5 Temmuz 2019 Cuma

KENDİNLE İFTİHAR EDEBİLİRSİN ÖLÜM



Ingmar Bergman'ın Yedinci Mühür filminden







KENDİNLE İFTİHAR EDEBİLİRSİN ÖLÜM
------------------------------------------------------


  Ölüm için ne çok öyküler, destanlar, şiirler üretildi. Hiç şüphemiz olmasın ki, insanın yaşamı devam ettiği sürece, günün gecesi gibi her daim bizi tamamlayan bir kavram; korku, neşe olarak, bizle olacaktır.

  Kaçınılmaz bir sonun başlangıcıdır ölüm. Dönüşüm onla başlar ve onla sonlanır insanın öyküsü.

  Otuz altı eserinin 26’sı başyapıt kabul edilen Şekspir’in ölümü anlatan, ölümle sonlanan; Julıus Caesar ve Antonus ve Kleopartra oyunları, ölümün ölümcül ve acılı tarafını bize bırakırken, bu büyük oyunun, yaşam oyunlarımızın sönük çaresizliği içinde açıklaması çok sığ kandırmaca oyunlarına kurban gidişimizin yüzleşmesi de Şekspir zekâsının oyunlarında, apaçık ortadadır.

  İşte; Sezar’ın 33 bıçak darbesiyle ölürken dahi, bir sürü tanıdığının bıçaklarının bedenine açtığı yara ve acılara önemsizmiş gibi bakarken, sadece en sevdiği arkadaşının bıçak yarasını, derin acısını, ancak bu basitlikte bir sözle en yüce hale getirir; “ Sende mi Brutüs”

  Bu büyük acının ölümcül safhasında görmesi gereken şunu görür; geriye kalan, yaşamın içinde bulunan Brutüs, ölen Sezar’dan daha yaralı ve acılıdır…

  Ya Kleopartra’nın, onun zehirli yılanı koynuna alarak, Antonıus’un ardından yapmış olduğu ölüm dalışı? Yardımcı kadın arkadaşı; insan olan herkese; bütün dünyaya, çok ötelerden; tüm zamanlara seslenir;

“Bu viran âlemde, değil mi? Güle güle.
Kendinle iftihar edebilirsin ölüm,
Eşsiz bir sevgilidir aldığın. Kadife pencereler, kapanın.”

  Arkadaşı Antonius ve Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın ölümleri üzerine, Sezar’ın birkaç sözcüğü; ölüm ile yaşam arasında ki o ince farkı, ancak Şekspir gibi bir dehanın fark edip sunabileceğini düşünmeden edemedim;

“ Ah soylu zayıflık!
Eğer zehir içmiş olsalardı, şişerdi vücutları.
Ama sanki uykuda gibi görünüyor kraliçe,
Büyülü tuzağına bir başka Antonius düşürecekmiş gibi.”

Güven Serin  

4 yorum:

Momentos dedi ki...

Ölüm, baştacımız. Salt ölümün kendisi de değil üstelik, ölüm gibi olan her şey.

Bloğumda iki film yayınladım, tavsiye ederim.

GÜVEN SERİN dedi ki...



Teşekkür ederim Sevgili Momentos;izlerim..

https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=7374168482621215247#usersettings dedi ki...

Her acı sağnağında, her sevinç ışığında sonsuzluğun dilini anlamak, hayata daha varsıl ve güçlü bakabilmek için;sözlerin yolculuğunda sevincin, aşkın,tutkunun, tenin, tinin, bilincin, bilginin anlamını kavramaya çalmak; ölmek ve yaşamak zamanının gizemini nakşetmek yüreğe; yeryüzünü kucaklar gibi kucaklıyorum iki çekiç gibi tenimi döven ölümlü insanın öyküsünü...

Teşekkürler sevgili yazar.

GÜVEN SERİN dedi ki...



Teşekkürler;edebi dünyanın sonu gelmeyen sonsuz etkilerini anlamak,algılamak ayrıcalıklı bir ödül gibi...