28 Ocak 2013 Pazartesi

ŞANS,TALİH, KISMET...


Kamera, Güven   Pera Müzesi



ŞANS TALİH KISMET…

  Ülkenin büyük bir kısmı, yani bu ülkenin topraklarında yaşayan, havasını soluyup suyunu içenler, ümitlerini, hayallerini şans oyunlarına bağlamışa benziyor. Çoktandır uğramadığım Şans Oyun Büfesine, tam bir acemi şans oyuncusu gibi seslendim; “ Neler var, hangisi ne zaman çekiliyor, ben bilmiyorum.” Dememe kalmadan şans oyun büfe çalışanı, tam bir iştah içinde cevap verdi; “ Neler yok ki, Şans Topu, Sayısal Loto, On Numara” diye saymaya başladı. Neredeyse haftanın her gününe şans oyunları, onlar yoksa At Yarışları, şans, talih ve kısmet elini uzatmaya devam ediyor.

  Uzun zaman önce şans oyunlarına şans vermeyi bırakmış bir adamın, şansa ihtiyaç hissedişine boyun eğerek iki kuponda ben aldım. Kuponlara acemice bakarken ne zaman geldiğini görmediğim taksici tanıdığım yardım sever bir sesle;

  Birinci kupona, yani elinde tuttuğun on numara kâğıdına on tane rakam yazacaksın dedi. Peki diğerine ne yazacağım? Ona da altı tane sayı işaretleyeceksin. Peki, kolaymış, diyerek şansın göklerden yere inmesine ve akıldan, bilimsellikten, çalışmaktan, büyük uykudan uyanmamış güzel halkıma ve bana biraz yardım etmesini rica ile istedim. Taksici tanıdığım, bana nasıl oynanacağını göstermekle kalmayıp, hangisinin ne kadar devrettiğini, hangi oyunda bu hafta ne kadar para kazanıldığını, hangi kente çıktığını bile söyledi. Bu kadar olur dedim, kendi kendime; bu kadar usta işi takip edilir bu işler…

  Birkaç günlüğüne bende şans ve kısmetimi değiştirecek kuponlarla dolaşacağım. Hayallerim birkaç günlüğüne daha da renklenecek. Fakat hayal kurmanın büyük başarısına sahip olmama rağmen bu dünyada, yaşadığım bu büyük dalgalanmalar, büyük dengesizlikler, adaletsizlikler yaşayan bu ülkede, kendi şansımı yakalayıp büyük zenginliğe ulaşsam dahi, mutlu olamadığımın hayalinin sonuna gelmem beni rahatsız ediyor.

 Ne kadar zengin olursam olayım, zenginliğimi koruyacak kale gibi eve ve korumalara ihtiyacım olacak. Ve hayatın borçlarıyla pençeleşen bir sürü arkadaş, akraba… Onlara yardım etsem, zenginliğim bitecek ve hazıra alışmış bu güzel insanların yardım sonrası yine aynı tasla, aynı hamama döneceklerini de biliyorum. Sonra, vermesem, zenginliğimin safhasını sürsem; büyük uygarlıkları istila etmeye bekleyen büyük barbar orduların büyük gücü gibi beni de aşağı çekmek isteyen güçlerin olacağını biliyorum.

  Şans, talih ve kısmet, denemesi bedava olmasa da az parayla da bu işler yapılıyor gibi; ilk önce azar azar başlıyor ve sonra evin ekmek parası bile verildiği anlar oldukça fazlalaşıyor. Fala da inanma, falsız da kalma felsefesi güzel olmasına güzel ama asıl mesele, hak edilmemiş zenginlikler ile hak edilmemiş fakirliğimizi, çaresizliğimizi değiştirecek şey;
 ŞANS değil, insanların hakkıyla, inanarak isteyecekleri uygar ülke yaşam biçimleri olacaktır.

  İmam istediğimiz kadar, öğretmen, doktor istemeyi öğrenmek zorundayız. Açlığımızın, sefaletimizin, aldanışlarınızla gerçek sebeplerini bulmak, irdelemek ve bize düşen suçu ve günahı elimize alıp başımızın üzerinde dolaştırmak zorundayız. Ondan sonra diğer insanlara tepkiler, eleştirileri getirme özgürlüğüne, inancına ve korkusuzluğu-na sahip oluruz.

  Şans, talih ve kısmet dağıtmak devletin işi haline dönüşmüş; sanırım devletin güzel, erdemli yöneticileri de bu işin böyle olacağını biliyorlar. İnanmak isteyen insanlara, milyonlarca insanın içinden çıkacak birkaç zenginin diğer insanlara bırakılacak harika bir masal ve destan olacağını görmüş olacaklar ki, her güne bir şans oyunu seçme ve oynama imkanı yaratmışlar.

  Öyleyse ne duruyoruz; ŞANSI, KISMET ve TALİH, belki size de çıkabilir, benim gibi yapıp birkaç kupon oynayıp, hayallerinizi çantanızın, cebinizin en kıymetli yerine koyun. Sonra geriye zenginliğinizi nasıl yöneteceğiniz kalıyor. İyi niyetliyseniz, eş-dost ve akrabalar sizi bir anda başladığınız yere, yani hayallerin merkezine çekecektir. Yok, iyi bir para yöneticisiyseniz, eşten, dosttan, akrabadan kaçıp bu işin tadını çıkaracağınız birkaç yıla doğru yola çıkmanın planlarını yapın.

 Bol şanslar dostlarım, şansa muhtaçlık içinde, hazır göklere açtığımız ellerimize düşecek banknotlar için şimdiden antrenman yapın; ne olur ne olmaz, büyük heyecan, büyük bir düş kırıklığı yaşamamak adına…

 Güven Serin
      

Hiç yorum yok: