6 Nisan 2017 Perşembe

SAKİN ŞEHRİN ÖDÜL ALAN KARİKATÜRÜ




Kustovsky Oleksy



                            
                               SAKİN ŞEHRİN ÖDÜL ALAN KARİKATÜRÜ



  Ülkemizin ilk sakin şehir projesine üye olan yer Seferihisar-Sığacık Bölgesidir. İtalya merkezli, Slow Ctiy merakımız, düşkünlüğümüz veya inancımız, Seferihisar’la başlayan üyelik süreci 14 yerleşim yerine ulaştı.

  Seferihisar Belediyesi ilkini geçtiğimiz ay düzenlediği Karikatür Yarışmasının ödül alan karikatüristleri ve çalışmaları belli oldu. Ukraynalı karikatürist Kustovsky Oleksy kazandı. 180 karikatüristin katıldığı 600 eseri geride bırakıp birinci olan karikatüre uzun uzun bakmanın ihtiyacını duydum.

 Günlerce anlatmak istediğimiz, belki de yeterince anlatamayacağımız kent yaşamlarını, bu yaşamlara sığdırmaya çalıştığımız, parkları, bahçeleri veya dinlenme yerlerini; sığınacağımız bu sakinliğin ardında ki o korkunç griliği; renksizliği de anlatıyor sanatçı.

  600 eser arasından birinci olan karikatürün; yani Ukraynalı sanatçının anlatmak istediğini; anlattığını sözcüklerle anlatmayı deniyorum. Bunca didikleme niye? Veya bu anlatım nerelere çare üretecek?

  Yazımsal hayatın, edebi ve felsefi hayatla olan birleşiminden doğan düşünce; her türlü anlatım biçimine sığınır. Bu sığınma, anlatma ve yazma isteği; büyük zenginliğin peşinde koşan; zenginliği 85 milyar dolar olmuş Bill Gates’in 100 milyar doları düşünmesi gibi; bitmeyen, hiç bitmeyecek hikâye, uyarılma ve kaybedilenleri kazanma; evrene duyulan muhtaçlık kadar muhtaç duyulan bir koşudur; benimkisi…

  Sadece bir karikatür bir ülkeyi; ülkeleri; bir şehri; şehirleri anlatacak güce sahip midir? Görünen o ki; yaratıcı bu gücü sanatçıya veriyor. Düşünen, üreten, her daim kıpırtıların peşinde koşan sanat insanına…

  Kırklareli Vize’nin de Sakin Şehir Projesine dâhil olması sevindirici… Ukraynalı sanatçının birinci olan karikatürü ise düşündürücü… Gerçeğin; bize baskı yapan uyarlık yatırımlarının; büyük bacaları olan, gri dumanlarıyla gökyüzünü, doğayı; doğamızı hızla kirleten fabrikaların, bize aydınlığı getiren termik santrallerinin, taşıtların, tankerlerin, büyük gökdelenlerin dünyasını anlatan bir karikatür…

  Beton ve çeliklerden oluşmuş medeniyeti koltuk biçiminde tasarlamış karikatürist. Etrafı, fabrika bacaları, termik ve nükleer santrallerle sarılı! Aynı zamanda insanların oturduğu gökdelenler… Koltuk biçimindeki beton medeniyetine oturan adam; fırsatını bulup da bu koltuğa oturacak bütün insanları temsil ediyor.

  Pembe kravatı, mavi gömleği ve şaşkın mutluluğu; dehşet ve korkunçluğun kararsızlığıyla birleşmiş. Uygar insanı temsil eden karakterin şaşkınlığı veya sağ elini; avuç içini şakağına dayaması; yakın gözlüklerinin burnun üstüne kayması; kaşlarının kalkıklığı; hayretler içinde ayağını koyduğu; sadece ayaklarını sokacağı bir yeşilliğin kalmış olduğuna dair insanlık şaşkınlığını anlatıyor.

 Konu; Sakin Şehir Projesi olunca; Seferihisar Belediyesinin düzenlediği sakin şehir anlayışına da atıfta bulunuyor karikatürist.

 Betonu, çeliği ve kirliliği gri fonla anlatan sanatçı; aynı zamanda ayakkabılarını kenara çıkartmış uygarlık temsilcisi adamın ayakkabılarını, pantolonunu da gri rengiyle dikkat çekiyor.

 Adamın şaşkınlığı, aynı zamanda seyircinin, insanların şaşkınlığı anlamını geliyor. Büyük beton ormanı ve koltuğuna yaslanmış, top sakalıyla ekonomik hiçbir sorunu olmadığını anladığımız işadamı veya yüksek yöneticinin, iş çantası ve dinlenme esnasında içeceği keyif çayı; henüz içilmemiş. Şaşkınlık; büyük belirsizlik devam ediyor…

  Ayakların içinde bulunduğu yeşillik; dünyayı, dünya beton, çelik, kalkınma aşamasında her türlü kirli maddeleri temsil ederken, Seferihisar Sığacık, Kaleiçi ve çevresini büyüteç altına alıyor.

 Bir tek zeytin ağacı, birkaç tarihi sütün, çok az yeşil zemin; birkaç tarihi ev, birkaç otlak hayvanı ve bir tek mandalina veya portakal; bu işin sonunun geldiğini, sakinliğin, uygarlığın ve ortaya çıkan zenginliğin büyük bir kandırmaca olduğunu 600 çalışma; eser içinde dünyanın gözleri önüne seriyor.

  Aynı zamanda bizlerin…

 
 Güven Serin 











Hiç yorum yok: