6 Şubat 2025 Perşembe

ERKEKLERİN OLDUĞU YERDE GERİLİYORUM

 

İNTERNET

                   ERKEKLERİN OLDUĞU YERDE GERİLİYORUM

  Bu başlığı atarken o kadim sözcükle başlayacağım; “ Sözüm meclisten dışarı” diyerek…

   Bindiğimiz asansör 21 kişilikti. Son binenler arasında üç kadın bir erkek vardı. Büyük ve değerli bir kurumun çalışanlarıydılar. Uzun boylu kadın, bekâr erkeklerin eski zamanlarda peşinden koşacak kadar güzel, alımlıydı. Genç kadın çok gergindi. Bunu onlarla binen erkek arkadaşı anlamış olacak ki:

 —Gerilme bu kadar, dedi.

   Bu konuşmaların yaşandığı büyük asansörde yaklaşık on kişi vardı. Benim haricim iki erkek ve gerisi farklı yaşlarda kadınlar. Üç kadın ve bir erkek hariç diğerleri birbirini tanımayan kişiler.

 —Bu kadar gerilme diyen erkek arkadaşına uzun boylu ve oldukça alımlı genç kadın ise şu cevabı verdi:

 —Ne yapayım erkeklerin olduğu yerde geriliyorum! Genelleme yapmak istemem ama! Bir yerde asansörde bulunan biz erkekleri de “ Sözüm meclisten dışarı” diyerek gönlünü alarak konuşmasını sürdürdü:

 —Arkadaşım, salonlarda bekleşen erkekler koridorları öyle bir kapatıyorlar ki ister istemez onlara sürtünerek geçiyorum. Kendi kız kardeşleri, eşleri olunca namus timsali kesilen bu beyler, başka kadınlar için hiç horalı bile olmuyor. Nasıl bir mal toplum olduk biz yahu?

   Gel de bu genç kadının alnından öpme! Asansör her katta duruyordu. Büyük asansör olunca ağır çıktığı için genç kadının bir yerde insanlık haykırışını dinlemiş oldum. Dördüncü katta indiğim için, geri kalan sözcükleri dinlemesem de meselenin özü çoktan anlaşılmıştı bile.

   Asansörde, erkeklerin olduğu yerde gerilen genç kadını dinledikten sonra o büyük, o değerli kurumun koridorlarında, farklı salonlarında gezindim. Gözlemlerim akıl almaz bir şekilde genç kadının anlattıklarının eksiği var fazlası yok. Hele birbirini tanıyan birkaç erkek bir yere gelince, sanki kendini kaybediyor; yanından kim geçiyor! Geçebilecek mi? Haberleri bile olmuyor…

   İşin garibi ilim irfan sahibi medeni, uygar insanı ortaya çıkartmak için dinimiz ve kutsal kitabımızın ilk emri; “ Yaratan Rabbinin adıyla oku! “ Okumaya bu kadar alerjisi olan, gezmeyi görmeyi sadece birkaç fotoğraftan ibaret kabul eden toplumun erkekleri de kadınları da artık koridorlarda, salonlarda, kaldırımlarda, çarşılarda bencil bir düşün içinde sanki yüzüyorlar.

   İnanın bana neredeyse hiçliğin içinde kaybolmuş gibiler… O yüzden kimselerden yol vermesini beklemeden yol vermeyi, iyice küçük dar kaldırımlardan geçerken bıçkın bir kadının “ Bana dokundun, bana değdin” demesine fırsat vermeden, yanından geçtiğim kişilerin tarafında bulunan tutma, dokunma organım olan kolumu iyice belimin arkasına saklıyorum. Gören de folklor gösterisine hazırlanan birisi sanacak. Varsın sansın…

   Şunu ifade etmek isterim ki artık, belli eğitime, kültüre, ekonomiye sahip kadınlarımız da erkeklerimiz de evlenmek istemiyor. Bunun sebebi tam olarak araştırıldı mı? Düşen doğum oranları, yapılan evliliklerin yürümemesi; birkaç nedene bağlanamaz…

  Nezaketle, estetik değerlerle, felsefeyle, sanatla, müzikle beslenemeyen toplumun fertlerinden ister erkek, ister kadın olsun; daima şehir kültürüne yabancı, daima karşı insanlara empati-duygudaşlık kurmadan önyargı ve o kalıplaşmış alışkanlıklarıyla yaşamaya mecbur halde kendi ömürlerini öyle veya böyle tamamlayacaklar…

 Güven SERİN 

  

 

 

 

  


Hiç yorum yok: