29 Aralık 2025 Pazartesi

HASAN AKARSU YENİ YIL

 


               YILI TAKVİMDEN DEĞİL, VİCDANDAN BAŞLATANLAR

  Yıl değişir ama herkesin içi değişmez. Takvim yaprakları düşer, yenileri asılır; fakat insanın içindeki yük, sevinç, eksiklik ve umut çoğu zaman yerli yerinde durur.

   İşte tam bu eşikte, Tekirdağ’da sessizce yapılan küçük ama içten bir çalışma, bize yılın sadece bir zaman meselesi olmadığını hatırlatıyor.

   Öğretmen kökenli yazar ve şair Hasan Akarsu, yeni yılı yüksek sesle karşılamayı değil, insana eğilerek selamlamayı seçenlerden.

  Onun yılsonu-yılbaşı arasında gelenek haline getirdiği bu çalışma, bir kutlama metni olmanın çok ötesinde, bir vicdan yoklamasıdır. Kimleri anıyoruz, kimleri unuttuk, neyi yaşadık, neyi hep erteledik… Bunları bağırmadan, gösterişe kaçmadan soruyor.

  Bedrettin Aykın’a, Osman Bozkurt’a yazılmış “Anı Şiir”ler, ölümü soğuk bir gerçek olarak değil de insanı tanımlayan bir hatıra olarak ele alıyor. Ne bir ağıt, ne bir süslü söz. Emek var, dostluk var, öğretmen sabrı var. İnsan, öleni anarken aslında kendi sorumluluğuyla yüzleşir.

  Ardından gelen “Daha Çok Yaşamak” şiiri ise sadece edebi değil, açıkçası sosyolojik bir metindir.

  Kış denizine girmeyen insan, sudan kaçan kedi, daldan dala ürkek uçan kuş… Bu imgelerin hepsi şunu söylüyor:

Hayata mesafeli duran, hayatı da eksik yaşar.

  Hasan Akarsu’nun dili tam da burada önem kazanır. İnsanı anlatırken onu yüceltmek yerine, ayağını yere bastırır. Çünkü bilir ki insan, doğadan ve çevresinden koptukça kendi içinden de uzaklaşır.

  Ve yazının sonuna gelen o sade cümle…

“ 2026 yılınız barış, sağlık, mutluluk getirmesi dileğiyle.”

Bu bir nezaket cümlesi değildir sadece.

Bir öğretmenin, bir şairin,

İnsandan vazgeçmeyen bir

 Kalemin ısrarıdır.

  Tekirdağ’ın böyle insanlara çok ihtiyacı var. Yüksek sesle konuşanlara değil; derin sesle, seslerle düşünenlere.

Yılı takvimden önce vicdanla başlatanlara…

  Yeni yıl kapıdaysa, belki de mesele daha çok konuşmak değil;

Daha çok yaşamak, daha çok anlamak, daha çok insan kalabilmek…

  Eski yıl gider, yenisi gelir; fakat insan birbirini hatırlamıyorsa, ne giden tam gitmiştir, ne gelen gerçekten yenidir.

  Eski yılın yükünü sırtından atmadan yeni yıla giren toplumlar bilirler ki, gerçek yenilenme takvimde değil; insanın insana yeniden bakabildiği yerde başlar.

 Kutlu Olsun; üstünden atılmış yüklerin yeni yılı…

 Güven SERİN 

  

 

 

 

 

  


Hiç yorum yok: