9 Şubat 2015 Pazartesi

OHA SAYIN SEYİRCİLER


Kamera; Güven Sabancı Müzesi- Nilüfer Çiçekleri

OHA SAYIN SEYİRCİLER

  Suudi Arabistan Kralı Abdullah’ın ölümü ardından yaşananlar ancak bir tiyatrocunun seslenişle anlamlı bir anlatıma kavuşabilir; “ Oha sayın seyirciler!”  denir…

  Kralın ölümü için ülkemizde bir günlük yas ilan ediliyor. Kralın ölümünü, yas ilanını gerekçe gösteren Devlet Tiyatroları ve Şehir Tiyatroları bir günlük perde açmayarak büyük tepkilere neden oldu.

 İşin garibi, bu tepkilerde en çok öne çıkan şey ise Kral Abdullah’ın sanat düşmanı oluşudur. Diğer bir ikinci tepki de ülkemizde o kadar büyük ölümler oluyorken bile yas ilan edilmezken, Kral Abdullah için yas ilan edilmesi…

 Ama en ilginç tepkiyi de yine tüm yaşamını sanata adamış Genco Erkal , “ Oha Sayın Seyirciler ve de Yuh! Devlet Tiyatroları Suudi kral için oyunları iptal etti, oyuncular tepkili. Ben de bu akşam rahmetli sultanın anısına ‘ Bir Delinin Hatıra Defteri’ni oynarım. Akraba olurlar zaten. Bu da kendini İspanya Kralı sanıyor.

  Bu matrak dünyada insanların gözlerinin içine baka baka akıl almaz şeyler onurlu bir şeymiş gibi satılıyorsa, elbet ülke insanı da kendi buluşlarını en az krallar kadar krallık gösterisinde bulunurlar.

  Örnek mi?

 Karısını öldüren adam için ilk önce ömür boyu hapis veriliyor. Sonra, öldürme olayını hafifletici sebeptir diye karısının sevgilisiyle mesajlaşmasını aile sadakati açısından doğru bulmamış hâkimler, katilin ömür boyu hapis cezasını 5 yıla indiriyorlar. Yani erkekçe koruma hiç güdüsüyle hukuka, adalete kuşkunun tırpanını vuruyorlar…

  Oha, diyorum; oha…

  Sonra, bir başka hâkim bu davayı yenide inceliyor. Maktul Kadriye’nin telefon mesajları için Türk Telekom’dan döküm istiyorlar. Böyle bir şeye rastlanmıyor. Tabi ki katilin rahatı kaçıyor. Çünkü yeniden görülen davada 24 yıl hapis kararı, iyi halden dolayı 20 yıl hapse çarptırılıyor.   

 Katilin mahkemeye son bir hamlesi, son bir seslenişi oluyor. Hâkim söyle diyor;

Karım, başkasını seviyorum dedi, dayanamadım o yüzden öldürdüm. Bu sebepten indirim istiyorum, diyor.

Oha sayın seyirciler; gerçekten oha…

  Son ‘oha” seslenişini çekmek için bir başka ülke gerçeğimizin halen tam olarak aydınlanmamış bir olayını; cinayetini anlatmak istiyorum. Genel Maden İş Sendikası Başkanı Şemsi Denizer en parlak döneminde genç bir yaşta Cengiz Balık tarafından öldürüldü. Bu ölümün sır perdesi aralanmadı. Belki de aralanmak istenmedi. Böylece adalet, yine puslar arasında kendi yolunu aramaya devam etti…

  Şemsi Denizer’in katili yakın zaman önce izinli dışarı çıktı. Gazetelere verdiği demeçte şöyle söylüyor;

 “ Şemsi Denizer ile aramızda özel bir sorun vardı. O artık öldü. Birbirimizin ekmeğini yemişliğimiz vardır. Ona laf söyletmem!”

  Oha sayın seyirciler! Gerçekten de oha… Bir katilin ne büyük, ne yüce duyguları olduğunu da öğrenmiş oluyoruz. Katil Cengiz Balık bu iş şahsi mesele dense de, hesabına 150 ayrı kişiden yatırılan paralar, yakalanınca üzerinde bulunan 100 Bin TL değerindeki çek uyuyan adalet, hukuk tarafından görülmemişe benziyor…

 Sayın dostlarım; duyduklarınıza, gördüklerinize hiç şaşırmayın; sadece oha be kardeşim deyip geçin; yoksa pus, girdap, şamata sizi de yutar; varken yokmuş gibi olursunuz…

 Güven Serin



2 yorum:

MAVİ' dedi ki...

Benim kalemi ekin dostum;
Yaşamda ki cesaretimizin ölçüsü yaptığımız seçimlerde görülür.

İnsani diğer canlılardan ayıran en önemli fark, kendi tercihlerini çizebileceği ''özgür bir iradeye sahipken'' kolaya kaçıp, emek vermeden yaşama yürümesi; kişiyi sağ duyudan,öngörüden uzaklaştırıyor.
Davranışların anlamı, kişinin algılamasında gizlidir.
Yaşamı boyunca, kendilerine öğretilenlerle, biçilen değer yargılarıyla büyüyen ve yaşamını bu kural ve kaideler üzerine yaşayan bir insanın, sürü bilinciyle hareket etmesi kaçınılmazdır.

Neden ben Suudi kralının yasını tutmalıyım yada insanlığa faydası ne oldu, diye sormadan sırf biri birileri istedi diye yas tutmayı kabul görüyorsa, zaten bu kör bilinçten farklı bir davranışta beklenmez.
Bana en ilginç gelen, sanata düşman bir insana, sanatı icra eden insanların bir günlük yası normal kabul edip eyleme dökmeleriydi.
Hiç uzağa gitmeden,son bir yılda yaşanan insan kayıplarına baktığımızda ''ölen demiyorum'' öldürülen bunca insan varken bu davranışı manidar bulamam... oha ki oha...
Genco Erkal'ın davranışı; bir aydının,aydınlanmış insanın yansıması.

Verdiğin örneklerin hemen hepsi; hesapçı,utanmaz,sevgisiz, bencil, sinsi ve kindar insanların davranışı.
Seninde bahsettiğin gibi insana ''oha yani'' dedirtecek cinsten, pervasızca davranışlar.

İnsan dair bir çok şey beni şaşırtmıyor, sadece biricik yaşama bu kadar kasıntıyla devam edenler beni şaşirtiyor. SEvgiyle kalın...

Olcay KASIMOĞLU

GÜVEN SERİN dedi ki...


İnsanlığın yolculuğu senin de söz ettiğin gibi sevgili dost;öğretilerin ruha ve bedene özümseyerek geçmeleriyle algıya,tercihe dönüşüyor. Bizi biz yapan,yüreğimizin adımlarını her daim mutlu,kıvançlı kılan şey de burada; tam burada o hassas çizgide;verdiğimiz kararların,seçtiğimiz yolun doğruluğunda gizli;çocukça,yaşlı bir bilgenin duruluğunda;kendimizi kral, tanrı kılığına girmemiş,gerçek insan kostümlerinde gizlidir...