Pierre Auguste Renoir
KADIN KALÇASINA ŞAPLAK ATMAK!
--------------------------------------------------
Kadın ve kalça, yan
yana gelince biz erkeklerin gözlerinin yerinden çıkıp, dürtülerinden yayılan
kanın sıcaklığı karşısında doludizgin olduğunu düşünüyorum.
Aynı düşünceyi
taşıyan Fransız ressam, heykeltıraş; günümüzden 150 yıl önce kadın kalçaları
üzerine yapılacak resim için şu düşünceyi dile getiriyor;
“ Eğer tablodaki kadının kalçasına bir şamar aşk etmek
arzusunu duyarsam, bu tablo artık olmuş demektir.”
Bir kadın kalçasının
güzelliği, yüceliği; bir sanat olayının ortaya çıkıp, ruhsal ve psikolojik
olarak kabul görüşü; yani, zanaattan sanata dönüşümü de böyle bir şey olmalı…
Yıllar önce;
İstanbul Üniversitesi Avcılar yerleşke çay salonunda bir resim gördüm. O zaman
uzunca baktığım resim, Fransız ressam, heykeltıraş Renoir’in olduğunu
bilmiyordum. Bildiğim, hissettiğim tek şey; o tablonun karşısında ayrı bir
hissiyat içinde sessizliğe, dönüşüme uğradığım.
Sonra,
hissettiklerimi, sıradan sanat görgüm ışığında gazetemizin köşesinde yazmıştım.
Şimdi, Pierre Auguste Renoir’i tanımaya başlayınca, o resmin ona ait olduğunu
öğrendim. Tekrar, yıllar sonraya, yine o tablonun sosyolojik, psikolojik, edebi
anlatımına yaklaştım.
Tablonun ismi, Tekne
Gezintisi Öğle Yemeği Tablosu… Üniversite Yerleşkesinde bu tablonun kopyası
asılıydı asılı olmasına, ama ismini, sanatçının anlatmak istediğinden çok,
kendi anlatımını aktardım gazete köşesine.
Tabloda ki resim;
hali vakti yerinde ki şehir insanlarını, birlikte çıktıkları tekne gezintisinde
uğradıkları lokanta da yemek yerken, bir birlerine duyulan hissiyat, giyim,
kuşam, yiyecek ve içecek zevklerinden tutun da, gün ışığının, gölge yerin insan
bakışına yaratılan üç boyutlu çalışmanın zevkini görmek mümkün.
Yemekte kimler yok
ki? Bir defa, iyi düzenlenmiş, içki şişeleri, zengin meyve tabakları olan bir
masa. Aynı zamanda sanatçının sonradan evleneceği sevgilisi Âline Charigot,
küçük köpeğiyle oynamakta.
Bu tablo için kritik
yapanlar şöyle söylüyor; “ Nazik Kaos”
Mavinin, turuncunun, laciverdin; renk ve desenlerin, ruh ve
bedenlerin anlatımıdır bu eser…
Güven Serin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder