18 Nisan 2018 Çarşamba

DOĞAL BİR FENOMEN(GÖRÜNGÜ)


                                     


DOĞAL BİR FENOMEN
---------------------------------


  Meğer bilmediğimiz ne çok şey varmış! Bazı insanların; özellikle cellât ve  bazı ilim insanların haricinde çok az insanın bildiği özel, gizemli olaylar…

 Bu işin bilimsel tarafı ortaya çıkmadan önce kim bilir neler üretildi bu konuda? Sabırsızlandığınızı biliyorum. Hangi konuda? Bir insanın idamı; yani asılma anında, çok hızla kırılan omiriliğin, insan bedeninde oluşturduğu fonemenden söz edeceğim.

  Bilirsiniz; dizilerde, sinemalarda, basında rastlamışsınız; bazı ülkelerde insanlar birbirine kızınca, hakaret karşılığı olarak parmak işareti yapar. Cinsellik ve yaptırım içerir. Acı vermek ister karşıda ki insana…

  Ya ölü bir bedenin yanında, çok yakınında ve sizin ellerinizle öldürülmüşse? Her şey bitti, bütün günahlar temizlendi derken; o kişinin tenasül organının dimdik hale gelişine ne dersiniz?

  Muhtemelen birçok cellât, lanetlendiğini düşündü. Bir ölünün tenasül organının, her şeyin bittiği, salındığı bir anda, ortaya çıkıp karşınızda dikilmesi hiç de normal bir şey değil…

  Bu olay,20.yüzyılın başında İrlanda edebiyatına yansımış; bir edebiyatçının yeteneklerinin, görgü ve bilgisinin ne kadar çok olursa, anlatacağı öykülerin de zenginliğinin o kadar geniş ve derin olacağı bellidir.

 Bizim Joyce de öyle bir insan; yani zengin olanlardan! Tıp okumuş; mitolojinin en sapa yerlerinde dolaşmış, biyolojiden haberi var. Sanki hiçbir şeyi pas geçmemiş gibi…

  Bu konuyu o aydınlatınca bende rahatladım en azından… Yoksa kimbilir neler uydurabilirdim! Yalan bir haber mi, yoksa evrensel veya tanrısal bir ceza mıdır, cellât veya cellâtlara?

  Gelelim, ölen kişinin aletinin; af edersiniz, tenasül organının ölünce niçin dimdik olduğuna! Bu işin Latince anlatımı; carpora cavernosanın! Bu işi ortaya çıkartan bilim insanı da; Herr Profesör Luitpold. Joyce böyle bilgilendiriyor.

  Gelim ölüm anına; idam sırasında; omirilik kopması, ani kırılma yaşanınca, bir uyarılma oluyor; yani yumuşak dokulara dolan kan sayesinde hızlı bir kabarma yaşıyor. Tenasül organı da bu trajik olay karşısında, dibdiri bir vaziyet alıyor. Sanki son bir istekte veya cellâda haddini bildirme dikilişi yapıyormuşçasına…

 Bu görüngü(fenomen) karşısında; vay canına be! Dedim. Bilginin, öğretilerin sonu; ucu bucağı yok…

Güven Serin 


Hiç yorum yok: