Kustovsky Oleksy
SAKİN ŞEHRİN
ÖDÜL ALAN KARİKATÜRÜ
Ülkemizin ilk sakin
şehir projesine üye olan yer Seferihisar-Sığacık Bölgesidir. İtalya merkezli,
Slow Ctiy merakımız, düşkünlüğümüz veya inancımız, Seferihisar’la başlayan
üyelik süreci 14 yerleşim yerine ulaştı.
Seferihisar
Belediyesi ilkini geçtiğimiz ay düzenlediği Karikatür Yarışmasının ödül alan
karikatüristleri ve çalışmaları belli oldu. Ukraynalı karikatürist Kustovsky
Oleksy kazandı. 180 karikatüristin katıldığı 600 eseri geride bırakıp birinci
olan karikatüre uzun uzun bakmanın ihtiyacını duydum.
Günlerce anlatmak
istediğimiz, belki de yeterince anlatamayacağımız kent yaşamlarını, bu
yaşamlara sığdırmaya çalıştığımız, parkları, bahçeleri veya dinlenme yerlerini;
sığınacağımız bu sakinliğin ardında ki o korkunç griliği; renksizliği de
anlatıyor sanatçı.
600 eser arasından
birinci olan karikatürün; yani Ukraynalı sanatçının anlatmak istediğini;
anlattığını sözcüklerle anlatmayı deniyorum. Bunca didikleme niye? Veya bu
anlatım nerelere çare üretecek?
Yazımsal hayatın,
edebi ve felsefi hayatla olan birleşiminden doğan düşünce; her türlü anlatım
biçimine sığınır. Bu sığınma, anlatma ve yazma isteği; büyük zenginliğin
peşinde koşan; zenginliği 85 milyar dolar olmuş Bill Gates’in 100 milyar doları
düşünmesi gibi; bitmeyen, hiç bitmeyecek hikâye, uyarılma ve kaybedilenleri
kazanma; evrene duyulan muhtaçlık kadar muhtaç duyulan bir koşudur; benimkisi…
Sadece bir karikatür
bir ülkeyi; ülkeleri; bir şehri; şehirleri anlatacak güce sahip midir? Görünen
o ki; yaratıcı bu gücü sanatçıya veriyor. Düşünen, üreten, her daim
kıpırtıların peşinde koşan sanat insanına…
Kırklareli Vize’nin
de Sakin Şehir Projesine dâhil olması sevindirici… Ukraynalı sanatçının birinci
olan karikatürü ise düşündürücü… Gerçeğin; bize baskı yapan uyarlık
yatırımlarının; büyük bacaları olan, gri dumanlarıyla gökyüzünü, doğayı;
doğamızı hızla kirleten fabrikaların, bize aydınlığı getiren termik
santrallerinin, taşıtların, tankerlerin, büyük gökdelenlerin dünyasını anlatan
bir karikatür…
Beton ve çeliklerden
oluşmuş medeniyeti koltuk biçiminde tasarlamış karikatürist. Etrafı, fabrika
bacaları, termik ve nükleer santrallerle sarılı! Aynı zamanda insanların
oturduğu gökdelenler… Koltuk biçimindeki beton medeniyetine oturan adam;
fırsatını bulup da bu koltuğa oturacak bütün insanları temsil ediyor.
Pembe kravatı, mavi
gömleği ve şaşkın mutluluğu; dehşet ve korkunçluğun kararsızlığıyla birleşmiş.
Uygar insanı temsil eden karakterin şaşkınlığı veya sağ elini; avuç içini
şakağına dayaması; yakın gözlüklerinin burnun üstüne kayması; kaşlarının kalkıklığı;
hayretler içinde ayağını koyduğu; sadece ayaklarını sokacağı bir yeşilliğin
kalmış olduğuna dair insanlık şaşkınlığını anlatıyor.
Konu; Sakin Şehir
Projesi olunca; Seferihisar Belediyesinin düzenlediği sakin şehir anlayışına da
atıfta bulunuyor karikatürist.
Betonu, çeliği ve
kirliliği gri fonla anlatan sanatçı; aynı zamanda ayakkabılarını kenara
çıkartmış uygarlık temsilcisi adamın ayakkabılarını, pantolonunu da gri
rengiyle dikkat çekiyor.
Adamın şaşkınlığı,
aynı zamanda seyircinin, insanların şaşkınlığı anlamını geliyor. Büyük beton
ormanı ve koltuğuna yaslanmış, top sakalıyla ekonomik hiçbir sorunu olmadığını
anladığımız işadamı veya yüksek yöneticinin, iş çantası ve dinlenme esnasında
içeceği keyif çayı; henüz içilmemiş. Şaşkınlık; büyük belirsizlik devam ediyor…
Ayakların içinde
bulunduğu yeşillik; dünyayı, dünya beton, çelik, kalkınma aşamasında her türlü
kirli maddeleri temsil ederken, Seferihisar Sığacık, Kaleiçi ve çevresini
büyüteç altına alıyor.
Bir tek zeytin ağacı,
birkaç tarihi sütün, çok az yeşil zemin; birkaç tarihi ev, birkaç otlak hayvanı
ve bir tek mandalina veya portakal; bu işin sonunun geldiğini, sakinliğin,
uygarlığın ve ortaya çıkan zenginliğin büyük bir kandırmaca olduğunu 600
çalışma; eser içinde dünyanın gözleri önüne seriyor.
Aynı zamanda
bizlerin…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder