9 Haziran 2017 Cuma

CAMDAN BAKAN KADIN


JOHANNES VERMEER


CAMDAN BAKAN KADIN
----------------------
  Her sabah aynı manzara; betondan evlerin mimarisi öyle bir karamsarlık taşıyor ki, ister istemez, kadının hüzünlü karamsarlığıyla yarışır haldeler…

  Kadın, dışarı mı bakıyor, yoksa düşünüyor mu? Tam olarak belli değil… Onu oraya bağlayan bir şey olmalı! Gövdesini taşıyan ayaklarına, bedenini yönetecek olan ruhuna baskı yapan, prangalar vurmuş bir hastalık…

 Atölyeme gelirken her sabah, ikinci katta yaşayan, camın ve gölgelerin ardında gizlenen bu kadını göz ucuyla görüp, bakmaya korkuyorum. Göz göze gelince, viran çaresizliğe derman olamayışımın, olamayacağımın korkulu göz kaçırmasını; en iyi yapabileceğim işe; yazıya dökerek, bir çözüm buluyorum.

  Işığın ustası olarak kabul edilen Vermeer, bizim zamanımızda yaşasaydı; benim yerime her sabah, gizeme, çaresizliğe demir atmış bu kadını görseydi bir derman niyetine nasıl bir resim yapabilirdi?

  Vermeer’in ustalığı, nice kadın resmine üflediği ruh; Mektup Okuyan Kız, Dantel Diken Kadın, Kırmızı Şapkalı Kız, Süt Boşaltan Kadın figürleri gibi, Camdan Bakan Kadın resmini hangi hissiyat içinde, renk, ışık ve ruh sunardı? Muhtemelen, tüm kadınlarında ki yumuşaklık, sadelik ve huzur; Camdan Bakan Kadına da yansır; bulaşırdı…


  Vermeer’in hayatını anlatan yazılı bir açıklama olmadığını biliyoruz. Eserleri incelendiğinde Vermeer’in psikolojisi, felsefesi ve yaşam anlayışı çıkıyor ortaya. Günlük yaşamdan beslenen bir dahi; usta bir ressam…

 Her sabah göz ucuyla bakmaya çalıştığım ve hüzne gark olmuş, sanki pencerenin içine hapsolmuş; Camdan Bakan Kadın, tam da Vermeer’in tekrar gençlik aşısı yapacağı, tuvale yansıtacağı kadının, bir başka canlılık, var oluş kazanacağı gün gibi ortadadır.

  Vermeer’in hüneri; boya ve ışıktan geliyor. Sahneye, bir kez daha yaratıcılık, farklı ve özgün olmak düşüncesi-sanatı çıkıyor.

 Güven Serin 

Hiç yorum yok: