arısı olup,süzüle süzüle bilinç kazanmak o kadar değerli bir şey ki...Teşekkürler.

deeptone dedi ki...

ne inssnlar hayatlar var işte yaa :)

GÜVEN SERİN dedi ki...


Renklerin,seslerin haddi hesabı yok Deep:))