10 Temmuz 2019 Çarşamba

EFE SÜLEYMAN'IN MAYHANESİ




Eski Meyhaneler-internet




EFE SÜLEYMAN'IN MEYHANESİ
-------------------------------------------------------

  Tekirdağ'ı Tekirdağ yapacak ne kadar güzellik var-MIŞ! Büyük çoğunluğu geçmişte kalmış. Sanki kayıp kıta gibi, neredeyse hepsi kayıp olmuş…

  Doğduğum küçük yerde de meyhane kültürü vardı. Birisi, Hamamcı Osman'ın Meyhanesi! Diğeri Arap Hasan'ın! Hamamcı Osman'ın meyhanesine ağır adamlar, dediğimiz dedelerimiz giderdi. Diğerine, babalarımız ve onların yaşıtları…

  Tekirdağ'ın insanı da meyhanelerine düşkündü. İşinde çıkıp evine gitmeden önce; birkaç saat vakit geçirilen, günün yorgunluğunu orada attıkları, sosyal mekânlar. Bunlardan birisi de Efe Süleyman'ın Meyhanesidir.

  Trakya'nın Renkli Dünyası, Aşrı Memleket kitabında ona ayrılan sayfalarda Öksel Demir’in anlatımıyla, geçmiş; adeta güne davet ediliyor. Öksel Demir’in kaleminden dökülen geçmişin anıları, bu şehrin sosyal ve kültürel hayatında ki kayıp parçaları bulmuş bir çocuğun sevinciyle buluşuyor.

  Efe Süleyman, ağır adamlardan! Onun mekânına girince, ayağa kalkmadan, hafifçe başını öne eğerek, samimiyetle; “ Hoş gelmişsin” diye seslenirdi. Efe Süleyman, öyle böyle değil; iri yarı, uzun boylu bir adamdı. Gür, bembeyaz saçları, hafif alnına dökülmüş Efe Süleyman'ın meyhanesi, onun yaşlı garsonu, giren her müşteriye saygın bir konuk karşılaması yapardı.

  Şimdiki ticaretin cıvıklığını, insandan öte düşmüş oluşunu düşününce; Efe Süleyman'ı Kaf Dağları ardındaki masallar gibi hatırlamamak mümkün mü?

  Efe Süleyman'ın mekânında en güzel meze nedir diye soracak olursak; hemen cevap verelim; Çiroz salatasıydı. Yaz başında, ipe dizilen kolyozlar güneşte kurutulur, kış boyunca meyhane mezesi; damaklarda kalan bir tat olurdu.

  Efe Süleyman ve meyhanesi böyle bir yerdi; böyle bir kişiydiler; kargaşadan, çatışmadan uzak, efendice yaşayan, yaşamış insanlar…

  Efe Süleyman'ı anmışken, ona, onun manevi dünyasına bir selam yollamışken; Kör Talat lakaplı, Şarapçı Talat’ı da selamlıyorum. Halkın “sinekli şarap” dediği dökme fıçı şarabı satardı. Masa yerine boş fıçıların kullanıldığı, şarabın sürahiyle getirildiği Kör Talat’ın meyhanesi…

Güven Serin 

8 yorum:

Dönüşü Olmayan Orman dedi ki...

Bilgi için teşekkürler. Blog yorumlarım ilginizi çekebilir.

GÜVEN SERİN dedi ki...



Teşekkürler;eyvallah...

ŞAİRANE dedi ki...

Güven bey, birileri eskiye dair bir şey anlattığında o kadar heyecanlanıyorum ki, o an orada yaşıyormuş gibi hissediyorum kendimi. Çünkü anı biriktirmek herkesin harcı değil kanımca. O yüzden birçok güzel anıyı biriktirmiş olduğunuzdan yola çıkarak bunları öyküleştirerek bir kitap haline getirmenizi naçizane tavsiye etmek isterim size. Çünkü artık o geçmiş yıllardaki gibi ne tatlı sohbetler, ne hatır kaldı ve ne de o insanların verdiği sıcaklık. Diyebilirsiniz bir sürü insan yapıyor zaten evet yapıyor ama herkesin ki ayrı lezzet. Benim ki dediğim gibi naçizane bir öneri. Sağlıklı günler dileğiyle

GÜVEN SERİN dedi ki...


Teşekkür ederim Şairane,çok sağ olasın;sanırım zamanı geliyor;bunca düz yazı;emek,en azından küçük bir kitap yayınlatma düşüncesi pek sıcak geliyor:)) Olacak elbet;bir gün:)) Belki de birkaç kitap veya bir kitap;sinemalarda olduğu gibi;bir üçleme şeklinde;şiirler,düz yazılar ve birkaç hikayem...Şimdilik yerel basın besleyici ve oyalayıcı oluyor.

ŞAİRANE dedi ki...

inşallah ve en kısa zamanda diyelim o zaman. Siz çıkartın bizlerde alıp okuyalım ki o eski günlerin sıcaklığını kitap sayfalarında dahi olsa yaşayabilelim.

GÜVEN SERİN dedi ki...


Çok teşekkürler;sağolun;umutlarımız hep taze kalsın...

deeptone dedi ki...

eski yazarların kitaplarında okurum bunları. selim ileri nin eskiden her akşam gittiği meyhane, samatyada. şimdi hastaymış gidemiyo tabii.

GÜVEN SERİN dedi ki...



Bir mekanın son hali,yani mayalanma,gizeme kavuşma zamanı,muhakkak sanatçıların,yazar,şairlerin bir tutam sihirli dokunuşuyla tamam oluyor.Sinop Cezaevi bunun en canlı örneği;şimdi sular seller akıyor,illa ki o koğuşu göreceğiz çekileceğiz diye;oysa,o koğuşa sinen kim biler nice hikaye;başka başka dokundu...Esas ve tamam olan dokunuş,Aldırma Gönülle başlayıp yükselen ruhların tamamına aitmiş gibi:)) Teşekkürler Deep,Selim İleri'ye geçmiş olsun dileklerimle...