DAMITILMIŞ YAŞAMLAR
Bir ömür süren,
birkaç ömür sürmesini istediğimiz; hatta ölümsüzlüğü bile içimizden
geçirdiğimiz bize ait olan soluk alıp verme işini ne kadar önemsiyoruz
bilemiyorum?
Yazın hayatının, okuma,
görme, dinleme davranışlarının karşılığı olan irdelemeyi yapmak istiyorum sayın
okuyucu. Bir insan ömrünü; ömürlerimizi ortalama 70 yıl sayarak. Olmadı, çok az
bulduysanız 90 yıl sayalım. Yüze ne kalmış; bir on yıl; hadi 100 yıl diyelim…
Ortalama ömrümüzün
100 yıl olacağını düşünürsek, yüz yıllık koca ömrümüz hatırına biraz mizansen
ve oldukça gerçeğe yakın bir çalışmayı birlikte yapalım! Hazır mısınız?
Sanırım…
100 yaş; tam olarak,
yani yaklaşık olarak 36.600 gün ve gece demek. Kulağa belki çok, belki çok az
geliyor. Ama işin matematik tarafı budur. 36.600 gür ve geceyi aşan bir
yakınım; anneannem halen hayatta. Bir yüzyılı geride bırakan Ayşe ninem… Halen,
kaygıları, heyecanı, alfa insan oluşa yakınlığı aynı…
Kas kuvveti, duyma,
görme eskisi kadar olmasa da, meramını anlatacak, hatta canı sıkılırsa bir
güzel kavgasını da verecek sıhhatte… Ona sordum; Ayşe nine; ne anladın bu koca
hayattan? Başından nice badireler geçtiğini, zorlu yaşama nasıl direndiğini,
yaşamın son demlerinde bile et, sarımsak, yoğurt yeme zevkini kimseye
bırakmadığını da dinledim.
Biz, bize ait olan
100 yaşına gelelim. 36.600 gün ve geceye… Üçte birinin uyuyarak, dinlenerek
geçtiğini bildiğimiz; bu bilgi ışığında bize kalan 70 yaş; 25.600 günün peşine
düşelim.
Tamam o zaman;beyaz
önlüklerinizi giyip düşünce salonuna geçelim. Kaygılarımız, tasalarımız,
uyuklamalarımız, kızgınlıklarımız, köşeye çekilişlerimizi 25.600 günden
düşmeyeceğim. Çünkü daha da azalır. Zaten üçte birisi uykuya gitti.
25.600 günün neşe,
hüzün, heyecan içinde; kütüphane, kitaplar, eğlence, eğlendirme, yeme, içme,
gülme, ağlama; yani bol yaşam katkılarıyla geçiyor oluşuna göre olumlu
ilerlemeye devam edelim. Bu ilerlemeyi yapacağız ama önce bir çiçek yağı
laboratuarına uğrayalım. Önce gül fabrikasının kaynama-damıtma odasına geçelim.
4 ton gül döktüler
kazana. Kaynadı, damıtıldı ortaya çıkan gül yağı 1 kilogram . Kilosunun 6500–7000
euro olduğu gül yağının dört ton gülden olduğunu düşünürsek; parfümeri
sanayinde ne kadar önemli olan gül yağının 4 tona karşılık, bir kilo, karşılığı
bana şu düşünceyi sesli yapmaya; hatta sizinle paylaşmak isteyişime katkı
yaptı.
Ya kendi
yaşamlarımızı damıtabileceğimiz bir kazan, makine, fabrika yapılsa;100 yıllık
ömrün; 36.600 gün ve gecenin damıtılması gerçekleşse; geriye kaç gram veya
kiloluk yaşam; yani paha biçilmez olan o şey çıkar?
Geriye bir şey kalır
mı? Bütün işlemi, çekip çeviren, bizim ölümlü yaşam sürerken ölümsüz
olduğumuzun sarhoşluğunu yaratan, sıkıştıkça ona başvurduğumuz ruhumuzun tartımı,
bu damıtma işlemi sonucu yapılabilir mi?
En azından, bugüne
kadar gelişen aletlerle ruhun tartısının yapılmayacağı gün gibi ortadadır.
Kaynama ve damıtma işleminden sonra yüzde yetmiş olan suyun hemen buharlaşacağı
kesin. Daha sonra buharlaşacak, gaza dönüşecek olanlar; yumuşak dokular ve en
son olan katı dokular…
Geriye kaç gramlık
insan yağı-ömrü kalacak? Belki hiç! Belki, bunun cevabını insan bilimi ve diğer
bilimler verecek. Yazgımızın bize baskı yapıp, evrimin, yaratıcının bize
sunduğu zanaat, sanat, edebi, felsefi hünerlerim izin yapıta dönüşümüdür belki
de 36.600 gün ve gecenin karşılığı olan insan yağı-yaşamı olan birkaç gramlık
veya kiloluk değerli şey-şeyler…
Güven Serin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder