İNTERNET
SEVDİKLERİMİZ İÇİN
DUA ET
Haziran ayı
sıcaklarını dengelemeye çalışan hafif bir gece esintisi başladı. Gün ile gece
arası bir zaman; Alacakaranlık vakti.
Alacakaranlık, bir
gün biterken, bir de başlarken yaşanır. Etle tırnak, deri ile kemik gibi,
birbirine sımsıkı yapışmış, birini alır, kaldırırsan; Gece ile gündüz arasında
ki zıtlığı bulabilir, anlayabilirsiniz.
Masanın diğer ucunda
oturan arkadaşımın, gökyüzü merakı, bilimsellikten çok öte astroloji alanına kaymakta.
Bu akşam Jüpiter ile Satürn aynı çizgi üzerinde buluşmuşa benziyorlar. Akrep
Burcu Jüpiter’in altında, Yay Burcu ise her ikisinin ortasına düşen açıda.
Çıplak gözlerimizle
biraz daha Kuzeye, dikkatlice baktığımıza, önce Büyük Ayı Takımyıldızı’nı sonra
Küçük Ayı Takım Yıldızı ve hemen ucunda ki Kuzey Yıldızını gördük. Masa
arkadaşımın görmek istediği yıldız, Sirius yıldızı; Büyük Köpek Takımyıldızında
bulunmakta. Bizden 6,6 ışık yılı ötede, bu gece göremediğimiz parlak yıldız.
Masa arkadaşımın
Sirius’a merakını biraz konuşunca anladım. Atlantis Kıtası’ndan, Mısır
Medeniyetlerinden, diğer eski çağ uygarlıklarından konuştu. Konuşmasındaki
bilimsellik değil de, astronomi ile yer değiştirmiş astroloji hâkimdi.
Dünyanın ve diğer
gezegenlerin Sirius’dan yönetildiğine inanıyordu. O sıra yanımıza dilenci kadın
geldi. Sevdiklerimize dualar ederek alacakaranlık nafakasını toplama
derdindeydi. Bizim yanımıza gelmeden önce uğradığı yerlerde her dört kişiden
birisinden umduğu paraları almasının matematiksel karşılığı % 25’lik bir
şansının olduğunu gösteriyor. Günde bin kişi dolaşırsa,250 kişinin onun
dualarına boyun eğeceğini biliyor; dilenci kadın…
Masanın diğer ucunda
bulunan arkadaşım çantasına uzanıp bozukluk kesesini çıkarttı. Başımızda dua
ederek bekleyen dilenci kadına bozukluk madeni 1 TL verdi. Bizim için küçük,
dilenen insan için çok büyük olacak parayı uzatırken; “ Sevdiklerimiz için dua et” dedi.
Arkadaşın bu
isteğini memnuniyet ve ezbere bir refleks içinde yerine getiren dilenci kadın,
gecenin içine karışan gün gibi ağır ağır alacakaranlıktan geçip kayboldu.
Arkadaşımı
yıllardır tanıyorum. Dilencilere para verdiğine ilk kez tanıklık ettim.
Muhtemelen Sirius yıldızının kendine etki yaptığını hissetti. Çünkü başını göğe
kaldırarak,6,6 ışık yılı ötedeki Sirius yıldızını düşünerek duayı istedi.
Belki de dilenci
kadın da oradan, çok uzaklardaki ışıktan besleniyor, yaşamın bir başka radikal tarafı,
ucunda dilenerek, dua ederek yolunu, yönünü bulup karnını doyuruyor!
İnsanın dünyadaki yeri
o kadar yeni ki; biraz gerilere gittiğimizde işin içine, mitoloji, astroloji ve
gizem perdesi düşüyor. Belki de sanatı da tetikleyen bu gizemdir! Sonsuza koşup
duran evrenimizin diğer evrenlerin peşinden koşusunun bir anlamı olmalı! Düş
ile gerçek arasında, et ile tırnak, gün ile gece arasındaki alacakaranlık gibi;
çok ince bir anlam ve gerçek; boşlukta asılı duran bir şey…
6 yorum:
Anlam arayışı .
Kavramlara muhtaç insanın bitip tükenmeyen arayışları...
Hayatımda birine dua etmesi için hiç para vermedim. Açıkçası parayla edilen duada Rabbim bilir neyse.
Uygarlıkların inanç derinliklerin haddi hesabı yok;ağıt yakıcılar,ağlayıcılar,dua okuyucular,öteden beri insanlığın yanı başında olmuş...Ruh halini,beklentileri ve çıkmazları her an hissediyor insan...Bende,böyle bir beklentiyi hissetmesem de,şuur altımızda bir hoşluk,beklenti hep var:)) Teşekkürler Beyda...
ay yolda dilencilere bi de para isteyenlere hep para veririm. işallah bol bol dua ediyolardır :)
Ettikleri kesin Deep:)) bu işin geleneği bu;harçlık ve dua,iç içe:))
Yorum Gönder